İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği: Pazarlık için ‘veto’ kartı
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine Erdoğan’ın veto sinyali, yankı yarattı. Ancak son görüşme toplantı sonuçları, Ankara’nın süreci veto etmeyeceğine, pazarlık için kullanacağına işaret ediyor.
![İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği: Pazarlık için ‘veto’ kartı](https://www.evrensel.net/upload/dosya/210494.jpg)
Fotoğraf: Cem Özdel/AA
İLGİLİ HABERLER
![İsveç, NATO görüşmeleri için Türkiye'ye diplomatlardan oluşan bir heyet gönderecek](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/210451.jpg)
İsveç, NATO görüşmeleri için Türkiye'ye diplomatlardan oluşan bir heyet gönderecek
![Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Brüksel’de toplanıyor](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/205207.jpg)
Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Brüksel’de toplanıyor
![NATO toplantısında Finlandiya ve İsveç'in üye olma talepleri ve Türkiye'nin karşı çıkışı gündeme geldi](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/210493.jpg)
NATO toplantısında Finlandiya ve İsveç'in üye olma talepleri ve Türkiye'nin karşı çıkışı gündeme geldi
![Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik hazırlığı ne anlama geliyor?](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/210348.jpg)
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik hazırlığı ne anlama geliyor?
Yücel ÖZDEMİR
Köln
İskandinav ülkeleri Finlandiya ve İsveç’in bu hafta içinde bir savaş örgütü olan Kuzey Atlantik Paktı’nda (NATO) resmi üyelik başvurusu yapması bekleniyor. Finlandiya’da hükümet bu yönde pazar günü karar verirken, İsveç’te hükümette olan Sosyal Demokrat Parti de geçmişte savunduğu “tarafsızlık” ilkelerini bir yana bırakarak pazar günü NATO’ya üyelik başvurusu yapılma kararı aldı. Her iki ülkenin parlamentosunda üçte iki çoğunlukla üyelik başvurusunun çıkması bekleniyor. Haziran sonunda Madrid’de yapılacak NATO Zirvesi’nde de her iki ülkenin üyeliğe davet edilmesi bekleniyor. “NATO 2030 Stratejisi”nin belirleneceği bu toplantı, Rusya’ya karşı izlenecek politikalar konusunda önem taşıyor.
Bütün bu tartışmalar arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz cuma günü her iki ülkenin üyeliğine veto kayabileceklerini ifade etmesi tartışma yarattı. Avrupa basınında geniş bir şekilde yer alan Erdoğan’ın veto tehdidinin temel gerekçesi ise bu ülkelerde “PKK/PYD ve FETÖ’ye destek verilmesi” olarak açıklandı.
STOLTENBERG VE BLINKEN: TÜRKİYE ENGEL OLMAYACAK
“Veto tehdidi” hafta sonunda Berlin’de yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısında da değişik düzeylerde ele alındı. Koronavirüse yakalandığı için video-konferans yoluyla toplantıya katılan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg yaptığı açıklamada, “Türkiye, ittifakın açık kapı politikasına tam destek verdiğini ve her iki ülkenin üyeliğini engellemeyeceğini açık olarak ifade etti” dedi.
Benzer bir açılmayı ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken de yaptı. Türkiye’nin çekincelerini dikkate aldıklarını söyleyen Blinken, buna rağmen her iki ülkenin NATO’ya üye olmasından yana güçlü bir desteğin olduğunu ifade etti.
Bu konuda Blinken ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun çarşamba günü yapacağı toplantı önem arz ediyor.
2009 SÜRECİNİ HATIRLATTI
Erdoğan yönetimi benzer bir hamleyi 2009’da Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in 2009’da NATO genel sekreteri seçilmesi öncesinde de yaptı. Kürtlere ait Roj TV’nin Danimarka lisansıyla yayın yapmasına karşı çıkan Erdoğan, bu nedenle Danimarka’nın “teröre ev sahipliği” yaptığını söyleyerek pazarlık masasına oturmuştu.
Tartışmaların ardından Rasmussen 3-4 Nisan’da Strasbourg’da yapılan zirvede NATO genel sekreterliği koltuğuna otururken, Roj TV’nin faaliyetleri önce Almanya’da sonra da Danimarka’da yasaklandı.
Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine getirdiği şartlar çerçevesinde her iki ülkede önümüzdeki dönemde özellikle de Türkiye Kürtlerinin kurduğu kurumlara yönelik müdahalelerin olabileceğini gösteriyor.
Zira her iki ülke yöneticileri da eleştirilere yanıt verirken, genel olarak NATO’nun terörle mücadele prensiplerini benimsediklerini ifade ettiler.
Berlin’deki toplantı kapsamında Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto ve İsveç Dışişleri bakanı Ann Linde’nin Çavuşoğlu ile bir araya gelmeleri de bunu gösteriyor.
Değişik kaynaklara göre İsveç’te 25-30 bin Kürt yaşıyor. Finlandiya’da ise 10 bin Türkiye kökenli yaşıyor. Bunların büyük bir bölümünü iltica eden Kürtler oluşturuyor.
YPG POLİTİKASI, YAPTIRIMLAR VE RUSYA İLE İLİŞKİLER
Yapılan yorumlarda her iki ülke açısından ABD tarafından da “terör örgütü” olarak kabul edilen PKK konusunda bir sorun olmayacağı ancak, ABD’nin de müttefik olarak kabul ettiği PYD/YPG konusunda sorun çıkabileceğine işaret ediliyor.
Türkiye 2002’de de NATO’nun Doğu Avrupa’da hayata geçirmek istediği yeni savunma projesine onay vermek için bazı koşullar öne sürerek, veto tehdidinde bulunmuştu. Türkiye’nin bu vetosunun arkasında da NATO’nun PYD/YPG’yi “terör örgütü” olarak görmemesi gerekçesi vardı.
Türkiye’nin Batı tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılmasını da gündeme getirdiği ifade ediliyor. Rusya’dan S-400 savunma sistemi alınmasının ardından ABD bir dizi yaptırım kararı almıştı. Erdoğan’ın hedefleri arasında çıkarıldığı F-35 programına da pazarlık sonucu dahil olmak.
Erdoğan’ın “veto”yu gündeme getirmekle aynı zamanda Rusya’ya da mesaj verildiği ifade ediliyor. Türkiye, özellikle Suriye sahasında ABD ve NATO’dan ziyade Rusya ile yakın iş birliği kurmuştu.
ANKARA ELİNİ GÜÇLENDİRMEK İSTİYOR
Genel olarak Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in AB üyesi olmasını engellemek için elindeki “veto kartını” kullanması beklenmiyor. Bunu sadece elini güçlendirmek için bazı pazarlıklarda kapıyı aralamak için öne sürdüğü anlaşılıyor.
Son yıllarda yıpranan ilişkileri onarmak, Türkiye-Rusya ilişkilerini zayıflatmak ABD ve diğer NATO ülkelerinin öncelikleri arasında. Bu nedenle genel olarak Kürtler üzerinden bazı tavizlerin verilmesi söz konusu olabilir.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra sertleşen uluslararası ilişkilerde havayı arkasına alan ABD, yıllardır planını yaptığı NATO’nun Rusya sınırına kadar genişleme fırsatını bu nedenle tepmeyecek. Bu nedenle, Türkiye yönetiminin masaya sürdüğü “veto”yu elinden almak zor olmayacak gibi görünüyor.
Türkiye de oluşan konjonktürde bunu kullanması durumunda risklerinin çok yüksek olduğunun farkında olduğu için çok fazla ısrarcı görünmüyor.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA’NIN NATO ÜYELİĞİ: HER İKİ ÜLKE DE SİLAHLANACAK
Finlandiya ve İsveç uzun yıllardır AB üyesi, ancak NATO üyesi değil. Bununla birlikte NATO ile yakın bir iş birliği içindeler.
Özellikle SSCB’ye karşı Batı kampına daha yakın duran sözde 200 yıldır “tarafsız” görünen İsveç’in ilişkileri çok daha uzun geçmişe dayanıyor. Finlandiya ise 1995’te AB üyesi olduktan sonra Batı ile ilişkileri geliştirme sürecine girdi.
Her iki ülke de askeri olarak bulundukları bölgede ciddi bir güce ve iddiaya sahip değil. 5,5 milyonluk Finlandiya’nın toplam resmi asker 28 bin. Bir savaş durumunda yedeklerle birlikte asker ayısının en fazla 280 bine çıkarılması söz konusu. 10,4 milyon nüfusu olan İsveç’in toplam asker sayısı ise 50 bin. 200 yıldır herhangi bir savaş ve çatışmanın olmadığı ülkede son yıllarda askeri harcamalar Rusya tehdidi gerekçesiyle arttırıldı. NATO üyeliğiyle birlikte her iki ülkenin Rusya’ya karşı silahlandırılması ve askeri gücünün artırılması bekleniyor.
Her iki ülke NATO’nun belirlemiş olduğu gayri safi yurtiçi milli hasılanın yüzde 2’sini askeri harcamalara ayırmaya hazır görünüyor.
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
Finlandiya ve İsveç’in üyelik için NATO’ya başvurması durumunda, NATO’nun iki hafta içinde bir değerlendirmede bulunması gerekiyor. Ardından haziran sonunda Madrid’de toplanacak NATO Zirvesi’nde 30 üye ülke tarafından oy birliğiyle iki ülkenin ittifaka davet edilmesi gerekiyor. Üye ülkelerden birisinin veto hakkını kullanması durumunda üyelik gerçekleşemiyor.
Zirvede karar verildikten sonra bu sefer kararın üye ülkelerin parlamentolarında kabul edilmesi gerekiyor. Bütün bunların ardından her iki ülkenin en erken önümüzdeki sonbaharda NATO’ya tam üye olması söz konusu olabilir.
Evrensel'i Takip Et