09 Mayıs 2022 00:05

Metal işçileri meslek hastası olmuyor(!)

“BİSAM verilerine göre yaklaşık her dört işçiden üçünün yaptığı işle ilişkili sağlık sorunları olduğu halde, meslek hastalığı tanısı konulmadığını gösteriyor.”

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Deniz İPEK
İş Güvenliği Uzmanı

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’in araştırma merkezi BİSAM, metal işçilerinin mesleki sağlık riskleri ve sağlık durumları saha araştırması sonuçlarını bir rapor olarak önceki hafta açıkladı. AKP döneminde hayatını kaybeden işçi sayısı resmi rakamlara göre tespit edilen 30 bin. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tahminlerine göre dünyada her yıl 1 milyon 200 bin kişi, Dünya Sağlık Örgütü’nün raporlarına göre ise dünyada her yıl 11 milyon kişi meslek hastalığına yakalanıyor.

BİSAM, metal sektöründeki 121 işyeri ve 1400’ün üzerinde işçiden alınan verilerle yaptığı araştırmayı yoğun bir emekle ve titizlikle 2 yıllık bir süreçte hazırlamış. Meslek hastalıkları alanında sendikanın gayretleri ile gerçekleştirilen bu çalışmaya alanında öncü bir çalışma denilebilir ve bu yazıda raporda öne çıkan, dikkat çeken başlıkları ele alacağız.

METAL ENDÜSTRİSİNDE SAĞLIK RİSKLERİ YÜKSEK

Rapora göre; Türkiye, OECD ülkeleri arasında en fazla ana metal üreten işletmeye sahip. Ana metal üretimi yapan 21 bin 997 işletmenin 5641’i (yüzde 25,6) Türkiye’de. Türkiye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Temmuz 2021 verilerine göre Türkiye’de metal sektöründe 1.789.038 işçi var. Türkiye’de metal sanayinin tüm sektörler içindeki oranı 2020 yılında yüzde 8,4, imalat sektöründe ise yüzde 32,3. Metal endüstrisi hem metal üretimini hem de metallerin işlenmesini içeren bir sektör. Metal endüstrisinde temel metal işleme teknikleri, ergitme ve rafinasyon, zenginleştirilmiş cevherden, hurda ve atıklardan metal elde etme işlemleri sağlık açısından pek çok risk faktörünü içeriyor.Bu işlemler çeşitli kimyasal toz ve gazların oluşmasına neden olur. Ortamda oluşan gazların solunması akciğerler, kalp, böbrekler veya merkezi sinir sistemi gibi vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebiliyor. Isı stresi, gürültü, titreşim, radyasyon ve elektrikle çalışma diğer risk faktörleri. Bu işlemler sırasında göz yaralanmaları, yanıklar, kas-iskelet sistemi sorunları meydana gelebilir. Ayrıca elle kaldırma ve taşıma, tekrarlayıcı ve zorlayıcı hareketler ergonomik risklerdir. Zımparalama ve polisaj işleminde kullanılan kimyasallar nedeniyle akciğer, cilt ve göz yaralanmaları veya sorunları meydana gelebilir. Diğer imalat sektörleriyle karşılaştırıldığında, metal endüstrisinde sağlık riskleri daha yüksek denilebilir.

KADIN İŞÇİLERDE NÖROLOJİK, KAS İSKELET SİSTEMİ VE TROİD HASTALIKLARI DAHA ÇOK

Araştırmaya katılanların yüzde 38,6’sı en az bir kez iş kazası geçirdiğini beyan etmiş. Bunun yanında kas iskelet hastalığı tanısı alanların yüzde 48’inin iş kazası geçirdiği görülmekte. İş kazası oranları cinsiyetlere göre anlamlı derecede farklıdır. Kadınlarda iş kazası geçirmiş olanların oranı yüzde 21,1 iken erkeklerde bu oran yüzde 40,6 olarak tespit edilmiş. Araştırma kapsamındaki işçilerin yüzde 17,39’u kas ve iskelet sistemi ile ilgili tanılı bir sağlık sorununa sahip. Bu hastalıkları nörolojik hastalıklar izlemekte. Kadın işçilerin nörolojik hastalıklar, kas iskelet sistemi ve troid hastalığı açısından erkeklere göre istatistiksel olarak daha fazla bir orana sahiptir.

