Ortak paydanın buluşturduğu kadınlar
Ayrı ayrı mutfaklarda imeceler başlıyor. Birimizin evinde mercimek köftesi, diğerinde aşure, bir diğerinde kek pişiyor. Her zamankinden daha bir istekli çalışıyoruz mutfaklarımızda. Ayrı ayrı ürettiklerimizi birlikte yiyecek, bir yandan da film izleyeceğiz.
Süheyla’nın evinde kapının her çalışıyla çoğalıyoruz. Birçoğumuz birbirimizi ilk defa görüyoruz. Kendimize zaman ayırmaktan, bir arada olmaktan duyduğumuz mutluluk, hepimizin gözlerine yansıyor.
Önce tanışıyoruz. Herkes kendini, burada niçin bulunduğunu, kimin çağrısı ile katıldığını anlatıyor. Ayrı ayrı hikayelerimizi dinleyerek zenginleşiyoruz. En çok da Sevile’nin hikayesi ilgimizi çekiyor.
“Kardeşim aracılığıyla haberdar oldum bu etkinlikten. Heyecanlandım. Hiç tereddüt etmeden geldim. Buraya gelirken hiçbirinizi tanımıyordum. Bu hiç önemli değildi benim için. Değil mi ki kadınız, mutlaka ortaklaşan birçok yanımız vardır dedim. Eşim ve komşularım nereye gittiğimi sorduklarında onlara “kadınlar toplanıp film izliyorlarmış, oraya gidiyorum” dedim. Kimseyi tanımadığım bir ortama böylesine rahat ve istekli gittiğimi görünce şaşırdılar. Ben Artvinliyim. Eşim emekli. Bir gün oğlum kız arkadaşıyla buluşacaktı. Bu onun ilk kız arkadaşı ve ilk buluşmasıydı. Benden harçlık istedi. Ona verecek hiç param yoktu. Ne yapabileceğimi düşündüm. Yazın köyde ürettiğimiz çayları fabrikaya verdiğimizde, fabrikanın bize para yerine verdiği çaylar aklıma geldi. Hemen üç dört paket yapıp komşuların kapısını çaldım. Kendi ürettiğimiz çayları denemelerini istedim. Birkaç kişi aldı. Ben de o paraları oğluma harçlık olarak verdim. İlk kapıyı çaldığımda zorlanmıştım. Ama ikinci, üçüncü kapıları daha kolay çaldım. Oğluma harçlık bulmak zorunda kalmak beni 40 yaşından sonra evden çıkardı. Artık kapı kapı dolaşıp çay satıyordum. Hatta büyük bir markette stand açıp 7 yıl orada çay sattım. Biz kadınlar çoğunlukla darda kalınca koşulları zorluyoruz. Aslında üretmek için her zaman sınırsız bir enerjimiz var. Bunları sizinle paylaşmak istedim” diye bitiriyor sözünü Sevile. Hepimiz için günün yıldızı oluyor Sevile.
“Ben ikinci evliliğimi yaptım” diyor Aynur. “İlk eşimden boşandığım zaman herkes çok endişelendi. Tekrar evlendiğimde çevremdekilerin sevincine diyecek yoktu. Herkes için tehlike geçmişti. İlk eşimden çok şiddet gördüm. Yeniden evlendiğimde tam bir kumar oynamıştım. Eşim el bebek gül bebek yetiştirilmişti. Annesi oğluna çayın şekerini karıştırıp veriyordu. İlk zamanlar benden de beklendi. Benden annesi olmamı beklememesini söyledim. Zamanla o da değişti zaten, şimdi bana çay servisi yapıyor.”
Kimler yoktu ki daha : Yasemin, Ayşenur, İlkay, Gülfidan, Ayşe, Ferda, Gülşan, Ayda, Tuba ve evini bizimle paylaşan Süheyla. Dün öğretmendik, ev kadınıydık, öğrenciydik, sağlık çalışanıydık, bugün toplumdaki diğer kimliklerimizden sıyrılıp kadın olmanın ortak paydasında buluştuk. Çoğaldık, zenginleştik, sevinçlerimizi, hüzünlerimizi paylaştık. Bu buluşmaların başında Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri her ilde, hatta her ilçede açılsın diye imzalar toplamıştık, bu imzalar bize vesile oldu, artık dert ettiğimiz herşey için daha fazla birarada olacağız.
BİR ARAYA GELMEK NE DE GÜZELMİŞ
Orman mühendisi Filiz, yalnızlığa, bireyselliğe gömüldüğümüz, insanların bir araya gelmediği bir zamanda burada karşılaştıklarının kendisini çok şaşırttığını söylüyor. “Bu kadar insan bir araya geliyor ve paylaşımlar yaşanıyor, inanın böyle bir ortam beklemiyordum.” diye anlatıyor duygularını.
Gülcan alıyor sözü sonra, “Ben çalışan bir kadınım , ekonomik özgürlüğümün olması, beni özgür bir insan yapmıyor.Yaşamın birçok alanında engellemelerle yüz yüze geliyoruz. Bir araya gelmeye, konuşmaya, tartışmaya, sorunlarımıza çözüm üretmeye ihtiyacımız var. Bu etkinliğimizi seviyorum ve burada olmaktan mutluyum.”
Vahide ilk defa katılıyor film seyretme etkinliğimize. Filmler konusunda oldukça donanımlı. Film arşivini bizimle paylaşma sözü veriyor. Onun da önerisiyle “Kızarmış Yeşil Domatesler” filmini izlemeye karar veriyoruz.
Evrensel'i Takip Et