Eğitim Sen Diyarbakır Şube Eş Başkanı Akşahin: Her çocuk kendi ana diliyle eğitim görmeli
Kürt Dil Bayramına dair konuşan Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Başkanı Emine Akşahin, ana dilinde eğitimin önemini anlattı.
Fotoğraf: MA
Fırat TOPAL
Diyarbakır
15 Mayıs Kürt Dil Bayramı çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Evrensel’e konuşan Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Eş Başkanı Emine Akşahin, her çocuğun kendi ana diliyle eğitim görmesi gerektiğini söyledi.
DİL HALKIN HAFIZASI, KİMLİĞİDİR
Kürtlerin ana dil talebinin karşılıksız bırakılmasının Türkiye’de iktidarın politikası olduğunu altını çizen Akşahin, geçmişten bu güne çok sayıda dilin neredeyse yok olma noktasına geldiğini söyledi. Akşahin, “Dil canlı bir araçtır, halkın tarihi, hafızası, kimliğidir. Kürtçe sadece eğitim dili olarak değil toplumun her alanında kullanılmalı. Bir insana dil öğretmek elbette zenginliktir ama onun kendi dilini elinden aldığınızda kimliğini, özgürlüğünü her şeyini elinden almış olursunuz” dedi.
ÇOK SAYIDA DİL YOK OLDU
Bir dili 5 kişi de konuşsa değerli olduğunu belirten Akşahin, “Bir dilin çok konuşulması diğerine üstünlük sağlamaz. Her dil değerlidir, bir kültürü yansıtır. Biz zenginlik olarak bakıyoruz, birbirini kabulü üzerinden bakıyoruz. Bu demokrasi kültürünün oluşturulmasını istiyoruz. Ama Türkiye’deki iktidarlar nedense buna bölünme gözüyle bakıyorlar. İnsanların kendi ana dilinde eğitim görme hakkını kendi ana dilinde kamusal alanlarda konuşma hakkını ülkenin bölünmesiyle açıklıyorlar. Kimse ülkenin bölünmesini istemiyor. Cumhuriyet döneminden sonra her iktidar bu politikayla ülkeyi yönetti. O dönemde Türkiye sınırları içerisinde 30’a yakın dil vardı, bu gün geriye kaç dil kaldı? Türkleştirme politikasının sonucu bu, bununla birlikte çok sayıda dil yok oldu” dedi.
SEÇMELİ DERS OLARAK DA SEÇİLEMİYOR
Kürtçenin seçmeli olarak görülmesi ana dilde eğitim talebinin karşılığı olmadığını belirten Akşahin, seçmeli ders noktasında dahi ciddi sorunların olduğunu ifade etti. Akşahin, “Bu halkın, toplumun her alanında, kamusal alanda konuşma özgürlüğü talebine karşı sadece haftada iki saat, o da öğrenciler isterse eğer, ona yönelik bir çalışma yürütmeden çıkıp dilini öğrenebilirsin diyorlar” dedi. Buna yönelik de bir adım atılmadığını söyleyen Akşahin, “Yaşayan diller ve lehçeler bölümünden mezun 69 kişi var, yüzlerce öğretmenden sadece 69 kişiye kadro verilmiş. Peki İstanbul’daki, İzmir’deki Kürt çocukları ne yapacak? Türkiye’nin her yerine yayılan Kürtler ne yapacak? Sadece 69 atama, bu ihtiyacı karşılayabilir mi? Bu baskı ortamında insanlar nasıl gidip kendi ana dilini seçmeli ders olarak seçsin? Seçmeli ders olarak da Kürtçe seçilemiyor çünkü yeterli sayıda öğretmen yok ve sınıf ihtiyacı var. Hükümet, ‘Biz Kürtçe ders veriyoruz, Kürtçeye dair bir sorun yok’ deyip kamuoyunu yanıltmaya yönelik politika geliştiriyor, oysa gerçek öyle değil” dedi.
ÇOK DİLLİ EĞİTİMDEN YANAYIZ
Ana dilde eğitim alamamanın Bölge’de eğitim gören çocukların eğitim hayatlarını olumsuz yönden etkilediğini belirten Akşahin, “Ana dilde eğitim almayan bir öğrenci, bir defa 1-0 geride başlıyorlar. O çocuklar birinci sınıfta kendilerinin olmayan bir dille karşı karşıya kalıyorlar ve sonraki süreçte o dil merkezli bir sınava tabi tutuluyorlar. Sonra bu çocuklardan diğer çocuklarla aynı başarıyı bekliyoruz. Peki 4-5 yılda anca dili dışında kendisini ifade edecek düzeye gelen çocuklardan nasıl aynı başarıyı bekleriz. Doğu illerinde sınav başarısı düşüktü, pandemi döneminde yapılan sınavda, burada dilin eksikliği yok mu? Biz çok dilli eğitimden yanayız, her çocuğun kendi ana dilinde eğitim görmesi gerektiğini söylüyoruz. Bütün çocukların eğitimin en alt kademesinden en üst kademesine kendi diliyle eğitim görmesini talep ediyoruz. Bunun bir an önce eğitim boyutuyla uygulamaya geçmesini talep ediyoruz” dedi.