Dersim’de 4 Mayıs Katliamı anması: Dersim ismi iade edilsin
Dersim Katliamı'nın 85. yıl dönümü dolayısıyla Dersim Emek ve Demokrasi Platformu kentte anma programı düzenledi.

Fotoğraf: Evrensel
İLGİLİ HABERLER

Dersim Katliamı'nın 83’üncü yıl dönümü: Yüzleşilmeden acılar son bulmayacak!

Dersim Katliamı'nın üzerinden 84 yıl geçti | "Barıştan yana bir tutum alınmalı"

Dersim Katliamı'nın 84. yıl dönümünde siyasi partilerden ve kurumlardan tepki
Tarihe Dersim Katliamı olarak geçen ve 4 Mayıs 1937 yılında TBMM’de Bakanlar Kurulu’nun çıkardığı ‘Dersim Tenkil Kararları’ adlı kararname sonucu başlayan katliamın bugün 85. yıl dönümü dolayısıyla Dersim Emek ve Demokrasi Platformu kentte bir dizi anma programı gerçekleştirdi.
Anmada yapılan konuşmalarda Dersim isminin iade edilmesi istendi. Seyit Rıza Meydanı’ndaki anmadan sonra ‘38 Kayalıkları’ olarak bilinen Halvori Kayalıkları’nda da anma programı düzenlendi.
May 4, 2022
“DERSİM HALKINDAN ÖZÜR DİLEYİN”
Seyit Rıza Meydanı’nda yapılan açıklamada Dersim Emek ve Demokrasi Platformunun ortak metni iki dilde Zazaca ve Türkçe okundu.
Metni okuyan Demokratik Alevi Derneği (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, 85. yılında soykırım kararının Meclis’te kabul edildiği bugün yaşanan soykırımı lanetlemek, kaybedilen canları anmak üzere toplandıklarını söyleyerek “Coğrafyamız, dilimiz, inancımız, hafızamız, varlığımız her gün elimizden parça parça alınıyor” dedi.
Doğan açıklamanın devamında şu talepleri sıraladı: “Seyitlerimizin mezar yerlerini açıklayın ve ailelerine teslim edin. 1937 soykırımını kabul edip yüzleşerek Dersim halkından özür dileyin. Başta Dersim ismi olmak üzere köy ve mezra isimlerini iade edin. Dersim’in kayıp kızları ve çocukların akıbetini açıklayın. 1937’ de Elazığ İstiklal Mahkemelerinde mahkûm edilen canlarımızın akıbetini açıklayın. Genelkurmay, TBMM soykırım dönemi arşivlerini açın ve açıklayın.”
“HEM TERBİYE ETME HEM DE UZAKLAŞTIRMA HAREKETİDİR”
Dersim Baro Başkanı Kenan Çetin, “Dersimliler bu talepler üzerine mücadelesine devam edecek. Bugün hatırlama günüdür. 25 Aralık 1935’de Meclis’te Tunceli kanunu çıktı. Yörede sadece ilin ismi değil köy, mezra, yerleşim yerlerinin ismi değişti. Bizim talebimiz şudur: Meclis’te çıkarılacak bir kanunla başta Dersim ismi olmak üzere köy, mezra, yerleşim yeri, isimleri geri verilmelidir. 4 Mayıs’ta başlatılan hareket hem terbiye etme hem de uzaklaştırma hareketidir” diye konuştu.
Fotoğraf: Evrensel
“KATLİAMIN PLANLI BİR ŞEKİLDE YAPILDIĞINI HEPİMİZ BİLİYORUZ”
Anmada konuşan Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, katliamın planlı bir şekilde yapıldığını herkesin bildiğini söyleyerek “O zaman o katliamlarda insanların sesi, bağırışı, dağı taşı deldi. Dağ taş sağır oldu. Katliamın planlı bir şekilde yapıldığını hepimiz biliyoruz. 1935’lerde ‘Oraya gidin ve bütün Kızılbaşları yok edin gelin’ dediler bu bir kırımdır. Katledilenlerin mezar yerlerini açıklayın, yaşam alanlarına saygı duyun, bu insanların ailelerinden özür dileyin” diye konuştu.
“4 MAYIS’TAN SONRA YAŞANANLAR KARA YARADIR”
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar yaptığı konuşmada, Tertele kararının 4 Mayıs’ta alındığını ancak hazırlıkların daha eskiye dayandığını söyleyerek “1925 Aralık'ında çıkarılan Dersim Kanunu ve o yıllarda peş peşe yayınlanan Dersim raporları bir katliam hazırlığının, bir soykırım hazırlığının habercileriydi. 4 Mayıs bir kara gündür, Kürtçe tabirle roja reş'tir. 4 Mayıs’tan sonra yaşananlar kara yaradır” dedi.
“KATLİAM BİR ZİHNİYETİN ÜRÜNÜDÜR”
Dersim Katliamı’nın bir zihniyetin ürünü olduğunu söyleyen Sancar “Tekçi, tehditçi, imhacı bir sistemin kurulması için peş peşe katliamlar yapıldı. Asimilasyon politikaları, göç ettirme uygulamaları hayata geçirildi. Dersim de bundan payını çok büyük acılarla aldı. Daha sonra bu kara gün unutturulmak ve üstü örtülmek istendi. Çeşitli gerekçelerle meşrulaştırılmaya da çalışıldı. Dersim’e medeniyet götürmek amacıyla bir ıslah planı olarak anlatıldı ve yıllar içinde bunların konuşulması da yasaklandı. Hafızayı yok etmek için her yöntem denendi ama toprağın altında on binlerce kefensiz, mezarsız ölü varken milyonların yüreğinde sınırsız sonsuz bir acı kökleşmişken, bu hafızayı yok etmek mümkün değildir” diye konuştu.
“HAKİKATİ ORTAYA ÇIKARMANIN MUTLAK SONUCU RESMİ ÖZÜRDÜR”
Hakikatin ortaya tam olarak çıkarılması için en başta Meclis’in harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Sancar “Bir komisyon oluşturulmalı, bütün arşivler incelemeye açılmalı ve neyin nasıl gerçekleştiği o yıllarda tam olarak ortaya çıkarılmalıdır. Hakikat olmadan adalet olmaz, adalet olmadan barış ve demokrasi olmaz. O nedenle yüzleşmemizin, yüzleşme talebimizin nedeni yaraları sarmak o kara yarayı temizlemek, geleceği iyileştirmek ve geleceği demokrasi kültürü ve eşit ortak yaşam temelinde kurmaktır. Hakikati ortaya çıkarmanın bir mutlak sonucu vardır, olmalıdır o da resmi özürdür” dedi.
“TUNCELİ ADI RESMEN DERSİM OLARAK DEĞİŞTİRİLMELİDİR”
2011 yılında dönemin başbakanı Recep Tayip Erdoğan’ın dilediği özrü ‘şartlı ve yarım yamalak bir özür’ diye ifade eden Sancar “Ama şunu bilelim ki özür bir cümleden ve ifadeden ibaret olamaz. Özrün bir anlam ifade etmesi için gereklerini yerine getirmek lazım. Nedir o gerekler, kamusal olarak bu acıyı tanımak ve acıyla bütünleşmiş bütün sembolleri değiştirmektir. Hakkı özüne iade etmektir. Bunların başında Tunceli adının tekrar resmen Dersim olarak değiştirilmesi gerekiyor. Sadece Tunceli ismiyle sınırlı değil, köylerin, mezraların isimleri de gasp edildi. Hem insan kıyımı hem de kültür kırımı yapıldı. Şimdi o sembollerin mutlaka değiştirilmesi gerekiyor. Tunceli resmen Dersim adına geri dönmelidir” diye konuştu.
YÜZLEŞMENİN BİR ŞARTI DA YAS TUTMAKTIR
25 Aralık 1935’te çıkarılan kanunun 1940’ta yürürlükten kalkacağını ama kalkmadığını hatırlatan Sancar “Bize sorarsanız bugün o kanun hükümsüzdür ama fiiliyatta aynı şekilde uygulanıyor. Bu nedenle resmen kanunu lağvetmek ve yeni bir kanunla Tunceli adını Dersim olarak değiştirmek gerekiyor. Bu ülkede Dersim başta olmak üzere pek çok şehrimizde bölgemizde böyle milyonlar var kefensiz, mezarsız toprağın altında yatan. Toprağın altında böyle milyonlar, on binler, yüzbinler kefensiz ve mezarsız yatıyorsa toprağın üstü huzur bulamaz. İşte başta Seyid Rıza, oğlu ve yol arkadaşları olmak üzere bütün katledilenlerin mezarlarının mutlaka yapılması gerekiyor. Nerede kim yatıyorsa bunları tespit etmek lazım. Çünkü yüzleşmenin bir şartı da yas tutmaktır” dedi.
Sancar, “Birileri bugün yine çıkıp Dersim halkının, Alevi Kürt toplumunun acılarını paylaşıyorum deyip gereğini yerine getirmezse bunun değeri olmaz. İşte hatırlama hafıza ve bu konuda hesaplaşma mücadelesi tam da geleceği kurma mücadelesidir. Bizler, hepimiz, burada bulunanlar ve bulunmayan milyonlar bu acıyı bütün ülkenin ortak meselesi haline getirebilirsek, bütün acıları kamusal olarak tanıyacak bir iradeyi ortaya koyabilirsek bu sistemi değiştiririz. Bu irade bize bir borç olarak toprağın altında kefensiz yatanların devrettiği bir görevdir” diye konuştu.
“UNUTTURMAYACAĞIZ”
Katliamı unutturmayacaklarını söyleyen Sancar “Özür, kamusal tanıma ve bunun gerekleri yerine getirilmeden affetmeyeceğiz. Ama inanıyorum ki birlikte mücadeleyi büyütürsek hem hakikati ortaya çıkaracağız hem hakikat üzerine adaleti kuracağız hem de hakikat ve adalet temelinde eşit yurttaşlık ve demokratik sistemi inşa edeceğiz. Bunlar olmadan huzur yok, bu ülkede demokrasi kültürü yerleşmez, bütün bunları başarırsak işte eşit yurttaşlık, demokratik çoğulculuk temelinde büyük barışı sağlayacağız. Büyük barış bizim görevimizdir, hedefimizdir, borcumuzdur” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
DERSİM’DE HALVORİ BÖLGESİNDE ANMA
Dersim’de emek ve demokrasi güçleri, 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu Kararı ardından başlayan katliam için yapılan anma etkinlikleri kapsamında Seyit Rıza Meydanında yapılan açıklamadan sonra katliam bölgesi olarak bilinen Halvori bölgesinde suya karanfil atıldı.
Anmada yazar Cemal Taş bölgede ki katliamdan bilgiler veren bir konuşma yaptı.
“ÖNCEDEN BELİRLENEN BÖLGELER”
Bu bölgenin Halvori bölgesi olduğunu buraya en yakın köyün de Halvori köyü olduğunu söyleyen Taş, “Bu köyde Seyit Rıza’nın aşiretinin bulunduğu bir köydür. Biliyorsunuz ki 1937 yılında çıkarılan resmi bakanlar kurulu harekât kararı aldı. Elimizdeki belgelerle anladığımız kadarıyla Dersim’de soykırımın hangi bölgeler ve hangi aşiretler üzerinde yapılacağı belirleniyor. Ve nihayetinde de soykırımla beraber tarlalar, köyler ve yaşam alanları yakılıp yıkılıp haritadan silinmiştir. Ve hedeflenen bölgelerden biri de şu an bulunduğumuz bölge olmuştur. Bu katliamlarda özellikle halkın siyasi ve ekonomik olarak ileri gelenleri seçilerek katledilmiştir. Aynı zamanda Dersim’de inanç ocaklarına mensup kişi ve aileler tespit edilerek katledilmiştir.” dedi. (Dersim/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et