16 Mayıs 2022 00:15

İzmirli işletmeciler: Canlı müzik yasağı sosyal yaşama müdahaledir

Müzik yasağının İçişleri Bakanlığı tarafından saat 01.00’e esnetilmesine ilişkin İzmirli işletmeciler “Saatler üzerindeki tüm oynamalar, uzatmalar tamamen siyasi bir amaç içeriyor” dedi.

İzmirli işletmeciler: Canlı müzik yasağı sosyal yaşama müdahaledir

Fotoğraf: Evrensel

Ramis SAĞLAM
İzmir 

Gürültü Yönetmeliği’ndeki değişiklik ile hassas alanlarda saat 00.00’dan sonra başlayan müzik yasağının, İçişleri Bakanlığı tarafından saat 01.00’e esnetilmesine ilişkin İzmirli işletmeciler, “Saatler üzerindeki tüm oynamalar, uzatmalar tamamen siyasi bir amaç içeriyor” dedi.

Eğlence sektörüne yönelik Kovid-19 sürecinde başlayan kısıtlama ve yasaklar, pandemi yasaklarının neredeyse tamamı ortadan kalkmasına rağmen sürüyor. Eskişehir Valiliğinin müzik festivalini de kapsayan yasak uygulaması ve “hassas alan” bahanesiyle canlı müzik yayınının kısıtlanmasını eğlence sektörü işletmecileri sosyal yaşama müdahale olarak değerlendirdi.

"YASAKLAR POLİTİK KARARLARDIR"

Eğlence sektöründe beş yıldır işletmecilik yapan Onur Nayki, eğlence sektöründeki müzik yasağı saati esnetmesine dair “yeterli mi?​” sorusunun bile yasakların zeminini meşru hale getirmek olduğunun altını çizdi. Yasakların sosyal yaşama müdahale amacıyla alındığını söyleyen Nayki, “Bu kararların altında sunulan gerekçelerin hiçbirinin gerçekle ilgisi yok. Bu nedenle politik olarak verilmiş bir kararın yeterli olabilme ihtimali yok” dedi. 

"SAATLERİN ÇEKİLMESİYLE MÜZİSYENLERİN DE SAHNELERİ GİTTİ"

Pandemi kısıtlamalarının başlamasıyla birlikte iki yıldır tüm işletmelerin ellerinin bağlanmış olduğunu ifade eden Nayki, “Biz kendi mekanımızda her hafta onlarca müzisyene sahne veriyoruz. Ancak saatlerin geriye çekilmesi ile müzisyen arkadaşların sahneleri de gitti. Bunlar gibi birçok örnek gösterebiliriz. Bu, bizleri baskı altında tutmaya devam etmek ve ekonomik sorunlarla boğuşmamız için sürdürülmeye devam edilen bir karardır” diye konuştu.

"YENİ BİR YAŞAM TARZI DİZAYN ETMEK İÇİN..."

Sektörde uzun yıllardır faaliyet yürüten Erdal Taşkıran da “canlı müzik yasağı” diye bir terimin hâlâ kullanıldığını söyledi. 

Taşkıran, “Canlı müzik saatleri pandemi sürecinde virüsü önlemek için alınmış bir tedbir ise tüm yasakların kaldırılmasına rağmen neden müzik hâlâ yasak?​” sorusunu sorduklarını söyledi. Yasakların pandemi süreci bahane edilerek yeni bir yaşam tarzı dizayn etmek ve yaşam tarzına müdahale etmek için kullanıldığını belirten Taşkıran, “Sinema Sanatçısı Melisa Sönmez’in giydiği kıyafet yüzünden bizzat iktidar milletvekilleri ve medyası tarafından günlerce konu edilip lince uğraması, Eskişehir’de yapılan müzik festivalinin valilik tarafından ‘Bira içilip müzik dinleniyor’ diye iptal edilmesi, AKP Düzce Kaynaşlı Belediye Başkanı'nın kentte düzenlenecek bir konser için ‘Kadın sanatçı istemiyorum’ demesi... Bunların hepsine baktığımızda tamamen sanat, sanatçı, müzisyen ve bunlara imkan sağlayan mekanların nefret hedefinde olduğu açıktır. Hâlâ canlı müzik yasağı gibi bir kelimenin hayatımıza girmesi ve kalıcı hal alması ürkütücü” dedi. 

"YASAKLAMADA KRİTERİN NE OLDUĞU SORULMALI"

Eğlence iş kolunda 9 yıllık deneyimi olan Levent Kalındamar ise bu esnetmenin hangi sektör bileşenine danışılarak yapıldığı, hangi verilerin analiz edildiği, hangi uzmanların yorumladığı sorularına cevap verilmesi gerektiğini söyledi. 

Milyonlarca insanı ilgilendiren bu konunun ciddiyetle ele alınması gerektiğini belirten Kalındamar, “Özellikle pandemiden sonra gördük ki ülkemizde turizm ve eğlence sektörü tamamen dart tahtası gibi deneme-yanılma ve refleks tepkilerle yönetiliyor. Tamamen dedikodu niteliğinde uygulamalarla iş hayatımıza, yatırımlarımıza darbe vuruluyor” dedi. 

"KAMU DESTEĞİ SUNULMALI"

Pandemi döneminde kapanan işletme sayısının ortaya konması ve bu işletme sahibi ve çalışanlarına kamu desteği sunulması gerektiğini söyleyen Kalındamar, “Pandemi döneminde oluşan kira ve diğer vergilerin affı yönünde bir çalışma olması gerekiyor. 18 ay kapalı kalan işletmeler için 1 lira destek alamadığımız gibi 18 aylık kira borçlarımızı da ödemek zorunda kaldık. Su faturalarındaki katı atık bedellerinden tutun birçok sabit gider bu dönemde haksızca işletmelerimize fatura edildi” diye konuştu.

Evrensel'i Takip Et