29 Nisan 2022 08:40

Emek Partisi ve Emek Gençliğinden çok dilli 1 Mayıs çalışması

Çok dilli 1 Mayıs çalışmaları yürüten Emek Partisi ve Emek Gençliğinden ortak mücadele çağrısı: Düşmanlığın panzehri örgütlenmek ve dayanışmayı büyütmektir.

Fotoğraf: Emek Partisi

İŞÇİ-SENDİKA POLİTİKA

Paylaş

Hilmi MIYNAT
Volkan PEKAL

Emek Partisi (EMEP) ve Emek Gençliği 1 Mayıs’a yönelik çok dilli yürüttüğü çalışmalarla yerli ve mülteci işçileri 1 Mayıs’ta ortak mücadeleye çağırıyor.

Türkçe, Kürtçe, Arapça bildirilerle mültecilerin yoğun yaşadığı işçi semtleri ve işyerlerinde yerli ve mülteci işçilere seslenen Emek Partisi ve Emek Gençliği yöneticileri yürüttükleri çalışmayı anlattı.

Göçmen nüfusun en yoğun olduğu ikinci şehir olan Antep’te Emek Partisi İl Yöneticisi Mesut Baylav yürüttükleri çalışmayı anlatırken, ortak mücadelenin önemine dikkat çekti.

Baylav, ağırlıklı olarak mültecilerin çalıştığı Ünaldı havzasında günde 12 saat haftada 72 saat, sigortasız ve işçi sağlığı ve güvenliğinden yoksun, kimi yerlerde asgari ücretin altında çalışan mülteci işçilerin özellikle Arapça bildirilere yoğun ilgi gösterdiğini aktardı.

Baylav, “Mülteci işçilerin özellikle kendi dillerinde yazılmasının da etkisiyle bildirilere ilgilerinin yoğun olduğunu görebiliyoruz. Ancak bunun 1 Mayıs’a yansımalarının sınırlı olacağını söyleyebiliriz. İşçilerde herhangi bir eyleme katılma noktasında ciddi çekince ve korkular var” dedi.

“7-8 YAŞLARINDA SURİYELİ ÇOCUKLARLA KARŞILAŞIYORUZ”

Mülteci çocuk işçiliğin de yoğun olduğunu anlatan Baylav, “Sabah işçilerin yoğun olarak işe gittiği güzergahlarda 1 Mayıs’a çağrı bildirileri dağıtırken kalabalık halde işe giden işçi gruplarının içerisinde 7-8 yaşlarında Suriyeli çocuklarla karşılaşıyoruz. Mesela çocuk işçilerin bildirileri uçak yaparak birazdan başlayacak yoğun çalışma öncesi eğlendiğini de görüyoruz. Ya da alıp okumaya çalıştığını da” diye ekledi.

Antep’te Türkiyeli ve Suriyeli işçilerin ortak mücadele deneyimlerini de aktaran Baylav, “Akınalbella fabrikasında sendikalaşma deneyimi başarıyla sonuçlanmamasına rağmen mülteci ve yerli işçilerin ortak çıkarları için birlikte mücadele etmesi önemli bir deneyim. Çünkü özellikle son dönem yeniden kışkırtılan mülteci düşmanlığı meselesinin daha az karşılık bulabildiği ya da bulamadığı alanlar aslında yerli ve mülteci işçilerin birlikte mücadele etme deneyimlerinin olduğu alanlar. Bu deneyimleri arttırmamız lazım” diye belirtti.

Baylav son olarak, “Parti olarak yerli ve mülteci işçilerin hem birlikte mücadele etmelerini sağlamaya yönelik çalışmalar sürdürüyoruz hem de Türkiyeli işçileri ırkçı politikalara karşı sınıf kardeşliğini esas alan çağrılar yaparak uyarıyoruz. Irkçı ve ayrımcı ifadelerin ve politikaların işçilerin birliğinin önündeki en önemli engellerden biri olduğunu vurgulamanın özellikle de bu dönem açısından kritik olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

“ARAPÇA YAZILI BÖLÜMÜ GÖREN MÜLTECİ İŞÇİLER BİLDİRİYİ DAHA ÇOK SAHİPLENİYOR”

Adana’da Emek Gençliği üyeleri de ağırlıklı olarak tekstil ve ayakkabı işçilerine 8 saat iş günü, sigorta ve ek zam talebi ile 1 Mayıs’ta kendi talepleri ile katılma çağrıları yaptı. Türkçe, Arapça ve Kürtçe basılan bildirilerle işçilere seslendiklerini anlatan Emek Gençliği MYK Üyesi Mert Akyıldız, “Dağıttığımız bildiriler her gün daha da yoksullaşan işçilerde eskisine nazaran daha fazla karşılık buluyor. Türk, Kürt, Arap, her ulustan yerli ve mülteci işçi aynı sorunları yaşıyor. Suriyeli işçinin de yoksulluktan, güvencesizlikten şikayetçi olduğunu gözlemliyoruz. Bu yüzden mülteci işçilere seslenmek de önemli. Bildiride Arapça bölümü gören mülteci işçilerin bildiriyi daha çok sahiplendiği daha çok okuduğunu gözlemledik” dedi.

“İŞÇİLERE BİRLEŞME ÇAĞRISI YAPIYORUZ”

Sohbet ettikleri gençlerin çalışmak zorunda olduğu için 1 Mayıs’ı kutlayamayacaklarını kendilerine aktardıklarını söyleyen Akyıldız, “Bir başka neden de siyasilerin ‘Geri gönderme’ tartışmalarını hararetlendiren yaklaşımları. Mülteciler bu yaklaşımın yarattığı endişe nedeni ile kolayca itiraz edemiyor. Ama Saya işçilerinin iş bırakma eylemlerindeki birlikleri de bir kenarda duruyor. Yerli ve mülteci işçilerin birlikte hareket etmesi gibi karşılıklı güveni geliştiren, korkuların ve endişelerin giderilmesini sağlayan örnekler de var. Biz de işçilere bunu anlatıp birleşme çağrısı yapıyoruz” diye konuştu.

“GERÇEK KURTULUŞ YERLİ VE MÜLTECİ İŞÇİLERİN BİRLEŞİK MÜCADELESİNDE”

Aynı zamanda Türkçe, Kürtçe, Farsça ve Arapça videolarla da çağrılar yapan Emek Partisi’nin çok dilli çalışmalarını değerlendiren EMEP Göç ve Mülteciler Bürosu’ndan Aysel Ebru Ökten, örgütlenme ve dayanışma çağrısı yaptı. 1 Mayıs’ın tüm işçi ve emekçiler için enternasyonal bir kutlama ve mücadele günü olduğunu vurgulayan Ökten, “Göç emperyal ilişki ağlarının nesnel bir gerçekliği olarak bugünümüzde bizlere mülteciliğin nasıl bir hayatta kalma mücadelesi olduğunu gösteriyor. Yaşamak için çalışmak zorunda olan milyonlarca işçi emekçi yoksulluk girdabında 1 Mayıs'a gidiyor” dedi.

Yoksulluğu ve güvencesizliği yalnızca yerli işçilerin yaşamadığını sömürünün daha katmerli halini yaşan mülteci işçilerin de bu sorunları yaşadığını dile getiren Ökten, “Bizler de bu koşullarda yaşayan işçi ve emekçilere kendi dillerinde seslenmek, onlara yalnız olmadıklarını göstermek ve 1 Mayıs'ın bir mücadele günü olarak dünya işçilerinin çabasıyla kazanıldığını anlatmak istedik. Bu 1 Mayıs göçmen düşmanlığının bu denli arttığı, siyasi partilerin düşmanlık üzerinden oy devşirdiği koşullarda geliyor. Dolayısıyla tıpkı yerli işçileri örgütlemek üzere yaptığımız çalışmaları göçmen işçileri örgütlemek üzere de gerçekleştiriyoruz. Gerçek kurtuluşun da yerli ve mülteci işçilerin birleşik mücadelesinde yattığını, düşmanlığın panzehrinin de örgütlenmek ve dayanışmayı büyütmek olduğunu bir kez daha vurgulamak isteriz” sözleriyle ortak mücadele ve dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı.