KOÜ öğrencileri: 1 Mayıs bizim de bayramımız çünkü artık hem işçi hem öğrenciyiz
1 Mayıs'a sayılı günler kala taleplerini konuştuğumuz Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencileri; kötü çalışma koşullarının, iş cinayetlerinin, emek sömürüsünün son bulmasını istiyor.
Kocaeil Üniversitesi | Fotoğraf: Evrensel
Yaren TAN
Mete ÇEBİ
Kocaeli
Enflasyon rakamları uzunca bir süredir gündelik hayatımızı olumsuz etkiliyor. 2022 yılı 1 Mayıs’ı ekonomik krizin giderek derinleştiği, gençliğin eğitime, iş bulmaya, geleceğe dair kaygılarının daha da arttığı bir döneme denk geliyor. 1 Mayıs yaklaşırken biz de Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencileriyle taleplerini konuştuk.
BİZLER HEM İŞÇİ OLDUK HEM ÖĞRENCİ
Gazetecilik birinci sınıf öğrencisi olan Dilek Gömeç, 1 Mayıs’ın işçi ve emekçilerin bayramı olarak tüm dünyada kutlanan, haksızlıklara karşı birlik ve beraberlik günü olduğunu, pek çok ülkede ise resmî tatil olarak kabul edildiğini belirtti. Dilek “Aslında her ne kadar öğrenci olsam da bizlerde birer işçi ve emekçiyiz. Türkiye şartlarında maalesef çalışmadan öğrencilik hayatı sürdürmek çok zor hale geldi. Bu yüzden bizler hem işçi olduk hem öğrenci. Bu bilinci daha küçük yaşta kendimizde yer edindiğimiz için 1 Mayıs’ta çoğu öğrencinin örgütlenip haklarını aramalarını, bu bozuk düzene karşı susmamalarını isterim. Türkiye’ye bakarsak işçi cinayetlerinin çok yoğun olduğu bir ülke olduğunu görebiliriz. Evet cinayet diyorum çünkü işçiler hiçbir önlem almadan sadece kâr amaçlı çalıştırılıyor. Artan kurye ölümlerini, inşaatta çalışan işçilerin ölümlerini buna örnek olarak gösterebiliriz. Aslında 1 Mayıs için beklentilerimden en önemlisi bu işçi cinayetlerini ortadan kalkmasıdır. Bunun için dediğim gibi 1 Mayıs’ta bu düzene ve sömürüye karşı çıkıp hakkımızı aramamız gerekir” dedi.
1 MAYIS, HAKSIZLIKLARA KARŞI ÇIKAN GENÇLERİN GÜNÜ
Gazetecilik öğrencisi Sinan Artuk ise 1 Mayıs’ın tarihçesini bildiğini de belirterek; “Günde 16 saat çalışmaya düşük ücretlere karşı 8 saat iş günü talebiyle binlerce insanın sokaklara döküldüğü bir tarih. 1 Mayıs sadece işçilerin bayramı değil, geleceği elinden alınan ve kurallar dayatılan Ali’nin, eşinden şiddet gören kadınların, haksızlığa karşı dimdik duran gençlerin günü aynı zamanda. Bence 1 Mayıs umudun günü. Yıllardır türlü bahanelerle maden işçilerinin, fabrika işçilerinin, sanatçıların, aydınların hasret kaldığı Taksim’in bu yıl ve önümüzdeki yıllar boyunca hep açık olmasını isterdim” dedi.
İŞÇİLERİN HAK TALEP ETMELERİ YÖNETENLERİ RAHATSIZ EDİYOR
Gazetecilik birinci sınıf öğrencisi Merve Arman ise “1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nın önemi bence, işçilerin haklarını talep etmeleri ve bu taleplerini gösterirken birlik olarak beraber mücadele etmeleriyle sonuç almaları ve sermaye sahibi güçlerine, emeğin gücünü göstermeleri açısından önemli bir gündür. Türkiye’de özgürce kutlanılamıyor, çünkü işçilerin hak talep etmeleri yönetenleri rahatsız ediyor. Ben de ileride mesleğimi yaparken yaptığım haberlerden kaynaklı yargılanmamak, işsiz kalmadan kutlayabilmek istiyorum 1 Mayıs’ı. 1 Mayıs’tan beklentim haksızlıklara karşı birlik olmamız” dedi.
SAĞLIKLI, GÜVENCELİ, İNSANCA BİR YAŞAM İSTİYORUM
Gazetecilik öğrencisi Berfin Aksu ise 1 Mayıs’ın haksızlıklara ve yolsuzluklara karşı mücadele için ilan edilmiş bir gün olduğunu belirterek; “Uluslararası ilan edilmiş bir gün olan 1 Mayıs ülkemizde gerektiği gibi kutlanmıyor. Hakkını arayanlar susturuluyor, olay bir grup devrimcinin gürültüsüymüş gibi kalıyor. Sadece 1 Mayıs’tan değil tüm takvim yapraklarından beklentim sağlıklı, güvenceli, insanca bir yaşam. Toplumun temel yapı taşı olan işçiler için adalet, yolsuzlukların ve haksızlıkların son bulmasını, işçi bir babanın kızı olarak bizzat şahit olduğum; işçiye değersizliğin ortadan kalkması dostça, adilce ve insanca bir yaşam istiyorum” dedi.
DİRENİŞİN, KARŞI KOYMANIN ADIDIR 1 MAYIS
Gazetecilik birinci sınıf öğrencisi Özgür Arıklı ise 1 Mayıs’ın medyada çok farklı gösterildiğini belirterek; “1 Mayıs işçinin, emekçinin kutladığı ve mevcut yaşamda varlığını, mevcudiyetini hissettirdiği özel bir gün. Ben gazetecilik bölümü öğrencisi olmaktan ziyade işçi çocuğu olduğum için, 1 Mayıs’tan beklentim; insanlık için yaşamını, emeğini feda eden tüm insanların hak ettikleri rahat yaşamı sürmeleri olacaktır” diyerek kendini ifade etti.
Gazetecilik öğrencisi Öznur Akyol ise 1 Mayıs’ın işçi ve emekçilerin haklarını aradıkları, isteklerine dikkat çektikleri, seslerini duyurmaya çalıştıkları bir gün olduğunu söyleyerek ekledi: “İlk önce isçilerin ve emekçilerin çalışmalarının karşılığını tam bir şekilde alabilmelerini temenni ediyorum. Ne yazık ki hem gazetecilikte hem de başkaca işkollarında uzun çalışma saatlerine karşılık ücretler asgari düzeyde, hatta bazen asgari ücretten daha az. Bunun gibi çalışma hayatına dair daha birçok sorunun patronlara duyurulduğu bir gün olması temennisinde bulunuyorum. Ne yazık ki yapılan hak aramalar çoğunlukla karşılıksız kalıyor” dedi.