Cumartesi Anneleri kaybettirilen Mehmet Ayşin için adalet istedi
Lice’de, 1994 yılında kaybettirilen Mehmet Can Ayşin’in akıbetini soran Cumartesi Anneleri, adli makamlara, "Mehmet Can Ayşin dosyasındaki cezasızlığa son vermek için harekete geçin" çağrısında bulund
Fotoğraf: MA
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 893’üncü haftada eylemlerini pandemi koşulları nedeniyle dijital medya hesaplarından açıklama yaparak gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde 7 Mayıs 1994 yılında Diyarbakır Lice ilçesine bağlı Mızag köyünde evinden gözaltına alınıp kaybedilen Mehmet Can Ayşin’in akıbeti soruldu.
İlk olarak Mehmet Can Ayşin’in kızı Aynur Ayşin konuştu. Her Cumartesi eylemine katıldığını söyleyen Ayşin, “Cumartesi bize Cuma akşamı olmuş. Her Cuma akşamı insanlar mezarlığa gidiyor biz Cumartesi eylemlerine gidiyoruz. Her Cumartesi babamı arıyorum. Ölene kadar vazgeçmeyeceğiz. Ölene kadar aramaya devam edeceğiz” dedi.
KÖY BOŞALTILDI
Ardından Mehmet Can Ayşin’in yeğeni Ferman Ayşin de, 90’lı yılların karanlık dönemlerinde köylere operasyonların yapıldığı, faili meçhul cinayetlerin olduğunu söyleyerek, “Lice’de Kılıçlı köyünde 7 Mayıs 1994’de köye operasyon düzenlendi. Bütün köy halkını köyün dışına çıkardılar. Bütün köy boşaltıldı. Kadınları ve çocukları geri çevirdiler, gerisini gözaltına aldılar. 4 gün gözaltında kaldılar. Sonrasında 70-80 vatandaş serbest bırakıldı. Orada kalan Mehmet Can Ayşin serbest bırakılmadı” diye belirtti.
"SUÇUNU ÖĞRENEMEDİK"
“Mehmet Can’ın suçunun ne olduğunu o günden beri öğrenemedik” diyen yeğen Ayşin, “Suç teşkil edecek bir şey bulamadık. Hala da suçunun ne olduğunu bilemiyoruz. Zaten faili meçhul cinayetine gitti. Aslında faili meçhuldur ama biz öyle diyoruz. 28 yıldır her yere başvurduk ama bir sonuç alamadık. Hala araştırıyoruz ama sonuç alamıyoruz. Bu insanlar geri gelmez ama en azından bir mezar taşı olsa dua okuyabilsek bu ülkede bir mezar taşı bile reva görülmüyor. Devletten tek beklentimiz budur. Bunları açığa çıkarsın. Her zaman sonuç alabilmek için meydanlardayız. Bulana kadar da meydanlarda olmaya ve sormaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
SUÇLARLA ANILAN ASKERİ TUGAY
Bu haftaki açıklama metnini Cumartesi İnsanları’ndan Ezgi Bakışkan okudu. 90’lı yıllarda güvenlik güçlerinin fiillerinden sorumlu olmaları konusunda hukuki bir boşluk yaratıldığını söyleyen Bakışkan, o dönem “köy yakmalar, katliamlar, infazlar ve gözaltında kayıplar” gibi ağır suçların yaşandığını anımsattı. Bakışkan, “Bolu Komando Tugayı’nın adı da bu suçlarla birlikte anıldı. Tugaya isnat edilen suçlar AİHM kararlarında, savcılık iddianamelerinde, mahkeme tutanaklarında, TBMM raporunda , suç duyurularında yer alsa da etkili bir soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmedi” dedi.
Bolu Komando Tugay’ına isnat edilen suçlardan birinin de Mehmet Can Ayşin’in gözaltında kaybedilmesi olduğunun altını çizen Bakışkan, “28 yıl önce bugün, 7 Mayıs 1994 tarihinde Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından Lice’ye bağlı Mızag köyüne bir operasyon yapıldı. Köylüler köyün dışına çıkarıldıktan sonra evler yakıldı. Köyde bulunan bütün erkekler hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltına alınıp Lice Jandarma Komutanlığı’na götürüldü. İki gün sonra sekiz köylü dışında diğerleri serbest bırakıldı. Takip eden günlerde yedi kişi daha serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar gözaltında işkenceye maruz kaldıklarını söyledi. Tanıkların en son Bolu Tugay Komutanlığı'na bağlı birliklerin yerleştirildiği Lice Yatılı Bölge Okulu’nda gördüğü, 49 yaşındaki Mehmet Can Ayşin’den ise bir daha haber alınamadı” ifadelerini kullandı.
"ETKİLİ SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ"
Ayşin ile birlikte gözaltına alınanların tanıklık ettiğini vurgulayan Bakışkan, Ayşin ailesinin tüm resmi kurumlara başvuru yaptığını söyleyerek, Lice Asayiş Komutanlığı’nın aileye “Söz konusu tarihte Kılıçlı Köyü’ne operasyon düzenlenmediğini ve köyden hiç kimsenin gözaltına alınmadığı” cevabını verdiğini söyledi. Adli, idari ve askeri makamların ailelerin değil de kolluk güçlerinin “Operasyon yok, gözaltı yok” beyanını esas aldığını ifade eden Bakışkan, “Maddi gerçeğin açığa çıkartılması için hiçbir adım atılmadı. Etkili bir soruşturma yürütülmedi. Ayşin ailesinin, Anayasa’nın ve Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmelerin güvencesinde olan ulusal bir merci önünde etkili bir başvuru yapma hakkı engellendi” diye belirtti.
"VAZGEÇMEYECEĞİZ"
"Mehmet Can Ayşin dosyasındaki cezasızlığa son vermek için harekete geçin” şeklinde adli makamlara seslenen Bakışkan, “Dosyadaki faillerin, emir vericilerin ve bu suçu önleme yetkisi olduğu halde göz yumanların etkili bir biçimde cezalandırılmalarını sağlayacak bir soruşturma ve kovuşturma yapma görevinizi yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Can Ayşin için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 194 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu. (MA)