Biraz para, biraz rant, biraz da spor yasası
Yeni yasa, hem ülkedeki spor altyapısının sorunlarını çözecek adımlar atmıyor hem de sporun gençlik kitleleri içerisinde yaygınlaşmasına hizmet edecek bir düzenleme içermiyor.
Fotoğraf: Freepik
Erdal Eren KARACA
Bilgi Üniversitesi
Geçtiğimiz hafta AKP ve MHP milletvekillerinin ortak imzasıyla hazırlanan “Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi” Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yeni yasaya göre geçmişte “kamu yararına dernek” statüsünde olan kulüplerin, tamamen anonim şirket olarak tescil edilmesine izin veriliyor. Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulan anonim şirketler, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından tescil edilmeleriyle “spor anonim şirketi” vasfını kazanacak. Yani yeni yasa, kulüplerin denetimini ve yetki üstünlüğünü Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlıyor. Geçmişte İçişleri Bakanlığında bulunan dernek ve tüzük statüsü üzerindeki yetki, tamamen ortadan kalkıyor. Aynı zamanda yasaya göre spor federasyonları, kulüplerin liglerde yer alabilmesi için spor anonim şirketi statüsünde olma yükümlülüğünü ve bu şirketler için ödenmiş sermayesi 1 milyon liradan az olmamak üzere asgari sermaye zorunluluğunu getiriyor. Ancak en üst seviyede olmayan, daha alt liglerde veya amatör seviyede kurulan kulüplerin bu meblağı nasıl ödeyeceği bir soru işareti olarak zihnimizde kendine yer buluyor.
NEDEN BUNCA YIL BEKLENİLDİ?
Yasadaki bir düzenlemeye göre kulüplere “denk bütçe” uygulaması getiriliyor. Yani artık kanunen hiçbir kulüp gelirinden fazla borçlanamayacak. Ancak bu madde, bazı kulüplerin tüzüğünde de yazdığı üzere “Kulüp genel kurullarında çoğunluk sağlandığı takdirde kulüpler, ‘yüzde on borçlanma’ya gidebilirler" maddesiyle aşılabiliyor. Bütçelerin denkleştirilmesi adına kulüplere harcama kısıtlamasının getirilmesi ve bunun düzenli bir şekilde denetlenebilmesi kâğıt üzerinde son derece doğru bir hamle olarak görülse de kamuoyunda ve medyada “büyük” olarak nitelendirilen takımların toplam borcunun -bizim bildiğimiz miktarıyla- on milyarları çoktan aşıyor olması, böyle yasalar veya kurallar çıkartmak için bunca yıl neden beklenildiğini de yine bize sorduruyor. “Büyük” kulüplere yıllarca vergi affı çıkartılması, defa kez borç yapılandırılmasına tabi tutulmaları, arsaların tahsisleri gibi pek çok örnek yasayı hazırlayanların aklına gelmiş olacak ki bu maddeyi bu şekilde tasarlamışlar. Kulüpler Birliği Vakfı da yasanın TBMM’de görüşüldüğü saatlerde yazılı bir açıklama yaparak yasaya tepki gösterdi. KBV’nin yaptığı açıklamada yasaya dair “Kulüplerin borç ve faiz yükü göz önüne alındığında, soruna çare olmaktan ziyade finansal sorunların çözümünü çıkmaza sokacak niteliktedir” gibi ifadeler kullanıldı. Aynı zamanda pandemi, savaş, ekonomik kriz, yayın gelirlerindeki indirimler gibi elde olmayan nedenlerin finansal sapmalara neden olabileceğinin de göz ardı edildiği vurgulandı.
YASANIN UYGULANAMAYAĞI KÂĞIT ÜZERİNDE BİLE AŞİKÂR
Yasa sadece futbolu değil, basketboldan tenise ve hentbola kadar bütün spor branşlarını kapsıyor. Yasaya göre, yukarıda değindiğim üzere spor kulüpleri, dernek statüsünden çıkıp anonim şirketlere dönüşebilecek. Ayrıca kulüpler birleşerek federasyon veya konfederasyon şeklinde üst kuruluş da oluşturabilecek. Federasyonların yönetim kurullarında en az iki milli sporcu yer alacak. Spor federasyonlarının her türlü harcamaları Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından denetlenecek. Federasyon başkanları en fazla üç dönem bu görevi yapabilecekler. Yasanın en ilgi çekici maddelerinden birisi ise kulüp başkanlarının ve yöneticilerinin görevde oldukları dönemin borçlarından -vergi ve sigorta borçları dahil- sorumlu olacak olması. Yani bu yöneticiler, mevzuat ve tüzükten doğan yükümlülüklerini kasıtlı veya kasıtsız ihlal ederlerse kulüp, şirket ve alacaklılara karşı verdikleri zararlardan sorumlu olacaklar. Burayı biraz açmak gerekirse mevcut durumda sermaye sahibi kulüp başkanları, başkanlık dönemi boyunca kendi servetlerini ortaya koymuş olarak gözüküyorlar. Bu yasa sonrasında ortada herhangi bir başkan veya yönetici kalacak mı, zaman gösterecek. Ancak pratikte uygulanması imkânsız olan bir yasa üzerinden konuşmak ne kadar doğru, ondan da emin değilim açıkçası. Buradaki en önemli meselenin Türk sporuna bakış açımız olduğunu düşünüyorum. Kısa bir örnekle açmak gerekirse futbolda kurallara göre “Pro Lisans”a sahip olmayan herhangi bir teknik direktör Türkiye dahil dünyanın hiçbir yerinde takım çalıştıramaz. Ancak mevcut düzende Süper Lig’deki futbol kulüplerinin dörtte biri bu lisansa sahip olmayan teknik direktörler tarafından yönetiliyor. Buradaki temel sorun, kültürel ve ahlaki bir sorun olarak da değerlendirilebilir. Faaliyet yürüten kulüpler ve yöneticiler her konunun bir arka bahçesini bulup oralardan iş çevirmeyi seviyorlar. Ne yazık ki bu da bizi geliştiren bir tablo olarak karşımıza çıkmıyor.
PUSULASI PARA VE RANT OLANLARIN YASASI
Biliyoruz ki Türkiye’deki spor altyapısının en büyük problemleri, mali ve iktisadi problemler. Yeni spor yasamız, kâğıt üzerinde bu noktalara belirli temaslarda bulunuyor gibi gözükse de hiçbir yapısal sorunu hedef almıyor. Yasa, yenilik gibi gözüküp kulüp başkanlarını ve yöneticilerini devlete daha da bağımlı kılmayı hedeflemekten başka bir olanak sunmuyor. Yukarıda da belirli ölçülerde bahsettiğim gibi yeni yasanın pratikte uygulanamayacağını bildiğimiz maddeleri, kulüplerle çıkar ilişkisi içerisinde bulunan siyasilerin elini güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Yasa, yukarıda bahsettiğimiz Türk spor altyapısının temel sorunlarına dokunmadan sadece şirketleşme sayesinde sporun bütün sorunlarından arınacağına inanıyor. Evrensel Gazetesi Yazarı Mehmet Özyazanlar’ın “Paragözlerin ucube yasası” adlı yazısında de değindiği gibi, buna sadece ve sadece pusulası para ve rant olanlar inanır. Yasadaki maddelerin yaptırımları ise kâğıt üzerinde kalacak yeni bir yasa olarak yerini alacak. Ülkede lokomotif olarak nitelendirilen “büyük” kulüplerin bu tarz yaptırımlarla yola getirileceğine inanmak, bu yasayı hazırlayanların neden ve ne amaçla bu yasayı hazırladıklarını biraz da olsun anlamamıza yardımcı oluyor. Kısaca özetleyecek olursak yeni spor yasası, hem ülkedeki spor altyapısının sorunlarını çözecek adımlar atmıyor hem de sporun gençlik kitleleri içerisinde yaygınlaşmasına hizmet edecek bir düzenleme içermiyor.
KAYNAKÇA
https://www.evrensel.net/yazi/90777/paragozlerin-ucube-yasasi
https://www.evrensel.net/haber/460053/yeni-spor-yasasi-teklifi-tbmm-genel-kurulunda-kabul-edilerek-yasalasti
https://www.evrensel.net/haber/460143/spor-yasasi-futbolu-kurtarir-mi
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-61195797
https://www.evrensel.net/yazi/90806/1989-yalakalik-toreni-ve-spor-yasasinin-ruhu
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/04/20220426-8.htm