30 Nisan 2022 11:51

Sığınmacılara yönelik “İngiliz oyunu” devam ediyor

İngiltere’de Kamu ve Ticari Hizmetler Sendikası, sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesine karşı yasal süreç başlattığını duyurdu.

Calais | Fotoğraf: Arif Bektaş / Evrensel

Paylaş

Özden DİNÇ
Londra

Fransa’dan İngiltere’ye deniz yoluyla giren sığınmacıların iltica hakları ile ilgili tartışmalar devam ediyor.

İngiltere’de Kamu ve Ticari Hizmetler Sendikası (Public and Commercial Services Union-PCS) İçişleri Bakanlığının, “geri itme” olarak belirtilen uygulamasına karşı yasal denetim talebiyle dava açmış ve davanın görülmesine kısa bir süre kala İçişleri Bakanlığı geri itme politikasından vazgeçtiğini açıklamıştı.

Sendika, insanlık dışı böyle bir uygulamanın üyeleri üzerinde olumsuz etkiler yaratacağını gerekçe göstererek yasal denetim talebinde bulunmuştu. Fakat, Uyruk ve Sınırlar Yasası olarak bilinen ve geçtiğimiz hafta Lordlar Kamarası’nda dördüncü kez görüşülmesinin ardından yasalaşan düzenlemede geri itme uygulamasıyla ilgili ihtilaflı hükümler mecvut haliyle kabul edildi. Yasanın kabulünden kısa bir önce de "geri itme” uygulamasında yetkinin artık İçişleri Bakanlığından  Kraliyet Donanması’na devredileceği açıklandı. Geri itme uygulamasına en başından bu yana tepki gösteren sendika, şimdi de sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesine karşı yasal süreç başlattığını duyurdu.

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER İHLAL EDİLİYOR

Sığınmacıların ülke dışında bir toplama merkezine gönderilmesinin 1951 tarihli Mülteci Sözleşmesi’nin doğrudan ihlali olduğunu belirten PCS ayrıca İçişleri Bakanlığının kimin Birleşik Krallık’ta kalıp kimin Ruanda’ya gönderileceğine hangi kriterleri esas alarak karar verdiğini açıklamasını talep ediyor. PCS Sendikası ile Detention Action ve yıllardır Fransa’nın sahil kenti Calais yakınlarındaki mülteci çadır kentlerinde gıda ve giyim başta olmak üzere dayanışma faaliyeti yürüten Care4Calais isimli göçmenlerle dayanışma örgütleri bu politikaya dayanak olan belgelerin gizlenmesinin adalete erişim hakkını kısıtladığını belirtiyor.

Geçtiğimiz hafta konuyla ilgili muğlak hükümlerin yer aldığı Uyruk ve Sınırlar Yasası yasalaştı. Yasanın mültecilerin hukuki statüsünü belirleyen ilgili uluslararası antlaşmalara aykırılık içeren maddeleri, aralarında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin de bulunduğu pek çok kurum tarafından eleştirildi.

PCS: SIĞINMACILARA KARŞI IRKÇI BİR POLİTİKA İZLENİYOR

PCS Sendikasına sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesine karşı başlattıkları yasal mücadele ve Uyruk ve Sınırlar Yasası’nın yasalaşmasının ardından İçişleri Bakanlığı’nın “geri itme”ler konusunda tutumunun ne olabileceğine ilişkin sorular yönelttik.

Sendika, gazetemize yaptığı açıklamada, hükümetin mültecilere karşı ırkçı bir saldırı başlattığını, gündemde olan yasal düzenlemelerin ve uygulamaların tümüyle mültecilerin Birleşik Krallık’a girişini engellemeye dönük ırkçı bir tutum ile yapıldığını düşündüklerini belirtti.

Sendika şunları söyledi: “Bu duruma haliyle karşı çıkıyoruz. Hükümete iltica ve göç konusunda insani bir yaklaşım benimsemesi ve bu yönde bir politikanın ne şekilde icra edilebileceğine dair bizimle masaya oturarak görüşümüzü alması çağrısında bulunuyoruz. Bu şekilde bir yaklaşım üyelerimiz için güvenli ve daha iyi çalışma koşulları sağlamanın yanı sıra mülteciler açısından da daha az düşmanca bir ortam yaratacaktır.”

PCS “geri itme” politikası konusunda mevcut durumun ne olduğuna ilişkin sorumuza cevaben, bu uygulamaya esas olan politika belgesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile ihtilaf içerdiğine dair açtıkları dava nedeniyle İçişleri Bakanlığının “geri itme” politikasından caymak zorunda kaldığını ifade etti.

DONANMANIN BÖYLE BİR PLANI HENÜZ YOK

Sendika “geri itme” konusunda yetkilendirmeye dair hükümlerin bulunduğu Uyruk ve Sınırlar Yasası’nın yasalaşmasına karşın hükümetin bu politikayı yeniden uygulamaya koyabileceğini zannetmediklerini söyledi. Sendikanın olayı dava etmesi ve yasal süreci başlatıp kazanmasının ardından, hükümet yeni bir oyun çevirerek Manş Denizi’nde operasyonel kontrolün İçişleri Bakanlığından alınıp Donanma’ya devredildiğini hatırlattı.

PCS yüksek rütbeli askerlerin geri itme politikasının güvenli bir şekilde yürütülemeyeceğine işaret eden beyanları bulunduğunu ve mevcut aşamada ordunun geri itmeleri idare etmeye dair bir operasyonel planı olmadığını aktardı.

PCS ayrıca bu koşullara rağmen geri itmelerin yeniden gündeme gelmesi halinde insan hakları gerekçesiyle yeni bir yasal inceleme süreci başlatacaklarını vurguladı.

Üyelerinin bu gelişmeler karşısında tutumunun ne olduğu ve yasal girişimleri ne ölçüde desteklediğine dair sorumuza cevaben ise PCS, üyelerinin sendikanın yasal girişimlerini desteklediğini belirtti ve şunları söyledi: “Bu mücadeleyi sendika üyelerimizin içinden çıkılamaz ve savunulamaz bir pozisyona düşmelerini engellemek için onlar adına yürütüyoruz. Geri itme uygulamasını icra etmelerinin istenmesi halinde bizzat onların da yaşamları risk altında olacaktı. İşlerin ters gitmesi halinde kovuşturmaya tabi olabilir ve ayrıca meydana gelebilecek trajik durumlar sonucu travma yaşayabilirlerdi.”

Sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesi planı ile ilgili olarak da benzer endişeleri bulunduğunu belirten PCS, önceliklerinin sendika üyelerinin refahını ve çıkarlarını korumak olduğunu, sığınmacılara yönelik ırkçı yaklaşımlarla türlü oyunlar oynayan hükümetin bu politikalarına meydan okuduklarını belirtti.

ÖNCEKİ HABER

Kadın futbol takımı olarak biz de varız diyoruz, geri durmuyoruz!

SONRAKİ HABER

Kadıköy’den kira raporu: Ortalama 11 bin 762, asgari ücret altında 3 ilan var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa