03 Mayıs 2022 00:32

"Haksızlıklar karşısında büyük bir biz yaratmalıyız"

Özlem Taner ve İsmail Hakkı Demircioğlu 9 Mayıs'ta gerçekleştirecekleri konser öncesi Evrensel'e konuştu.

Özlem Taner (Fotoğraf: Kişisel Arşiv) | Konser afişi

Paylaş

Sevil ATAR
İstanbul

Uzun bir pandemi sürecinin ardından konserler kaldığı yerden devam ediyor. Özlem Taner ve İsmail Hakkı Demircioğlu 9 Mayıs akşamı Trump Towers’da pandemiden sonra ilk kez sahne alacak. İkiliyle pandemi dönemi, müzik yasağını ve yeni konserlerini konuştuk. Demircioğlu “Ekonomi moralsizlik ve umutsuzluk insanları çok etkiliyor.” derken Taner “Haksızlıkların karşısında bize düşen tek ses olmak ve tek yürek olmayı, mümkün olduğunca büyük bir biz yaratmayı başarmak.” ifadelerini kullandı.

"BİRAZ BİRİKİMİM OLMASA ÇOK ZORLANIRDIM"

Uzun bir pandemi süreci yaşadık. Azalsa da pandemi devam ediyor. Öncelikle pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?

Özlem Taner: Tabi ki herkes gibi biz de bu süreçten olumsuz etkilendik. Konserler yapılamadı. Hatta önceden planlanan konserleri bile iptal etmek zorunda kaldık. Sadece müzikle geçimini sağlayan müzisyenler için gerçekten çok zor bir süreçti. Bir müzisyenin enstrümanını yakması, bir başka müzisyenin intihardan başka çare göremeyecek hale gelmesi benim hayatım boyunca bu süreci unutmama ve sorumluları affetmeme sebeplerimin başında gelecekler.

İsmail Hakkı Demircioğlu: Pandemi başlamadan birkaç ay önce birlikte müzik yaptığım Erkan Oğur artık konserler yapmayacağını, müzik okulu açtığını ve artık okul ile ilgileneceğini bana bildirmişti. Üstüne pandemi geldi. Konser gibi etkinlikler yapılamadı maalesef. Bu dönemde toplamda 5-6 konser yapmışımdır herhalde. Birkaç tane türkü yaptım, Karacaoğlan’dan, Pir Sultan’dan. Biraz birikimim vardı, olmasa çok zorlanırdım.

Bu dönemde dinleyicilerinizle nasıl bir iletişim kurdunuz?

Ö.T: Doğrusu sosyal medya paylaşımları dışında iletişim kurabileceğim başka bir mecra olamadı. İnternet canlı yayınlarına katılmayı da ben tercih etmedim. Canlı yayın dinletileri benim çok da haz etmediğim bir mecra. Yaşanılan internet sorunları bence tam tersi iletişimi sıkıntılı ve sinir bozucu bir hale getiriyor.

İ.H.D: Cep telefonuyla birkaç etkinliğe katıldım. Az olsa da dinletiler yaparak ve televizyon programlarına katılarak.

"AKLIN ALACAĞI BİR UYGULAMA DEĞİL"

Gece 12’den sonraya getirilen müzik yasağı hakkında düşünceleriniz neler, bu uygulama sizi nasıl etkiledi?

Ö.T: Ben müzikli mekânlarda program yapmadığım için bireysel olarak etkilendiğimi söyleyemem. Fakat benim etkilenmemiş olmam bu uygulamanın ne kadar haksız ve amaçlı olduğunu ve maddi olarak etkilenmiş müzisyenlerin olduğu gerçeğini değiştirmez. Pandemi sürecinde, özellikle bu sürecin sonlarına doğru, uygulanan yasakların pragmatik bir anlayışla uygulandığına net bir şekilde tanık olduk. Bir taraftan kapalı spor salonlarının tıklım tıklım doldurulduğu parti kongreleri, bazı “itibarlı”ların çocuklarının kalabalık düğün törenleri, partilerin gençlik kollarının maskesiz eğlenceleri açıkça gözler önünde yaşanırken, diğer taraftan yapılan onlarca çifte standardın ve haksız uygulamanın yanı sıra müzikli mekanlar ve konserlere istikrarlı yasaklar uygulandı. Ve tüm yasakların, hatta maske zorunluluğunun bile kalkmasına rağmen müziğin 12.00’den sonra halen yasaklanıyor olması, müziğin ve müzikli mekanların sembolize ettiği yaşam tarzının ve dolayısıyla özgürlüklerin kısıtlanmaya çalışıldığını artık net bir şekilde ortada. Ve tüm bu haksızlıkların karşısında bize düşen, haksızlığa uğrayanın biz olmasını beklemeden tek ses olmak ve tek yürek olmayı, mümkün olduğunca büyük bir biz yaratmayı başarmak.

İ.H.D: Yalnız müzik yasağının kalması çok tuhaf sanki onlara ceza verilmiş gibi oldu. İhtiyacı olanlar çok zor durumda kalmıştır. Aklın alacağı bir uygulama değil. Şimdi kapalı yerlerde maske uygulaması da kalktı fakat müzik yasağının kalktığına dair bir haber duymadım. Konser yapma imkanlarımız pek çok nedenden zaten zorlaştı. Ekonomi moralsizlik ve umutsuzluk insanları çok etkiliyor. Türkiye’nin şartları hiçbir şey yapılamamaya dayandı.

"ÇOK SIKINTILI BİR DÖNEM YAŞIYORUZ"

Hayat pahalılığı nedeniyle insanlar sosyal, kültürel faaliyetlere katılım sağlamakta zorlanıyor. Yaşananlar sizin dinleyicilerinizi ne kadar etkiledi?

Ö.T: Bize yansıması ne kadar olur İstanbul’daki ilk buluşmamızda göreceğiz. Sadece şahsi dinleyicilerime değil, imkanlarını belki de zorlayarak konserlere giden ve gidecek olan tüm aktif müzik dinleyicilerine gönülden takdir ve teşekkür ediyorum. Bu ülke her şeye rağmen yaşanılası bir yerse bu sizlerin sayesinde.

İ.H.D: Yukarıda söylediğim gibi ekonomik vs. gibi nedenlerden dolayı insanlar faaliyetlere katılamıyor. Yaşamakta zorlanıyorlar. En önemlisi de insanlarda heyecan bırakmadılar. Bütün insani kazanımlar, değerler yok edildi. Sanatsal faaliyetleri yapılamaz duruma getirdiler. Hepimiz için çok sıkıntılı ve üzüntülü bir dönem yaşıyoruz.

Müzikle birlikte öğretmenliğe de devam ediyorsunuz? İki alanda emek ve zaman gerektiriyor? Ne gibi zorlukları ya da kolaylıkları var?

Ö.T: Öğretmenlik en başta çocukları sevmeyi gerektiriyor. Bu anlamda benim için meslek olarak görmediğim, sadece çocukların değil, kendi kişisel gelişimimde de büyük katkısı olan keyifli ve mutlu hissettiğim bir alan benim için öğretmenlik. Yaşadığım zorluk, tüm çalışma hayatında olduğu gibi, müzikle birlikte yürütme konusundan daha çok sistemsel ve yönetimsel oluyor.  Bunları da birkaç cümleyle açıklayabilmek pek mümkün görünmüyor.

"İKİMİZ DE BAĞLAMA İLE ÇALIP SÖYLÜYORUZ"

Konser içeriğinden bahsedelim biraz. Nasıl bir konser bekliyor dinleyicilerinizi?

İ.H.D: Özlem ile bir repertuar oluşturmaya çalışıyoruz. İkimizde bağlama ile çalıp söylüyoruz. Özlem’in bir repertuarı var. Benim de söylediğim repertuarım var. Bir de birlikte söylediğimiz bölüm var. Umarım dinleyiciler de beğenirler.

Ö.T: Böyle ortak projelerde ortak bir repertuar seçmek gerekiyor. Ve bu da birlikte sahne aldığınız sanatçıya göre uyumlanmayı ve yeni bir konsept belirlemeyi gerektiriyor. Bu bir anlamda kendi rahatlık alanımızı ve ezberlerimizi bozmayı da gerektirdiği için ben kendi adıma bu tür birlikteliklerin beni yenilediğini, tazelediğini hissediyorum ve bu bana keyif veriyor.

İstanbul’da İsmail Hakkı Demircioğlu ile yanılmıyorsam ilk defa birlikte sahne alacaksınız? Ve pandemiden sonra ilk konseriniz, neler hissediyorsunuz?

Ö.T: Pandemiden sonra Yozgat ve Gaziantep’de konserlerim oldu. Birkaç tane de festival ve etkinliklerde sahne aldım. Adana’da ve Mersin’de İsmail Hakkı Demircioğlu ile konserler verdik. Fakat İstanbul’da pandemi sonrası ilk salon konserim olacak. İsmail Hakkı Demircioğlu ile de Adana ve Mersin’den sonra üçüncü, İstanbul’da ise ilk konserimiz olacak. Benim için güzel bir deneyim. Türküleri gerçek hislerini yansıtarak doğru bir şekilde okuyan sanatçıları önemsiyorum. İsmail Hakkı da onlardan biri.

Yeni konser ve albüm hazırlıkları var mı?

Ö.T: Evet benim hem bireysel olarak hem de eşim Hossein Mahmoudi ile birlikte yaptığımız stüdyo çalışmaları var. Onları kısa bir süre sonra dijital platformlarda görmemiz mümkün olacak. İsmail Hakkı Demircioğlu ile henüz bir stüdyo çalışmamız olmadı fakat birlikte belli bir deneyim ve birikimden sonra olması kuvvetle muhtemel. Bunun yanı sıra tüm bu çalışmaların konserlerini de vermeye devam edeceğiz.

İ.H.D: Konserlerimiz olacak. Albüm hazırlığımız yok. Zamanla gelişmelere bakarak ne yapabiliriz diye değerlendirebiliriz. Albüm artık yapılmıyor. Tek tek kayıtlar yapabiliriz diye düşünüyorum.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

‘Uygun kredi’ adrese teslim ihaleye yeni gerekçe oldu!

SONRAKİ HABER

İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali ikinci yılında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa