Besiciliğin özeti: Hayvanlarımız bir deri bir kemik kaldı, bakamıyoruz
Saman, yem, gübre ve mazot fiyatlarındaki artışa dikkat çeken besici Yusuf, zamlar nedeniyle hayvancılığın bitme aşamasına geldiğini, 45 bin TL masrafa karşılık 12 bin TL eline geçtiğini söyledi.
Fotoğraf: MA
Müjdat CAN
Saman ve yem fiyatlarındaki yüksek artış, mazot, gübre ve tohuma gelen zamlar, yonca ve saman fiyatlarını uçurdu. Yem bulamayan besiciler, hayvanlarının bir kısmını kesime vererek geriye kalanlara yem ve saman alıyor. Hayvancılık yapan ve sektörün bitme aşamasına geldiğini belirten besicilerden Malatya'nın Akçadağ ilçesine bağlı Aksaray (Zîve) Mahallesi'nde yaşayan Yusuf Solak, yaklaşık 8 yıldır bu mesleği sürdürüyor. Hayvanlarının sayısının günden güne azaldığını söyleyen Solak, yem fiyatları ve hayvanın bakım maliyetinin yüksek olduğunu, bu sebeple hayvancılığın bitme aşamasına geldiğini dile getirdi. Solak, "Hayvanlarımızın durumu belli, deri kemik kaldılar. 50 kiloluk yem 300 TL. Saman 3 TL, yonca 5 TL, süt yine 5 TL. Biz hayvanımıza bakamıyoruz. Bakamadığımızdan dolayı da hayvancılığı bırakmak durumuna geldik" dedi.
SÜT VERİMİ AZALDI
Süt sığırcılığı yaptığını ifade eden Solak, süt para etmediği için hayvanları kesime gönderdiklerini belirterek, "Hayvanı kesime verince para ediyor ama tekrar dişi hayvanı nerede alacağız. Dişi hayvanımızı kesime göndermemek için elimizden gelen mücadeleyi veriyoruz. Fakat mazot pahalı, gübre pahalı, ekini ekmeyince saman olmuyor, yonca olmuyor. Olmayınca satın almak zorunda kalıyorsun, ona da güç yetmiyor. Güç yetmeyince de hayvancılığı bırakma aşamasına geliyorsun. Diyelim ki bir hayvan 10 kilo süt veriyor. Çünkü bakımlı değil, bakımlı olsa bu hayvanın vereceği süt 18-20 litre. Ama 10 kilo süt alıyorum. Bunun sebebi hayvanıma yem veremiyorum. Bırakma aşamasına geldik" diye konuştu.
45 BİN GİDER 12 BİN GELİR
Bir hayvan rasyonu (yemek) hazırladıklarında 8 kilo fenli yem, 3 kilo yonca, 3 kilo saman, 10 kilo sılaç karıştırılması gerektiğini anlatan Solak, bunun bir hayvan için aylık maliyetinin bin 500 TL olduğunu kaydetti. Kendisinin 30 hayvanı olduğunu ve aylık 45 bin TL giderinin olduğunu belirten Solak, şöyle devam etti: "Ben aylık 12 bin liralık süt satabiliyorum. Ne oluyor. Ben her ay 2 hayvanımı satıyorum bu nedenle. Satınca da yemi destekliyorum. Böyle giderse hayvancılığı bırakıp, fabrikalarda zenginin çarkına su taşıyacağız. Böyle devam ederse ithalata bağlı olacağız. Dışarıdan gelecek. Kumandaya basacaklar, biz köle gibi çalışacağız. Geçimimizi sağlamaya çalışacağız. Büyükbaş hayvanı dışarı salma durumumuzda söz konusu değil. Genelde samanı alıyoruz. Yüzde 30'unu kendi arazilerimizden karşılıyor, yüzde 70'ini satın alıyoruz.”
SAMANDA YÜZDE 400 ARTIŞ
Samanın geçen sene tonunun 600 TL olduğunu hatırlatan Solak, bu sene 2 bin 500 TL'ye çıktığını, sılaç fiyatının ise yaz aylarında 400 TL'den satıldığını, şu an ise 3 kat artarak bin 200 TL olduğunu ifade etti. Solak, "Herkes hayvanlarını burada kesime gönderdi. Biz kesimden taraf olmadığımızdan, 3-5 hayvan almak isteyenlere satıyoruz. Hayvanlarımızı bu nedenle idame etmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
GÜBRE, MAZOT, TOHUM PAHALILIĞI
Kayısıdan kazandıkları 3-5 kuruşla hayvan yemine harcadıklarını sözlerine ekleyen Solak, bu sene kayısıların da don nedeniyle yandığını belirtti. Solak, besiciliği devam ettirebilmek için mazot ve gübre fiyatlarının düşmesi gerektiğinin altını çizerek, “Biz arazimizden hayvanların giderlerinin yüzde 50'sini en az karşılamak için ekmemiz lazım. Bunu ekemiyoruz. Çünkü gübre, mazot, tohum pahalı. Girdiyi azaltırsak biz üretimi devam ettiririz. Ama maliyeti düşürmediğimiz zaman bu şekliyle hayvancılık gitmez" ifadelerinde bulundu.
(MA)