HER 5 METAL İŞÇİSİNDEN 4’Ü GÜRÜLTÜYE MARUZ KALIYOR

İşçilerin yüzde 80,4’ü gürültünün işyerlerinde maruz kalınan fiziksel risklerden en çok maruz kalınan etken olduğunu söylemiş. Ağır kaldırmaya maruz kaldığını beyan eden işçiler en çok otomotiv sektöründen (yüzde 90.8). Maruz kalınan fiziksel risklerden titreşime maruz kalma ana metal sanayinde (yüzde 67.7), işyeri termal şartları açısından düşük veya yüksek sıcaklıklara maruz kalma diğer üretim araçları sektöründe (yüzde 90.9 ve yüzde 72.7) hissedilmekte. Ağır metallere maruz kalma bildirimi en çok ana metal sanayinde (yüzde 90.6), en çok kimyasallara maruz kalma; diğer ulaşım araçları ve fabrikasyon metal ürünlerinde öne çıkmakta.

İşyerinde sözlü, fiziksel şiddete uğrama algısı diğer ulaşım araçları ile makine ve ekipmanlarında yüksek düzeylerdeyken, fabrikasyon metal ürünleri ile elektrikli teçhizat üretimi sektörlerindeki iş yerlerinde; işyerinde olası maruziyetler arasında cinsel tacizi daha fazla tanımlamışlar. Zaman baskısını en çok hisseden işçiler makine ekipmanları üretimi, bilgisayar, elektronik, optik üretimi ve otomotiv sektöründe çalışıyor.

‘CİNSEL TACİZ’ KADIN İŞÇİLERDE EN YÜKSEK BİLDİRİM

“Ağır metaller”, “gaz, buhar, duman”, “gürültü”, “yüksek sıcaklık”, “düşük sıcaklık”, “titreşim”, maruziyet riskini erkekler, “cinsel taciz” maruziyet riskini ise kadın işçiler istatistiksel olarak daha yüksek bir oranda beyan etmiş. İşyerinde ağır metale maruz kalma riskine dikkat çeken işçiler arasında çekmeyenlere göre solunum hastalığı tanısı alanların oranı anlamlı bir biçimde daha yüksek.

Solunum hastalığı tanısı alanların yüzde 93,5’i işyerinde ağır metallere maruz kalma riskinin olduğunu belirtiyor. Benzer bir durum toza maruz kalan işçilerde de ortaya çıkmış. Solunum hastalığı tanısı alanların yüzde 97,4’ü işyerinde toza maruz kalma riskinin olduğunu belirtiyor. Kas iskelet hastalığı tanısı alanlarla, almayanlar arasında işyerinde zaman baskısı, ağır kaldırma ve zor duruşa maruz kalma riski istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılar görülüyor.

MESLEK HASTALIĞI TANISI YOK

Araştırmaya katılan işçilerin 204’ü (yüzde 14,8) kendilerine bir hekim tarafından işle ilgili hastalık tanısı konulduğunu beyan etmiş. Buna karşın meslek hastalığı tanısı almış olanların sayısı 50. Bu da yaklaşık her dört işçiden üçünün yaptığı işle ilişkili sağlık sorunları olduğu halde, meslek hastalığı tanısı konulmadığını gösteriyor.

İLK SIRADA İŞ İLE İLGİLİ KAS İSKELET SİSTEMİ HASTALIKLARI VAR

Metal işçilerinin işe bağlı hastalıklarının tutulan organ/doku ve sisteme göre dağılımında ilk sırayı iş ile ilgili kas iskelet sistemi hastalıkları almış. İşe bağlı meslek hastalıklarında yüzde 72.9 ile en ön sırada kas iskelet sistemi hastalıkları geliyor. İkinci sırada ise yüzde 11.4 ile işe bağlı solunum yolu hastalıkları yer alıyor.

İşçilerin yüzde 78.6’sı yaptıkları iş sonucu boyun, omuzlar, kollar veya elleri etkileyen kemik, eklem veya kas sorunları (boyun, omuz, el, kol ağrıları) ile karşılaşabileceklerini, yüzde 74.6’sı sırtı veya beli etkileyen kemik, eklem veya kas sorunları (sırt ağrısı, bel ağrısı vb.) yaşayabileceğini, yüzde 74.6’sı sırtı veya beli etkileyen kemik, eklem veya kas sorunları (sırt ağrısı, bel ağrısı vb.) riski olduğunu, yüzde 44.7’si baş ağrısı ve göz yorgunluğu, yüzde 37.7’si işitme sorunları, yüzde 33.3’ü solunum ve akciğer hastalıkları oluşabileceği kaygısı taşıdıklarını ifade etmiş.

ÖNCEKİ HABER

Faşizm: Dün, bugün | Doç. Dr. Cenk Saraçoğlu: Belki faşizm çağında değiliz ama bir faşistleşme sürecinin içindeyiz

SONRAKİ HABER

Vakıfbank’ta güvenlik çalışanları kadro istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa