21 Nisan 2022 23:21

Sınır ötesi operasyonu değerlendiren Yüksel Genç: Türkiye için bu süreç oldukça tehlikeli olacaktır

Türkiye'nin başlattığı sınır ötesi operasyonu değerlendiren Yüksel Genç, iktidarın başlattığı operasyonun seçim yatırımı olduğunu ancak Türkiye için bu sürecin oldukça tehlikeli olacağını söyledi.

Yüksel Genç | Fotoğraf: İnanç Yıldız/Evrensel

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesi sınırları içindeki Metina, Zap ve Avaşin-Basyan’da PKK’ye karşı başlattığı Pençe-Kilit askeri operasyonu devam ediyor. Operasyona dair Evrensel’e değerlendirmede bulunan Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, iktidarın başlattığı operasyonun seçim yatırımı olduğunu ancak Türkiye için bu sürecin oldukça tehlikeli olacağını ifade ederek, her koşulda daha derin bir ekonomik kriz yaşanacağını söyledi.

İKTİDAR SEÇİME ZAFER KAZANARAK GİRMEK İSTİYOR

Genç, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizi örtmek üzere iktidarın böyle bir operasyona başvurmak zorunda kaldığını belirterek, aynı zamanda Kürt siyasetini yeniden dizayn etmeye çalıştığını söyledi. İktidarla muhalefetin oy oranı oldukça yakın oranlarda görüldüğünü ifade eden Genç, iktidarın bu operasyon sonucunda bir zafer elde ederse ‘terörü bitirmiş bir hükümet’ olarak seçime girip kazanmayı hedeflediğini dile getirdi.  

HDP’NİN KRİMİNALİZE EDİLMESİ

Bu operasyonla birlikte HDP’nin kriminalize edilmesinin toplum nezdinde güçlendirileceğinin düşünüldüğünü belirten Genç, “Bu tip operasyonlar çoğu zaman operasyon hedefinde olan yapıları kontrol etmeyi içerir. Bu operasyon Kürt siyasetini ve sahasını dizayn etme, sınırlama amacı da güdüyor. Bu tip operasyonlarda devlet içindeki bazı güçlerin kendi içlerindeki gerilimlerin yansıması olabiliyor” dedi.

MUHALEFETİN KAYITSIZLIĞI

Muhalefetin operasyonu desteklemesine dair de konuşan Genç, “İktidar ve muhalefet partileri bu seçimlere kader seçimi diyorlar. Bu kader seçiminin kilit seçmeni Kürt seçmeni. Dolayısıyla muhalefetin Kürt seçmene kayıtsız kalması, HDP dönük operasyonlara kayıtsızlığı, askeri operasyonlara destek biçimi, Kürt seçmeni önemsemiyor olması, devlet içi yapılara dayanarak iktidar sürecinin muhalefet lehine gelişmesiyle ilgili de işaretler veriyor. Bu operasyonda muhalefetin tutumu biliniyordu, iktidar da seçmen de biliyordu. Muhalefet milliyetçilik ve beka bağlamlarını aşabilmiş bir yerde durmuyordu. ‘Kürt sorununu çözerim’ derken ezber bozan bir yerde durmuyordu ve güven oluşturmamıştı. Muhalefetin süreci kaybetmesi yüksek gibi görünse de kayıtsızlık ve askeri operasyonu destekleme biçiminde iki şey öne çıkıyor. Muhalefet AKP karşıtlığı üzerinden Kürt seçmeni doğal olarak alternatifsiz kendisine yöneleceğini düşünüyor. Bu yüzden Kürt seçmenini elde tutma ihtiyacı duymuyor ya da Kürt seçmenin sandıktan uzaklaşarak kilit seçmen olamayacağı pozisyona getirilerek bazı gerilim politikalarıyla beraber devlet yapısı içerisindeki siyaset dizaynında kendisini yer edineceğini düşünüyor” dedi.

KÜRTLERİN SANDIKTAN UZAKLAŞMASI İKTİDARA YARAR

Bu operasyonlarda iktidar zorlanacak pozisyonlarda kalmaz ise muhalefet sandığa küstürülmüş, uzaklaştırılmış Kürtler ile sandığa gidişlerin az olması kadar aleyhine bir sürecin işleyeceğini görmek zorunda olduğunu ifade eden Genç, “Macaristan’daki muhalefetin kaybetmesinin en önemli nedenlerinden biri tabanın sandığa gitmemiş olmasıydı. Türkiye’deki muhalefetin kazanma şansının birincisi Kürtlerden oy alabilmek, ikincisi ise devlet içi güçler tarafından desteklenerek dizayn politikalarına ortak olmak” dedi.

HER KOŞULDA KRİZ VE İŞSİZLİK OLACAKTIR

Operasyonun sonucunun ne olursa olsun derin bir kriz ve yoksulluğun kaçınılmaz olduğunu dile getiren Genç, “Bu ülkeyi yöneten akıl daha geçen yıl domates bulamayan halka ‘bir mermi kaç lira biliyor musunuz?​’ dolayısıyla savaşın yoksulluğun olağan bir parçası olarak ilan etmiş, kitlelerden onay almaya çalışmış bir siyasetten bahsediyoruz. Bu savaş krizi derinleştirir ve yoksul halkın milliyetçilik kisvesiyle gazının alınması gerekir. Türkiye için bu süreç oldukça tehlikeli olacaktır. Türkiye’nin ekonomi kaynaklarının yüzde 20’si savaş ve savunma ekonomisine gidiyor. Bu kadar yoksullaşmış ve derin ekonomik kriz yaşayan ülke açısından çok insafsız bir durum. Mutlak yoksullaşmanın ve rezervlerin tükendiği bir ülkeden bahsediyoruz. Dolayısıyla savaşın sonuçların her koşulda bu topluma, derinleşmiş ekonomik ve işsizlik biçiminde dönecektir, bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Kayseri'de bir kişi, aşı yaptırmak için gittiği aile sağlık merkezinde ebeyi darbetti

SONRAKİ HABER

Şırnak'ta eşi Mihriban Şengil'i katleden Metin Şengil 3 gün sonra teslim oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa