25 Nisan 2022 00:36

Aksa Akrilik Kimya işçisi ​​​​​: Zam talep etmek, sorunları dile getirmek suç mu?

Aksa Akrilik Kimya işçisi: "Sadece üst yönetime sesini duyurmak, işyerindeki ücret adaletsizliğinin son bulmasını istemek için yemeğe gitmeyen arkadaşlarımız sürgün edildi, işten çıkarıldı."

Aksa Akrilik Kimya işçisi ​​​​​: Zam talep etmek, sorunları dile getirmek suç mu?

Ekran görüntüsü: Aksa Akrilik Kimya tanıtım videosundan alınmıştır

Aksa Akrilik Kimya işçisi
Yalova

Yalova’da faaliyet gösteren Aksa Akrilik Kimya Sanayi’nde çalışmaktayım. Fabrikamızda sentetik elyaf üretimi yapılıyor. Fabrikamız ülkemizdeki tek akrilik elyaf üreticisi, 1500’e yakın işçi çalışıyor. Fabrikamız üretim ve tekstil müdürlüğü olmak üzere iki ana bölümden oluşuyor. Üretim müdürlüğüne bağlı çalışan 5 ayrı bölüm var. Şirketin ücret politikası gereği her bölümde çalışan işçiler farklı maaşlar alıyor. Örneğin, bir bölümde çalışan işçiler 10 bin lira maaş alırken, bir bölümde çalışan işçiler asgari ücretin biraz üzerinde maaş alıyor. Fabrikamızda brüt maaşlar net olarak ödeniyor. İşyerimizde uygulanan maaş politikasına “Matrix sistemi” deniyor. Yılda bir zammın yanı sıra işçilerin performanslarına göre de ara zamlar yapılıyor. Matrix sistemi kriterlerine göre işçi devamsızlık yapmadıkça, işe geç gelmedikçe, iş kazası yaşamadıkça, yaptığı işteki verimliliği arttıkça ara zam alabiliyor. Bu ara zammı alabilmek için her işçinin nasıl insanüstü bir performansla çalıştığını tahmin edersiniz.

Paketleme bölümünde çalışan arkadaşlarımız 5 bin 441 lira maaş alıyor. Asgari ücrete gelen zammın ardından paketleme bölümünde çalışan işçiler en azından ücretlerinin 6 bin 500 liraya çıkacağını düşünüyordu. Zam oranları açıklandığında bu bölümde çalışan arkadaşlarımız ücret adaletsizliğine itiraz ederek ve seslerini duyurmak için 2 gün, 3 vardiya yemeğe gitmeme eylemi yaptılar. Eğer paketleme çalışmazsa fabrikada üretim durur, bunu herkes biliyor. Buradaki işçilerle önce temsilciler görüştü. Temsilciler fabrika yönetiminin belirlediği işçilerden oluşuyor. Yönetimin belirlediği kişiler işçi temsilcisi olarak atanıyor. Zaten bu kişiler hiçbir zaman bizim sorunlarımızı çözmek için uğraşmadılar, adları “işçi temsilcisi” ama kendileri aslında işveren ne derse onu yapar. Temsilciler sorunu çözemeyince fabrika direktörü, üretim müdürü ve paketleme bölüm müdürü işçilerle görüştü. Müdürlerin “Sizi dinledik ve söylediklerinizi dikkate alacağız” demesi üzerine de arkadaşlarımız iyi niyet göstergesi olarak eylemi sona erdirdiler. Aradan geçen sürede hiçbir adım atılmadığı gibi 4 Mart tarihinde tüm işçilere atılan mesajla işyerinden gönüllü çıkışların önünün açıldığı söylendi.

Gönüllü çıkmak isteyenler çıktı. Ama bu süreçte gördük ki paketlemede eylemlere öncülük ettiği düşünülen bazı işçilere bölüm değişiklikleri dayatıldı. Görev değişikliğini kabul etmeyen işçiler işten çıkarılma riski ile karşı karşıya kaldı. Normalde bölümü değiştirilse de işçilerin maaşları düşürülmez, yasa böyle diyor. Bölüm değişikliği nedeniyle maaşı düşürülen arkadaşımız oldu ve kabul etmediği için işten ayrılmak zorunda kaldı. Bazı arkadaşlarımız işten çıkarıldı. Sadece üst yönetime sesini duyurmak, işyerindeki ücret adaletsizliğinin son bulmasını istemek için yemeğe gitmeyen, üstelik de iyi niyet göstergesi olarak müdürlerle konuştuktan sonra eylemi sona erdiren arkadaşlarımıza yapılan bu muamelenin ne insani ne de vicdani olduğunu düşünüyorum. Eğer biz bir aileysek ailenin bir kısım fertleri sorun yaşıyorsa, bu sorunun çözülmesi gerekmez mi? Fabrika genelinde yapılan memnuniyet anketinde çalışanların yüzde 60’ının memnun olmadığını söylemesi çok şey anlatmıyor mu? Sorun çözmek şöyle dursun bu kişilerin bölümlerini değiştirmek, daha zor, daha ağır bölümlere vererek cezalandırmaya çalışmak, kabul etmeyeni bu ekonomik kriz koşullarında işten atmak kabul edilemez. Şirketin bu yanlıştan bir an evvel dönmesini, bu yanlışta imzası bulunan müdürlere de gerekli yaptırımları uygulaması gerektiğini düşünüyorum.

Evrensel'i Takip Et