04 Mayıs 2022 12:40

Ankara 1 Mayıs’ının gösterdikleri

"Mücadeleci sendika şubeleri ayrımı bir kenara bırakıp yerel mücadele birliklerini ortaya koymadan sendikal bürokrasiye, patronlara ve tek adam yönetimine karşı ilerlememiz mümkün olmayacaktır."

Fotoğraf: Burcu Yıldırım / Evrensel

Paylaş

Satı BURUNUCU
Yerel Yönetim Emekçisi

İki yıldır pandemi nedeniyle merkezi bir alanda yapılamayan 1 Mayıs mitingi, Ankara Tandoğan Meydanı’nda gerçekleşti. Denilebilir ki demokrasi güçleri için moral olabilecek düzeyde bir kitle katıldı. Hafızam beni yanıltmıyorsa, 10 Ekim Katliamı sonrası katılımı en yüksek miting oldu.

Kadınların ve gençlerin kitleselliğinin yanı sıra katılım oldukça çeşitli idi. Çeşitli futbol takımlarından taraftarlar, müzisyenler, sanatçılar, birkaç işyerinden emekçiler, köy dernekleri, EYT’liler, içlerinde "İlk kez 1 Mayıs’a geldik" diyenlerin olduğu KHK’liler, özel sektörde çalışan öğretmenler, TÖB-DER’liler, avukatlar, muhasebeciler, hekimler, OSTİM işçileri, Batıkent site görevlileri... Çokça kadın derneği ile katılan kadınlar, ODTÜ, SBF, Hacettepe, Bilkent öğrencileri... Diğer üniversitelerin zayıf katılımına karşın ODTÜ’nün kitleselliği göz doldurdu. 

DİSK Kadın Komisyonu, sendika korteji içinde ayrıca pankart açması açısından tekti. Kadın bando takımı, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini ifade eden pankart arkasında yürüdü.

CHP İKTİDARA HAZIRLANINCA 1 MAYIS’I ES GEÇTİ

Zamlara, savaşa, yoksulluğa karşı birlikte değiştireceğiz çağrısına cevap veren Ankaralıların bir kısmı daha toplanma saati gelmeden doğrudan Tandoğan Meydanı’nda yerlerini aldılar. Gezi davasının karar duruşmasında yağdırılan ağır cezalara, zamlara ve tek adam yönetiminin baskılarına karşı tepkiler sloganlara yansıdı. Siyasi partiler içinde CHP’nin zayıf katılımı, anlaşılan sandığa kilitlenmiş halin devamı gibiydi. Miting alanında “İktidara hazırlanan bir parti 1 Mayıs’ta bu kadar zayıf mı olur” konuşmalarına şahit olduk. 

İŞÇİSİZ 1 MAYIS

Sendikaların katılımına gelince, mitinge DİSK, KESK, Kamu-İş konfederasyonlarına üye sendikalar katıldı. Türk-İş’ten ise gördüğümüz kadarıyla yalnızca TÜMTİS ve TGS alandaydı. KESK ve DİSK tertip komitesinde olmalarına rağmen katılımları 1 Mayıs’a yaraşır düzeyde olamadı. Geçtiğimiz yıllarda kitleselliği ile göz dolduran Genel-İş’in iki şubesi de son derece azdı. Eğitim emekçilerinin 1 Mayıs’a daha özel hazırlandıkları pankart ve dövizlerinden anlaşılıyordu. Uzun zamandır mücadele içinde olan sağlık emekçileri, özellikle Ankara Büyükşehir Belediyesinin CHP’ye geçmesiyle biraz nefes alan belediye emekçileri, sendika şubelerinin zorunlu organlarında yer alan üyelerinin dahi katılmadığının açıkça görüleceği kadar zayıftı. Anlaşılan o ki Birleşik Kamu-İş’in mitinge katılmasına karşı süren tartışmalara verilen enerji işyerlerinde emekçilerin mitinge katılması için verilmemişti.

YERELDEKİ BİRLİK ÖNEMLİ

Kamu-Sen ve Memur-Sen için 1 Mayıs hiç gündem olmamış, Hak-İş online etkinlik yapacağını, Türk-İş 30 merkezde ortak düzenleneceğini açıklamıştı. Ancak Türk-İş’in açıkça yalan söylediği görüldü. Geçtiğimiz yıllarda Türk-İş’in merkezi kararlarına uymayarak 1 Mayıs’ı ortak kutladığımız Tez Koop-İş, Yol-İş, Basın-İş, Türk Metal, Petrol-İş gibi şubeler, bu ağır ekonomik koşullara rağmen mitinge katılmadılar.

Bunun iki nedeni var sanırım; birincisi sendikal bürokrasinin, patronların ve hükümetinin bunca saldırısı altında takındıkları ölü taklidi -ki bu durumun açıkça saldırılara dikensiz gül bahçesi sunmak gayreti olduğunu biliyoruz.- İkincisi de şudur ki; işçi sınıfı ve emekçilerin bütün dünyada “birlik, mücadele ve dayanışma günü” olarak en önemli ve yegane gününü solcuların 1 Mayıs’ı olarak ele almak, başta Türk-İş’in şubeleri olmak üzere diğer sendikalardan olabildiğince uzak durmaktır. Bu durum sendikal bürokrasinin işini kolaylaştıran en güzel(!) tavırdır. Oysa işçi sınıfına karşı görevleri hatırlatılıp, zorlandığında, dönemin ihtiyaçları konuşulduğunda merkezi kararların engelleyemediği pek çok 1 Mayıs ortak örgütlenebilmiştir yakın geçmişte. Ankara, sendika şubeler platformu döneminde 50-60 bin katılımlı işçi ve emekçi 1 Mayıs’larına sahne oluyor, iki uçtan bölen müdahaleleri de yerel birliği ile engelleyebiliyordu.

İzlenecek yol yine aynıdır. Mücadeleci sendika şubeleri işçi/memur o konfederasyon bu konfederasyon ayrımını bir kenara bırakıp yerel mücadele birliklerini ortaya koymadan sendikal bürokrasiye, patronlara ve tek adam yönetimine karşı ilerlememiz mümkün olmayacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Osman Kavala'dan Gezi davasına ilişkin açıklama: Karar keyfidir

SONRAKİ HABER

Öğrenci toplulukları engellere rağmen üretimde!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa