Karaburun’da köylüler ÇED toplantısını yaptırmadı: Bize çivi çaktırmayan devlet şirketlere GES izni veriyor
Karaburun’da güneş enerji santrali ÇED toplantısı, köylülerin tepkileri üzerine yapılmadı. Köylüler, "Bize koruma alanı diye çivi çaktırmayan devlet şirketlere GES için izin veriyor” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir Karaburun’da yapılmak istenen güneş enerji santrali (GES) projesine karşı bölge halkının tepkisi sürüyor. Öres Elektrik Üretim AŞ. tarafından Parlak köyü ve kentsel sit statüsüyle korunan Sazak Köyü’ne bitişik 30 hektarlık mera arazisine yapılmak istenen Güneş Enerji Santrali (GES) için ÇED halkın katılımı toplantısı bölge halkının tepkileri nedeniyle yapılmadı.
Ellerinde kalan son mera alanlarına GES yapılmasına tepki gösteren köylüler, “Biz GES istemiyoruz” diyerek köy meydanında yapılmak istenen toplantıya karşı çıktı. Toplantı öncesi köylüler “Karaburun’a iyi bak, kulak ver, yaşat”, “Bunun adı temiz enerji değil talan”, “ÖÇKA’ya rağmen bu ne iştir”, “Meramıza dokunma”, “Küresel karbon pazarına hayır”, “Hırsa, ranta hayır” yazılı pankartlar taşıdı. Parlak köyü halkına Karaburun Kent Konseyi üyeleri ve çevre köylerden halk da destek verdi. Köylülerin tepkisi üzerine ÇED heyeti toplantı yapamadan geri döndü.
Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkilileri tarafından tutulan tutanakta, “Bölgede yoğun RES projelerinin olduğu GES projeleri ile kalan mera alanlarının da yok olacağı, faaliyetin istenmediği protestolarla yoğun bir şekilde dile getirilerek, halk bilgilenmek istemediği için toplantı alanında düzenlenen tutanakla alandan ayrılındı” denildi.
10 KEÇİ SÜRÜSÜNDEN SADECE BİRİ KALDI
ÇED heyetinin köyden ayrılmasının ardından gazetemize konuşan köylüler, yıllardır meralarının rüzgar enerji santrali (RES) şirketleri ve “Zeytinlik yapacağız” diyen özel şahıslar tarafından ellerinden alındığını söyledi. RES ve şimdi gündeme getirilen GES nedeniyle kendilerine yaşayacak ve geçimlerini sağlayacak arazi bırakılmadığını vurgulayan köylüler, “Buralar özel koruma alanları yapıldı ama bize koruma alanı diye çivi çaktırmayan devlet bu şirketlere GES için izin veriyor. 10 keçi sürüsünden sadece 1’i kaldı. Enginarımız, zeytinimiz, mandalinamız olmuyor artık. Denizlerimiz balık çiftliklerinin istilası altında. Ne yapalım biz, Sakız'a mı gidelim?” diye konuştular.
TALANIN YENİ ADI: BİRLEŞİK ELEKTRİK ÜRETİM TESİSİ
Yaşananlara ilişkin açıklama yapan Karaburun Kent Konseyi, “Karaburun Yarımadası’nı talan eden yatırımların ‘halkı bilgilendirme’ toplantılarına bugüne kadar katılmadık. Bugün de katılmıyoruz. Talanın dinleyicisi olmak, istemiyoruz” dedi.
Yarımadadaki yatırım başvurularına itirazların ilgili kurumlara iletilmesine, açılan onlarca davaya rağmen hala firmalardan proje başvuruları alındığına dikkat çeken Karaburun Kent Konseyi “Yarımadayı Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) ilan ederken amaç korumak mıydı; yoksa yok etmek mi? Parlak Mahallesi sınırları içinde yapılması planlanan ÖRES Elektrik’in GES proje alanında; Uluslararası ve ulusal ölçekte koruma altına alınan bitki, sürüngen, memeli ve kuş türleri mevcut. Tüm bu canlı türleri zarar görecek” uyarısında bulundu.
Karaburun yüzölçümünün yüzde 89’unun 7 proje sahası olarak RES firmalarına tahsis edildiğini hatırlatan Karaburun Kent Konseyi, “140 RES türbini bulunmakta. Mevcut RES’ler için açılan yollar orman, kadimden beri kullanılan ve tescilli mera alanları, tarım alanları ve doğal koruma alanı üzerinde. 2018 yılı Karaburun Milli Emlak Şefliği verilerine göre Parlak köyünde toplam 753 hektar tarım ve mera alanı zeytinlik faaliyetleri için (ağaçlandırma) tahsis edilmiş durumda. Şimdi bu alanlar RES ve GES projelerinin kullanımına açılacak” dedi.
Parlak’ta kurulması planlanan GES projesinin verimli meralar ve çayırlık alanlar üzerinde, flora ve fauna açısından önemli biyolojik çeşitliliğe sahip ve ekosistem açısından hassas bölgeler içinde yer aldığını vurgulayan Konsey, “Uygulaması çok yeni olan ‘Birleşik Yenilenebilir Elektrik Üretim Tesis Alanı’ önerileri bütüncül düşünülmemektedir. Bu yatırım önerileri, parçacı enerji yatırım kararlarıyla Karaburun ekolojisi üzerinde kümülatif etkisi öngörülemeyen ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açacaktır” dedi.
Açıklamada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına da “Karasal Alan Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Projesini neden yürütüyorsunuz? Bir yandan bu araştırmalar yürütülürken diğer yandan tespit ettiğiniz tüm bu bitkilerin, canlıların, ekosistemlerin yok olmasına neden olacak RES, GES gibi yatırımlara neden izin veriyorsunuz?” sorusu yöneltildi.