29 Nisan 2022 06:48

İstanbul Üniversitesi hukuk öğrencileri “Avukatlık Mesleği ve Staj Sömürüsü” etkinliğinde buluştu

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, 1 Mayıs öncesi “Avukatlık Mesleği ve Staj Sömürüsü” adlı etkinlikte buluşarak meslek sorunlarını ve geleceğini tartıştı.

Fotoğraf: Twenty20

Paylaş

Başak Belhan
Doğa Sümer
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri “Avukatlık Mesleği ve Staj Sömürüsü” adlı etkinlikte buluştu. Avukatlık mesleğinin tarihselliği, geleceği, staj koşulları ve ne yapılması gerektiği konuşuldu.

Etkinlik İstanbul Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Doç. Dr. Sevtap Metin'in konuşmasıyla başladı. Avukatlık mesleğinin geleceğine dair sadece avukatlık mesleği bağlamında düşünülmemesi gerektiğine dikkat çeken Metin, “Üretim ilişkileri nereye gidiyor, sosyo-ekonomik yapılar nasıl dönüşüyor ve devlet anlayışı nasıl dönüşüyor?​” noktalardan hareketle ele alınması gerektiğine vurgu yaptı. Avukatlık mesleğinin geleceği açısından sorunlar olduğunu ve avukatlık mesleğinin de kendi içerisinde sınıfsal farklılıkların olduğunu; çok sayıda avukatı bünyesinde çalıştıran şirketlerin olduğuna değindi ve sınıfsal farklılığın gittikçe derinleştiğine dikkat çekti.

AVUKATLAR HALKIN TEMSİLCİSİ VE BİR PARÇASI

Demokrasi için Hukukçular’dan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Avukat Ahmet Ergin ise avukatlık mesleğinin savunmayı serbestçe temsil ettiğine, geleceğin avukatlarının halkın temsilcisi ve halkın bir parçası olduğundan bahsederek başladı sözlerine. Ergin, neoliberal dönüşüm ile avukatlık mesleğinin teknisyenliğe dönüştüğüne, sistemsel olduğuna da dikkat çekti.

Ergin, “Hukuk mesleklerine giriş sınavının, Adalet Bakanlığı ile eşgüdüm halinde ÖSYM’nin yapması sakıncalı; çünkü yürütme organı olan Adalet Bakanlığı’nın sınav yapmasının savunmayı serbestçe temsil eden avukatların bağımsızlığını zedeler ve avukatların o zaman halkı temsil edemez” ifadelerini kullanarak mesleğe kabul sınavının barolar tarafından yapılması ve şeffaf olması gerektiğini belirtti. Stajyer avukatların staj yeri bulamaması, daha az ücrete çalışmak zorunda bırakılması, staj eğitiminin yetersiz olması vb. sorunları dile getirerek konuşmasına devam eden Ergin, “İş alanlarının artması gerekiyor ve en önemlisi de mesleğin bağımsızlığın bir ölçüde mutlaka korunması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

'İŞÇİ AVUKAT' TARTIŞMASI

Avukatlık ile işçiliğin birbiriyle bağdaşmadığını mevzuattaki işçi tanımı ile açıklayan Ergin, işçilikte bağımlılık unsurunun esas olduğunu ancak avukatlığın ise bağımsız ve serbest bir meslek olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra bazı gençlerin 'işçi avukat' tabirinden rahatsız olsa da tanımlarken başka bir ifade bulamadığını anlatan Ergin, büyük büroların önünde yasal şube açma engeli olmasına rağmen bunun fiiliyatta işlemediğini, büyük şirketlerin dolaylı olarak farklı şehirlerde büro açtıklarını ve bu durumun bağımlılığı daha da kolaylaştırdığını, böyle devam etmesi halinde işçiliğin daha da artacağını söyledi. Neoliberal dönüşüme itiraz edilmesi gerektiğini ifade eden Ergin, mutlak eşitliği sağlamak zor olsa bile avukatlık mesleğinin bağımsızlığının korunması gerektiğini, bu dönüşüme karşı hukuken argümanlar yaratılması ile yanıt verilebileceğini söyledi ve Barolar Birliği'nin Danıştay'dan dönen "avukatlık asgari ücreti" tasarısını örnek gösterdi.

Ergin, mesleğin güzel yönlerine de atıf yaparak; serbest çalışılması halinde herhangi bir patronun olmadığını, müvekkilleri seçebilme ve dosya reddedebilme, gerekli yasal yükümlülükleri yerine getirerek dosyadan çekilebilme gibi pozitif yönleri vurguladı.

Öğrenme amaçlı öğrenci stajı yapılması gerektiğini söyleyen Ergin, “Stajyer avukat komisyonunda çalışmalı ve komisyonunun da etkili olması için beraber harekete geçirmeli, kendi taleplerimiz olmalı ve bunları halka anlatmalıyız” diyerek sözlerini noktaladı.

GENÇ AVUKATLAR ASGARİ İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMAYACAK NOKTAYA GELİYOR

Doç. Dr. Sevtap Metin, tüm bu konuşulanlara ek olarak “Müvekkillerin seçebilmek ve dosya reddedebilmek için ekonomik olarak rahat bir durumda olunursa ancak bunlar gerçekleşebilir. Yolun başında genç bir avukatın bir şeyi reddetme şansı yok. Ayrıca, bu durumun genç avukatları manevi ve psikolojik açıdan yıpratmakta ve bunu son 2-3 yılda yaşanan intiharlarla görebiliyoruz” dedi.

Avukatların asgari ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığı ücretlerle çalıştığı algısının toplumda yaygın olmamasına rağmen özellikle genç avukatlar için durumun gitgide buraya doğru evrildiğini söyleyen Metin, avukatlığın hem kanuni tanımı hem de tarihsel gelişimiyle aynı zamanda bir kamu hizmeti olduğunu ancak kamu hizmetinin anlamını yitirmesiyle beraber içine düşülen bu durumun adaletin tecellisini de ilgilendirdiğini belirtti.

AVUKATLIĞIN TARİHİ MÜCADELE TARİHİ

Genç avukatların ekmek ve yarın kaygısıyla yaşadıklarını ve bu durumun kamu hizmetini de sekteye uğratacağını, neoliberal dönüşümün de mesleği dejenere ettiğini ifade eden Metin, baroların tarihsel gelişimine ve misyonuna atıf yaparak; avukatlığın tarihinin bir mücadele tarihi olduğunu meslek örgütlerine büyük iş düştüğünü, mesleki dayanışmayı büyültmesi gerektiğini söyledi. Ardından ise avukatlık mesleğinin tarihine değindi.

Ergin ise ek olarak zor kullanma gücünün devlete ait olduğunu, avukatların ise bunun karşısında daima halkın yanında olduğunu belirtti.

GEZİ DAVASI

Soru-cevap bölümüyle devam eden etkinliğin ikinci kısmında ise Gezi Davası'yla ilgili verilen kararın sorulması üzerine, ilgili soruda siyasi davalar kopuş davaları olarak değerlendirildi. Siyasi davaların tarihin her döneminde her rejimde olduğunu, yürütmenin var olan düzeni korumak, toplumu sindirmek adına siyasi davaları bir cezalandırma sistemi olaraktan kullandığını ancak tarih boyunca da avukatların bunlarla mücadele ettiğini, hiçbir şeyin "değiştirilemez" olarak ifade edilemeyeceği söylendi.

1 MAYIS'TA YAN YANA

Etkinlik, tüm bu sömürü ve kötü yaşam koşullarına, mesleğin neo-liberalleşmesine karşı geleceğin avukat, hakim veya savcılarının bu düzene itiraz etmek ve birlik beraberliğimizi güçlendirmek adına, geleceğimiz ve arzularımız için ortak taleplerimiz etrafında birleşmenin, 1 Mayıs'ta yan yana olmanın önemi vurgulanarak sona erdi.

ÖNCEKİ HABER

Dış ticaret açığı 2022 ocak-mart döneminde yüzde 138,5 arttı

SONRAKİ HABER

Urfa Valiliği, Balıklıgöl’de bir grubun şeriat çağrısı yapması üzerine soruşturma başlattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa