Şimdi derin bir nefes alıyoruz
Israrla bizi ayrıştırmaya, kendi odalarımıza kapatmaya çalışan bu düzene karşı “Gücümüz; birliğimizdir!” diyelim ve hep birlikte harekete geçelim.
Fotoğraf: Unsplash
Bandırma’dan lise öğrencileri
Her geçen gün gençliğe yönelik baskı ve saldırılar artıyor. Pandeminin yarattığı büyük yük nasıl eğitimin sırtına yerleştirildiyse, ekonomik krizin derinleşmesinin sonuçlarından ilk nasibini alan dayine eğitimimiz oldu. Ülke iki ittifakın atışmasını seyrederken lise öğrencileri her geçen gün daha zor şartlarda yaşamak zorunda kalıyor, kendisini birer umut olarak gösterenler ise bu tarafayüzlerini dahi dönmüyorlar. Bizler de, lise öğrencileri olarak, ekonomik krizin sırtımızdaki yükü yetmezmiş gibi inatla yaşam tarzlarımızı da yok sayan bir düzende nefes almaya çalışıyoruz.
İNSANLARIN ARTIK BUNU KABULLENMESİ LAZIM!
Hafsa Sultan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi
Kız meslek lisesinde 2. sınıf öğrencisiyim. Okul yönetimi arkadaşça bile olsa en ufak samimiyete karşı homofobik ve gerici bir tavır takınıyor. İdare bu konuda üzerimizde ciddi bir baskı kuruyor. LGBT’lere anormalmiş gibi davranıyorlar, kendimizi rahat hissetmiyoruz. Müdür yardımcısının“Koridorda kızları sarılırken, el ele falan görmek istemiyorum. Hepinizi disipline gönderirim” gibi tehdit cümleleri eşliğinde derslerimize girip çıkıyoruz. Hatta hocamızın söylemleri yüzünden “Ben de normal olmak istiyorum” diye ağlayan bir arkadaşım var. Bence bu çok ciddi bir durum. Bir söz, tavır vb. yüzünden insanları suçlu, anormal, sapkın gibi hissettiriyorlar. Oysa asıl normal olmayaninsanların sadece cinsel yönelimlerinden dolayı zorbalığa, baskıya uğraması hatta durumun cinayete ya da intihara kadar gitmesi.
BİZDEN NASIL ÜLKENİN GELECEĞİ OLMAMIZI BEKLİYORLAR?
Şehit Mehmet Gönenç Anadolu Lisesi öğrencisi
Biz öğrenciler hem kantin fiyatlarından hem de sosyalleşme alanlarının yoksunluğundan çok rahatsızız. Kantin fiyatları, Ramazan Ayı ile gelen zamlarla kafe fiyatlarıyla yarışan bir noktaya geldi. Yemeğini ve içeceğini evinden getiren arkadaşlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Bu sorunlara karşı tepki gösterip öğretmenlere ve müdüre şikâyet ettiğimizde ise aldığımız cevap alışılmışın dışında “Örgütlenin, kantinden bir şey almayın, tepkinizi ortaya koyun” çünkü tutarlı bir karşı cevabı artık onlar da bulamıyorlar. Buna rağmen düzeltme çabasında da değiller. Daha sağlıklı kalabilmemiz için gün içinde almamız gereken besinlere ulaşamıyorken bizden nasıl ülkenin geleceği olmamızı bekliyorlar?
Ayrıca okulumuzda beton yığını olan kantin haricinde öğrenciler için hiçbir sosyal alan yok. Her gün kocaman bir griliğin içinde yaşıyoruz. Hollywood filmlerinde izlediğimiz en sert, en korkulan hapishanelerin bile bizim okulumuzdan çok daha fazla sosyal imkânı var. Okulumuzda vakit geçirebileceğimiz yeşil alanların olmasını ve bankların arttırılmasını istiyoruz.
HEP BİR AĞIZDAN “GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZ!” DİYELİM
Bütün bu sorunların sebebi olan bu düzene karşı tek başımıza olduğumuz sürece güçsüz ve çaresiziz. Sadece bir ağızdan çıkan cılız sesler hızlıca ve kolayca bastırılıyor, çünkü karşımızdaki düzen ve bu düzenin temsilcileri sistemli ve örgütlü bir şekilde çalışıyorlar. Bu denkleme baktığımızda çok basit bir şekilde anlıyoruz ki bizim de birlik olmaya, örgütlenmeye ihtiyacımız var. Israrla bizi ayrıştırmaya, kendi odalarımıza kapatmaya çalışan bu düzene karşı “Gücümüz; birliğimizdir!” diyelim ve hep birlikte harekete geçelim.