Kadın futbol takımı olarak biz de varız diyoruz, geri durmuyoruz!
Birçok zorlukla karşılaşıyor olabiliriz ama bizim çabamız bundan sonraki kuşaklara daha iyi bir futbol ortamı bırakacak. Buna olan inancımız bizi daha fazla çalışmaya teşvik ediyor.
Kaynak: Sevcan Göktaş
Melodi TAŞ
Sevcan GÖKTAŞ
Hacettepe Üniversitesi
Ankara 1910 Kulübü kadın futbol takımıyla kulübün nasıl kurulduğundan kadın futbolunun durumuna karşılaştıkları zorluklara, bunlara karşı mücadele yöntemlerine kadar birçok şeyi konuştuk.
1-Öncelikle biraz kulüpten, kulübün nasıl kurulduğundan nasıl kurulduğundan bahsedebilir misiniz? Türkiye’de kadın futbolu çok yaygın değil. Hal böyleyken sizi bir kadın futbol takımı kurmaya iten şey ne oldu?
Her kız çocuğu gibi ben de mahallede futbol oynarken beden eğitimi öğretmenimizin teşviki ile bir kulübe katıldım. 10 yılı aşkın bir futbolculuk kariyerinin ardından futbolu daha fazla tanımak için Ankara’da bir ilk olan kız futbol okullarını açtım. Keçiören’de yetiştirdiğimiz sporcuların yaşları büyüyünce doğal olarak bir kulüpte maça çıkmak istediler. Çalışmalarını Mamak’ta yapan Metropol Spor’a yönlendirdiğimiz sporcular, yolun uzaklığı sebebi ile süreklilik sağlayamadılar. Bu durum hem sporcularda hem bizde boşa kürek çekme hissi oluşturdu ve bu da bizi bir kulüp açmaya teşvik etti. Keçiören’de, daha önce var olan Ankara 1910 Spor Kulübü’nde bir oluşum başlattık. Kısa sürede birçok kız çocuğuna ulaştık. Keçiören çok fazla potansiyeli olan bir bölge. Burada bu zamana kadar bir kadın futbol takımının olmamasına açıkçası şaşırdık. Buradaki halk bizi kabullendi ve her antrenmanımızı izlemeye başladılar. Sporcuların gelişimi, Keçiören’in merkezinde olup ulaşımın kolay olması, her geçen gün sporcu sayısının artması bizleri motive etti ve uzun vadeli düşünmemizi sağladı. İlk zamanlar yaşadığımız “Acaba olur mu?”, “İnsanlar kadın futbolunu kabullenir mi”, “Sporcu bulabilir miyiz?” gibi endişelerimizi aşıp ileriye dönük yol haritası çizebilecek duruma geldik.
MADDİ İMKANLAR KISITLI TESİSLER YETERSİZ
2-Kadın futbol takımları ülkemizde hatta dünyada da çok görünür olamıyor. Bunun sebepleri sizce ne? Ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz? Erkek meslektaşlarınızla sıkça bir karşılaştırma olayına maruz kalıyorsunuzdur. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz nasıl bir karşılaştırma yaparsınız?
Türkiye Futbol Federasyonu'nda kadın futbolu amatör statüsünde yer almakta. Kadın milli takımımız erkek milli takımımızla eşit sayılmamakta. ABD kadın milli takımı bunun mücadelesini vererek eşit ücreti kabul ettirebildi. Türkiye’de bunun için ne kadar bekleyeceğimiz belirsiz. Maalesef ki Türkiye’de milli takım seviyesindeki sporcular dahi futbolu hobi olarak yapıyor. Geçim kaynağı olacak bir iş, bir meslek olarak görülmüyor… Bizler bu amatörlükten arınıp profesyonel bir yapıya geçmediğimiz sürece de durum böyle devam edecek gibi gözüküyor… Kadın futbolunda çok büyük bir bütçe sorunu var. Bizim de yer aldığımız Kadınlar 3. Ligi’nde deplasman ücretleri sıralamada ilk 2’de bitiren kulüplere veriliyor… Ulaşım, konaklama ve yemek ücretleri ilk iki sırada bitirmediğiniz takdirde kulüp tarafından ödeniyor. Geliri olmayan kulüpler de bu maddi yükün altından kalkamayıp kapanmaya kadar gidiyor… Kulüplerin sponsor bulması, futbolcuların para kazanması, antrenörlerin maaş almaları zor. Maddiyatın yanı sıra tesis konusunda da ülkemiz yetersiz. Bizler maçlarımızı en ücra köşedeki yıpranmış, bakımsız soyunma odalarının olduğu statlarda yapıyoruz. Hijyen ve sağlık açısından eksikleri fazla olan statlara hiçbir müdahalede bulunulmuyor. Aslında kadınlar olarak sadece sahada rakiplerimize karşı değil, saha dışında da insanlarla mücadele etmekteyiz. Erkek meslektaşlarımız bizlere erkeklere yaptırdıkları antrenmanları, erkekler ile olan iletişim yöntemini öneriyor. Fakat kadın ve erkek antrenmanları, iletişimi, oyun anlayışı farklı. Meslektaşlarımızın dışında çeşitli insanlara kadın futbolcu profilini zorla kabullendirsek de kadın antrenörü, kadın yöneticiyi, kadın başkanı kabullendiremiyoruz. Kadın antrenörümüzü görüp size bir erkek antrenör yollayabiliriz bile dediler. Kadın antrenörün varlığına çevremiz seviniyor fakat eğitimi erkek antrenörün yapmasını istiyorlar. Mesleki açıdan “yetersiz” görüyorlar. Bu kız çocuklarını okutmayıp eşinin doğumunda kadın doktor beklemek gibi. Bizler başkanımızın, antrenörümüzün, yöneticimizin kadın olması kriterini koyarak futbol camiasına, ülkemizdeki insanlara kadının her alanda yer alacağını aşıladık.
3- Futbolda tribünden spor spikerine, oyunculardan takım yönetimine kadar bir bütün olarak cinsiyetçiliğin çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Siz bu konuya dair ne düşünüyorsunuz?
Bu durumun sebebi futbolun erkek sporu olarak kabul edilmesi. Biz de bunu her an hissediyoruz. Antrenman yaparken bile insanların dışarıdan bize hakaret ve küfür etmelerine hatta sahanın içine girip idmanı sabote etmelerine maruz kalıyoruz. Ancak bir şekilde bu da bizim mücadelemizde itici bir güç oluyor. Çünkü biz kadın futbolunu toplumda kabullendirmek için hiç durmadan çalışmaya devam ediyoruz. Emeğimizle ve mücadelemizle biz buradayız diyoruz. Bu cinsiyetçi dilin ve yapının önüne geçmek için kesinlikle insanların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapıyoruz ve altyapıdan itibaren sporcularımıza sporcu ahlakını ve bilincini aşılamaya çalışıyoruz.
4- Çevrenizden veya çeşitli kurumlardan maddi/manevi destek görmekte zorlanıyor musunuz?
Maalesef bu konuda çok sıkıntı yaşıyoruz. Özellikle bu işin maddi boyutu bizi çok zorluyor. Birçok şeyi kendi cebimizden ödemek zorunda kalıyoruz. Sporcularımızın da büyük çoğunluğu öğrenci olduğundan bu maddi yükün önümüzde çok büyük bir engel olduğunu söyleyebiliriz. Keçiören Belediyesi antrenman günlerimiz için bir stat ve soyunma odası imkânı sağladı. Ancak özellikle ulaşım konusunda birçok dilekçemiz cevapsız kaldı. Ligin ilk haftasında Eskişehir’de maçımız vardı. Bir sporcumuzun Mansur Yavaş’a Twitter üzerinden attığı mesajla ABB’den bir araç tahsis edildi. Yani ufak ufak destekler görsek de maalesef yeterli düzeyde değil. Manevi anlamda ise önümüzdeki bariyerleri aşamadığımız anlar oluyor tabii ki. Özellikle ailelerin desteğini almak konusunda zorlanıyoruz. Toplumda erkek sporu olarak kabul edildiği ve eğitimin önüne geçeceği düşünüldüğü için veliler bu konuda genelde destek vermiyor. Bu sebepten futbolu bırakmak zorunda kalan birçok sporcumuz var. Ama bunlardan bağımsız antrenmanları ve maçları takip eden, her zaman desteğini hissettiren aileler de var. Biz de bunlardan güç alarak yolumuza devam ediyoruz.
MOTİVASYONUMUZU DAYANIŞMAYLA SAĞLIYORUZ
5- Genel olarak aleyhinizde işleyen bir sistemden bahsediyoruz. Peki bunlara rağmen sizin devam etme motivasyonunuz nedir?
Birbirimize olan güvenimiz ve değiştirebileceğimiz şeylere olan inancımız. Takımda çok güzel bir ekip olduk. Birbirimizle her şeyi paylaşıyoruz ve sorunlarımıza çözüm arıyoruz. Sporcularımız da düşen arkadaşlarını elinden tutup ayağa kaldırıyor. Şu an pek çok zorlukla karşılaşıyor olabiliriz ama bizim çabamız bundan sonraki kuşaklara daha iyi bir futbol ortamı bırakacak. Buna olan inancımız bizi her zamankinden daha fazla çalışmaya teşvik ediyor. Bu spor hepimizin sporu olana kadar çalışmaya devam edeceğiz.
Bu keyifli röportaj için Genç Hayat ekibine çok teşekkür ederiz.