Doç. Dr. Ebru Damadoğlu: Hava kirliliği ve toz taşınımı astım riskini artırıyor
"Hava kirliliği yüksek bölgelerde yaşamak astım gelişme riskini artırabiliyor. Çöl tozu, kum fırtınalarında da özellikle çocuklarda astım kaynaklı acil başvuruları ve hastaneye yatışlar fazlalaşıyor."
Fotoğraf: Ali Makram Ghareeb/AA
Türk Toraks Derneği Astım ve Alerji Çalışma Grubu Sekreteri Doç. Dr. Ebru Damadoğlu, hava kirliliği yüksek bölgelerde yaşamanın astım gelişme riskini artırdığını, çöl tozlarının yaşandığı dönemlerde ise özellikle çocuklarda astım kaynaklı hastaneye yatışlarda yoğunluk görüldüğünü söyledi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Erişkin Alerji ve Klinik İmmünoloji Öğretim Üyesi de olan Damadoğlu, 3 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkelerde endüstrileşmeye paralel olarak astım sıklığında artış görüldüğünü anlattı.
Genetik geçişli bir hastalık olan astımın görülme sıklığının erişkinlerde yüzde 5-10, çocuklarda ise yüzde 10-15 düzeyinde olduğunu dile getiren Damadoğlu, "Ebeveynlerden birinde astım varsa çocuklarda astım görülme oranı yüzde 25 ama iki ebeveynin de astımı varsa bu oran yüzde 50'lere yükseliyor" bilgisini paylaştı.
TELEFON UYGULAMALARIYLA HAVA KİRLİLİĞİ TAKİBİ TAVSİYESİ
Doç. Dr. Damadoğlu, hayvan tüyü, polen, ev tozu akarı alerjilerinin de astım gelişme riskini artırdığını belirterek şöyle devam etti:
"Hava kirliliği yüksek olan bölgelerde yaşamak da astım gelişme riskini artırabiliyor. Çöl tozu, kum fırtınalarıyla ilgili de yapılmış çalışmalar var, sadece yaşandıkları bölgede etkili olmuyor, binlerce kilometre ileri saçılabiliyorlar. Çalışma sonuçlarına göre, çöl, kum ve toz fırtınaları yaşandığı dönemlerde özellikle çocuklarda astım kaynaklı acil başvuruları ve hastaneye yatışlarda artış görülüyor. Olumsuz etkilerden korunmak için astım hastaları internet veya telefonlarına indirebilecekleri uygulamalarla hava kirlilik düzeylerini takip edebilirler. Hava kirliliğinin yoğun olduğu, toz, kum fırtınalarının yaşandığı dönemlerde mümkün olduğu kadar kapalı ortamlarda bulunmalılar."
"MASKE KULLANIMININ ASTIMI TETİKLEDİĞİNE DAİR BİLİMSEL VERİ YOK"
Damadoğlu, Kovid-19'un astım hastalarında diğer kişilere göre daha ağır seyretmediğini, ayrıca uzun süreli maske kullanımının astımı tetiklediğine ilişkin de bilimsel verinin bulunmadığını anlattı. Astım hastalarının asla sigara içmemesi gerektiğinin altını çizen Damadoğlu, "Sigara dumanı astımın kontrolsüz olmasına neden oluyor. Astım hastalarının bulunduğu kapalı ortamlarda da sigara içilmemesi lazım." uyarısında bulundu.
Damadoğlu, hastaların kimyasal dezenfektan, yağ çözücü, çamaşır suyu gibi güçlü temizlik malzemelerinden, ayrıca alerjik duyarlılıkları bulunan unsurlardan uzak durması gerektiğine dikkati çekti.
"NEFES AÇICI İLACIN YANINDA KORTİZONLU İLAÇ DA ALINMALI"
Astımın etkilerini kontrol altına alacak güncel tedavi yöntemlerine de değinen Damadoğlu, "Tedavideki en önemli değişiklik, hastaların şikayetleri arttığında kullandıkları fısfıs şeklindeki ilacın tek başına kullanılmaması oldu. Hastaların bu nefes açıcı ilacın yanında mutlaka kortizon içeren, hava yoluyla alınan ve astımda görülen iltihabı düzelten kortizonlu ilaçları da alması gerekiyor." diye konuştu.
Damadoğlu, kuru öksürük atakları, göğüste hırıltı, kuş-ıslık gibi seslerin olması durumunda mutlaka uzman bir doktora başvurulması gerektiğini söyleyerek astım tanısının kişinin hastalık öyküsünün alınması ve solunum testleri gibi yöntemlerle konulduğunu kaydetti. (Ankara/AA)