Gerçek bir aydın: Ahmet Say
Tahir Şilkan, müzik yazarı, müzik eğitimcisi ve edebiyatçı Ahmet Say'ı yazdı.
Fotoğraf, Ahmet Say'ın kişisel arşivinden alınmıştır.
Tahir ŞİLKAN
“Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik; bildiklerimizle övündük, eğlendik. Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra? Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik.” (Ömer Hayyam-çev: S. Eyüboğlu)
Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin toplumsal değişimini ustalıkla anlattığı “Kocakurt” romanının “Biter mi Hikayemiz” başlıklı son bölümünün başına Ömer Hayyam’ın paylaştığım şirini yerleştiren Ahmet Say edebiyat, kültür, müzik, sanat yaşamımızdan “Yel gibi geçen” gerçek bir aydınımızdı. Geride, edebiyat ve sanat yaşamımızda iz bırakmış hep okunacak, Sabahattin Ali Öykü Ödülü’nü kazanmış öyküler, Kocakurt gibi memleket gerçeğini mizahi-ironik bir dille, ustalıkla anlattığı bir roman, konservatuvarlarda ders kitabı olarak okutulan müzik ansiklopedisi ve anı kitapları bıraktı. Ahmet Say, çok yönlü bir sanat ve edebiyat insanıydı.
Üç yıl öğretmen, halk eğitimcisi, folklorcu olarak çalıştığı Bingöl’ü anlattığı “Güneşin Savrulduğu Yerden” başlığıyla yayımlanan “Bingöl Hikayeleri”nde Kürt coğrafyasını ustalıkla yansıtmayı başarmıştı. 1977-1982 yılları arasında 72 sayı yayımlanan Türkiye Yazıları dergisini Ragıp Gelencik, Vecihi Timuroğlu, Demir Özlü ve Ali Püsküllüoğlu ile birlikte çıkaran Ahmet Say 1967 yılında yayımlanan Türk Solu dergisinin de yazı işleri müdürlüğünü yapmış, 12 Mart darbesinden sonra tutuklanarak 17 ay hapis yatmıştı.
Türkiye Yazıları dergisinin 12 Eylül 1980 darbesine kadar olan sayılarında, edebiyat ve sanat hayatımızın önde gelen şair ve yazarlarının, kendi yaşam öykülerinden seçtikleri ilginç, kimsenin bilemeyeceği, çarpıcı olayları anlattıkları otobiyografik yazıları “Kendileri” adıyla Selim Esen’le birlikte yayına hazırlayan Ahmet Say kitaba yazdığı ön sözde, 12 Eylül darbesinden sonra bu yazılara son verdiklerini çünkü “Yazıların bir anlamda resmi mercilerin gökte ararken yerde bulabileceği malzemeler” içerdiğini söylemiş ve eklemişti: “Bir kez anladık ki, en kötü, en çirkin sansür, 'otosansürdür' ". 'Kendileri' kitabı, edebiyatımızda iz bırakmış yazarların hem edebiyat bilimi ve edebiyat tarihi hem de Türkiye tarihi için eşi bulunmayacak eşsiz bir belgesel kitabı olarak her aydının kitaplığında yer alması gereken bir kitaptır.
Ahmet Say ülkemizin en önemli müzikologlarından biriydi. Bu birikimini yansıtan unutulmaz müzik kitaplarının yazarıydı. “Müzik Nedir? Nasıl Bir Sanattır?” kitabında, Türkiye’nin müzikal varlığını değerlendirmiş; halk müziğimize, halk danslarımıza ve geleneksel müziğe geniş biçimde yer vermişti. Kitap yalın bir anlatım ve herkesin yararlanabileceği anlaşılabilir bir dille müzik sanatını anlatan bir kitap olarak unutulmayacaktır.
Ahmet Say ezilenlerin yazarı olarak edebiyat ve sanata yaptığı katkısının dışında yurt ve dünya sorunlarına duyarlı gerçek bir demokrat aydındı. 2012 yılında Ankara’da düzenlenen bir panelde, 19 Aralık 2000’de “Hayata Dönüş Operasyonu” adı altında cezaevlerinde gerçekleşen katliamın sorumlularından biri olarak gördüğü dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ü panel sırasında kürsüye yönelerek protestosu ile aydın sorumluluğunu gözler önüne seren Ahmet Say, edebiyat ve kültürümüze yaptığı katkılarla hep yaşayacaktır.
Ahmet Say'ın gazetemizde yayımlanan yazılarına buradan ulaşılabilir.