Metal işçisi: Fransa’da 2 hafta tatil yapmak için 5 yıldır çalışıyorum
İstanbul’da görüştüğümüz Metal İşçisi Seçkin, Fransa’da 2 haftalık bir tatil için 5 yıldır fazla mesai yaparak çalıştığını anlatıyor.
Fotoğraf: Pexels
Eren ERGİNE
İstanbul
İstanbul Beylikdüzü’de 600 işçinin çalıştığı metal fabrikasında işçi olan Seçkin hayali olan Fransa’da 2 hafta tatil yapabilmek için 5 yıldır para biriktirdiğini söylüyor. 5 senedir çalıştığı metal fabrikasında işçilerin büyük kısmının tatil hayali bile kuramadığını söyleyen Seçkin, “Akdeniz, Ege, bölgesini bilmeyen, Antalya’ya gitmeyen yüzlerce işçi var” diyor.
8 yaşında Samsun’da ayakkabı boyacısı olarak çalışmaya başlayan Seçkin 34 yaşında. Farklı iş kollarında çalışan Seçkin son 5 yıldır ise metal iş kolunda çalışıyor. İşçilerin ay sonunu getirmediğini belirten Seçkin işçilerin hayatının çalışmaktan ibaret olduğunu söylüyor. Seçkin’in hayali birçok ülkeyi görmek, farklı kültürlerle tanışmak. Ancak buna ne zamanı ne de bütçesi var. İşçilerin hayatının çalışmaktan ibaret olduğunu belirten Seçkin Esenyurt’ta kendi gibi işçi olan iki kardeşiyle bir evi paylaşıyor. 2019 yılından beri hayalinin Fransa’da tatil yapmak olduğunu söyleyen Seçkin, “5 yıllık birikimim 1000 avro… O zaman avro bu kadar pahalı değildi, şimdi onu da biriktiremem. Düşünebiliyor musunuz? 5 yıl çalıştım 2 haftada tükenecek” diyor.
"16 SAAT ÇALIŞMADIĞI GÜNÜ ZARAR DİYE GÖREN İŞÇİLER VAR"
Ev kirası vermediği için kendini şanslı sayıyor, haftanın 6 günü çalışıyor. Koşulların insanları fazla mesaiye zorladığını söyleyen Seçkin, “Bayramlarda bile çalışıyoruz, haftada bir gün iznimiz var onda da çalışmak zorundayız. Yoksa geçim zor. Bir bardak çayın hesabını yapar duruma geldik, bir kafede çay içmeye kalksan en az cebinden 100 lira çıkıyor. Yanında arkadaşların varsa bu rakam ikiye katlanıyor. Bu bile lüks olarak görünüyor. Bir ilden başka bir ile gezmeye gitmek, bir ülke görmek istemek lüks. Yeni bir ayakkabı ya da kıyafet almam lüks. Biz insanız ve bunların lüks olmaması lazım” diye konuşuyor. Yoğun çalışma saatlerinden dolayı hayatı yaşayamadıklarını belirten Seçkin, “Hayatımız fabrikada geçiyor, molada bahçede çay içmekten başka sosyal aktivitemiz. Aylık 120, 130 saat fazla çalışan arkadaşlarım var. Ortalama 12 saat ama 16 saat çalışmadığı günü zarar diye değerlendiren işçiler var. Çünkü geçinemiyor” diyor.
"SENELİK İZİNDE KÖYE GİDİP ERZAK HAZIRLIYORUZ"
“Gezilecek, görülecek çok yer var Türkiye’de, her yıl binlerce turist gelip tatilini yapıyor burada ama asgari ücretli bir işçi Türkiye’nin birçok yerini gezemiyor” diyor. Fabrikada aynı bandı paylaştığı arkadaşlarının durumunu da şöyle tarif ediyor: “Çalıştığım fabrikada Akdeniz, Ege, bölgesini bilmeyen, Antalya’ya gitmeyen yüzlerce işçi var. Sadece bizim fabrika da değil genel olarak her yerde böyle. Bütün yıl çalışıyoruz iki hafta iznimiz var. Ne yapıyoruz, köyümüze gidip kışın yiyeceğimiz erzakı biriktiriyoruz, yani orada da çalışıyoruz. Bu tatil değil. Ben farklı ülkeleri görmek istiyorum ama bunun için yıllarca çalışmam lazım.”
Erdoğan’ın, “Yakın çevrenizden başlayarak ülkemizi, imkanınız olursa dünyayı gezip görmek, farklı kültürleri tanımak için şartlarınızı zorlayın” söylemini eleştiren Seçkin, “Erdoğan’ın dediği gibi çeşitli kahveler içip yemekler yesek ay sonunda sadece karın tokluğuna çalışmış oluruz, ay sonu ödemelerini yapamayız. Bugün evraklar için dışardaydım, sabah kahvaltısı ve öğlen yemeğini dışarda yedim, 150 lira para ödedim, akşama kadar çalışıyorum, 150 lira kazanıyor muyum? Onu bilmiyorum.”
"CANIMIZIN İSTEDİĞİNİ DEĞİL, PARAMIZIN YETTİĞİNİ ALIYORUZ"
Fransa’da arkadaşı olduğu için öncelikle oraya gitmek istediğini söyleyen Seçkin, “2019 yılından beri Fransa’ya gitmek istiyorum, 5 senedir birikim yapıyorum, iki hafta yurt dışında tatil yapabilmek için. Fransa’da işçilik yapan arkadaşım aylık 1350 avro maaş alıyor. Bir aylık maaşıyla burada istediği gibi tatil yapabilir. Ama ben iki hafta yurt dışı tatili için beş yıldır çalışıyorum” diyor. Yaptığı harcamaları da kalem kalem şöyle sıralıyor: “7 bin 500 lira gidiş geliş uçak bileti, 500 lira vize ücreti, 500 lira seyahat sağlık sigortası, 1000 lira pasaport, ortalama 30 bin lirayı buluyor.”
Alım gücünün düştüğüne dikkat çeken Seçkin, “Eskiden 250 liraya bir ayakkabı alabiliyordum şimdi 900-1000 liraya alamıyorum. Parası olan insanlarda moda furyası var, ayda bir ya da iki üç ayda bir o moda değişiyor, biz ayak uyduramıyoruz. İki yıl geriden geliyoruz, bazen modayı hiç yakalayamıyoruz. Bütçemize göre giyinmeye çalışıyoruz, dışarıda yemek yemeye gitsek fiyata göre söylüyoruz, tercihi ona göre yapıyoruz. Canımızın istediğini değil, paramızın yettiğini alıyoruz.”
"AİLEMDEN DOLAYI YILLARCA AKP’YE OY VERDİM"
Ekonomik koşullardan kaynaklı bir dönem oy verdiği AKP’den koptuğunu, gençlerin gelecek kaygısı yaşadığını belirten Seçkin, “Üç seçimdir oy vermiyorum. Abim AKP’nin seçim çalışmalarında yer aldı. Ailem muhafazakar, babam bir ay öncesine kadar AKP’liydi. Ben de ailemden dolayı yıllarca AKP’ye oy verdim, üç seçimdir de vermiyorum. AKP’li gibi düşünmüyordum ama ailem öyle olduğu için oy veriyordum. Benimle birlikte abim de koptu, AKP’de görev almıyor artık. Ekonomi ve alım gücünün düşmesi bunun en önde gelen sebebi. Babam emekli, geçtiğimiz senelerde 1850 lira emekli maaşı alıyordu, fındık işiyle uğraştığı için hayatını devam ettiriyordu bir şekilde. Ama gelinen süreçte bu hayat pahalılığında asgari ücretin bile altında olan emekli maaşının yetmediğini geç de olsa anladı, babam da artık oy vermeyeceğini söylüyor.” diyor.
"AKP’Yİ SAVUNUYOR AMA HAFTADA 6 GÜN 16 SAAT ÇALIŞIYOR"
AKP’den koptuktan sonra çalışma koşullarına karşı çalıştığı fabrikada sendikalaşma çalışması yürüten Seçkin, “Önceden işçiler sık sık siyasi meselelerden dolayı tartışırdı. Birçok işçi AKP’ye toz kondurmazdı ama artık bu kavgalar azaldı” diyor. İşe ilk başladığında kendi bölümünde AKP’ye söz söyletmeyen üç işçinin olduğunu belirten Seçkin, “Şimdi onların sayısı bire düştü, ikisi koptu. Hâlâ AKP’yi savunan o işçi de ekonomiden rahatsız ama bizim olumsuz söylediğimiz her şeyi kendine göre yorumlayıp AKP’yi aklamaya çalışıyor. Farklı argümanlar sunuyor, ‘Ekonomi sadece Türkiye’de değil dünyada da kötü’ diyor. İktidarı savunan işçi haftada 6 gün 16 saat çalışıyor. Hâlâ çevremizde AKP’yi savunanlar var ama ciddi bir erime de var. Elim kırılsaydı oy vermeseydim diyenlerin sayısı da fabrikada artıyor” diyor.