Okmeydanı'nda dönüşüm 'rıza'yla başladı, zorbalıkla devam ediyor
‘Kentsel dönüşüme değil ranta karşıyız’ diyen Okmeydanı halkı, 2011 yılından beri gündemde olan kentsel dönüşümde, Beyoğlu Belediyesinin evlerini boşaltmaları için baskı yaptığını söyledi.
Fotoğraf: Özlem Songül Abayoğlu/Evrensel
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
Okmeydanı’nda 2011 yılından beri gündemde olan kentsel dönüşümde, hak sahipleriyle uzlaşma olmadan yıkımlar başladı. 3'te 2'lik çoğunluk sağlanamadığı için kentsel dönüşüme başlayamayan Beyoğlu Belediyesi, muvafakatname imzalatabildiği mülk sahiplerinin evlerini yıkmaya başladı. Mahalleli, Belediyenin muvafakatnameyi imzalamayan mülk sahiplerinin dükkanlarını mühürlediğini, kiracılara çıkmaları için baskı yaptığını, evlerin boşaltılmaması halinde elektrik ve doğal gazın kesileceğine dair mesajlar gönderdiğini hatta yol kesmeye varan baskıcı yöntemlere başvurduğunu iddia ediyor. “Burada zorbalıkla kentsel dönüşüm yapmaya çalışıyorlar” diyen Nezahat, “Kolluk kuvvetleriyle dükkanlara, evlere geliyorlar. Ramazan, bayram burnumuzdan geldi" diyerek baskıları anlattı. Mahalleli uzlaşma sağlanmadan ve yasal koşullar yerine getirilmeden yapılan yıkımı her pazar günü yaptıkları yürüyüşle protesto ediyor.
"MÜJDEYİ DUYUNCA BORÇLANDIĞIMIZI ANLADIK"
Yaşanan süreci, Belediye tarafından yapılan baskıyı ve halkın taleplerini Okmeydanı Çevre Güzelleştirme Derneği Başkan Yardımcısı Rüstem Karakuş ile konuştuk. Yıkılacak evlerinin karşılığında kendilerine nasıl bir konut verileceğinin belli olmadığını ve 20 yıl süreyle borç ödemek zorunda bırakılacaklarını ifade eden Karakuş, "Burası yaklaşık 25 yıldır AKP tarafından yönetiliyor. Bir önceki AKP'li Belediye başkanımız rızayla dönüşüm yapılacağını, kimsenin mağdur edilmeyeceğini, herkesin dairesine daire dükkanına dükkan verileceğini ve sadece tapu parasının alınacağını söylemişti. Biz buna inanmadığımız için noterden bu taahhüdün yerine getirileceğine dair bir imza istediğimizi söyledik. Bu talebimiz kabul edilmedi. Sonra o belediye başkanı gitti yenisi geldi. 2 yıl önce gelir gelmez bir açıklamayla 'Dönüşümü başlatıyoruz' diye ‘müjde’ verdi. Her yerde 10-15 yıl borçlandırma yapılıyormuş, burada ise 20 yıl olacakmış. Sonra borçlandığımız miktarları görünce ne yapacağımızı da şaşırdık. Bedava verilecek dairelerden ömür boyu borçlandığımız duruma geldik. İnsanları çağırıp muvafakatname imzalatmaya çalıştılar. Bu muvafakatname tek taraflı. Tüm yetkilerimizi belediyeye verdiğimize ve ondan sonra istediği gibi davranacağına dair bir muvafakatname. Bunu imzalatmaya çalışıyorlar. İmzalamayanlar için mahalleyi yaşanmaz hale getiriyorlar. Dükkanları dolaşıp kiracılara 'çıkın buradan' diyorlar, ruhsatları olanların ruhsatlarını iptal ederek baskı yapıyorlar. Tüm bunlara rağmen mahalle halkının yüzde yetmişinden fazlası kabul etmedi. Kabul ettiremeyeceklerini anlayınca bu sefer yaklaşık 3-4 aydır burasının riskli alan olduğunu ve bu yüzden terk etmemiz gerektiğini söyledikleri bir resmi tebligat yolluyorlar. Bu tebligatlardan sonra mahalle halkı dava açtı ama bu davalar devam ediyorken ve birçoğunda yürütmeyi durdurma kararı söz konusuyken bayramdan önceki hafta 'Bayramdan sonra çıkmazsanız biz gelip tek tek elektriğinizi, suyunuzu keseceğiz' diye evlere tek tek telefon ettiler. Biz de bu hukuksuz ve gayrimeşru durumu protesto etmek için her pazar günü yürüyüş yapıyoruz. Bunu engellemek için her şeyi yapacağız çünkü ortada bir plan yok. Buranın planını ayrı ayrı açtığımız davalarla iptal ettirdik. Planı olmayan yerde riskli alan bahanesiyle yıkım yapamazsın. Yasalar bunu gerektiriyor ve kendi koydukları yasalara bile uymuyorlar. Plan bir süreçtir. Bazı durumlarına itiraz edilecek ve süreç uzayacak. Bu durum da buradaki insanları mağdur edecek" dedi.
KULAKSIZ OKÇULAR TEKKESİNDE YAPILAN DÖNÜŞÜME BAK BURAYI ANLA
Okmeydanı halkının toplandığı, çocukların oyunlar oynadığı Kulaksız top sahasında yaptıkları dönüşümün, kendi mahallelerinde yapmaya çalıştıkları kentsel dönüşüme örnek olacağını söyleyen Okmeydanı Çevre Güzelleştirme Derneği Başkan Yardımcısı Rüstem Karakuş, süreci şöyle anlattı: “Toprak sahayı yıkıp okçular tekkesi kuracaklarını söylediler. Ok atılacak bir saha ve o sahanın altına devasa bir otopark yaptılar. O otoparkın parası şimdi okçular tekkesine geçiyor. Bu okçular tekkesini de Bilal Erdoğan ve AKP'li kişiler tarafından yönetiliyor. Kamuya hizmet etmesi gereken yerin parası dernek adı altında birkaç kişinin cebine gidiyor. Buranın dönüşümünde de Emlak Konutu zengin edecekler. Kamucu, halkçı, sosyal bir davranışla yapılan dönüşümden yanayız. Yapmazlarsa da bıraksınlar bize biz müteahhitlerle anlaşalım, onlar sadece denetlesinler diyoruz."
"ÖDEMELERE YILDA İKİ KEZ ZAM YAPACAKLAR"
Borçlanmanın memur maaşına endekslenmesinden ve her yıl iki defa memur maaşına oranla zam yapılmasından yakınan mahalleli Ali, "Bugün bir ev kirası 4 bin lira olmuş. Evimi bu dönüşüm için belediyeye versem kiramı nasıl ödeyeceğim? Benim 183 metre yerde 4 tane dairem var. 800 lira beni borçlandırıp bana kentsel dönüşüm yapılması nasıl uygun oluyor. Ben müteahhide versem 4 daireyi cebimden para çıkmadan geri alacağım. Bu proje bana 4 daire verip beni ayda 800 lira borçlandırıyor.”
MALIMIZI ELİMİZDEN ALMAYA ÇALIŞIYORLAR
Kentsel dönüşüme karşı olmadığını hatta çok istediğini belirten emekli Baki, “Gördüklerimiz, yaşadıklarımız bizim malımızı ve haklarımızı elimizden almaya yönelik çalışmalar. İmza atmak için belediyeye gittiğimde bir tane muvafakatname çıkardılar ve bunu imzalamamı söylediler. Benim 135 metrekare olan dairelerine 68 metrekare daire veriyor. Üç tane dükkanım var ikisine yine benzer kesintilerde dükkan veriyor, birine hiç vermiyor. Üstelik her yıl artacak şekilde borçlandırılıyorum. 'Bize güvenin biz devletiz' diyorlar. Ramazan ayında gelip, dükkanlarımızı mühürleyip, kiracılarımızı çıkardılar. Benim şimdi bu maaşla bu ekonomide istesem de geçinemem, o kiralarla geçiniyordum" dedi.
"BİLAL ERDOĞAN AÇIK KALAN MİKROFONDAN NE OLACAĞINI SÖYLEMİŞTİ"
En ucuza bulduğu evin kirasının 4 bin lira olduğundan yakınan Nihal, "Benim küçük bir dükkanım vardı. Kiraya vermiştim ve oradan aldığım kirayla ev kiramı ödüyordum. Zabıtalar baskı kura kura kiracımı çıkardılar. 2 aydır dükkan boş ve benim 3 tane çocuğum var. Tek maaşla 3 çocuğun geçimini, kira ve faturaları karşılayamıyorum elbette. Bize 3 bin lira taşınma ücreti vereceklerini söylüyorlar. 3 bin liraya 2 kutu boya alınıyor şimdi" diye konuştu. Aynı zamanda Bilal Erdoğan ve Haydar Ali Yıldız'ın açık kalan mikrofondan Okmeydanı ile ilgili konuşmalarına değinen mahalle sakinleri, "Ne olacağı belli. Açık kalan mikrofonda projede olup olmadığı soruluyor ve 'Olmasa da bir iki yer, bina olarak aldık mı yeter bize' diyorlar ve bizden onlara güvenip muvafakatname imzalayarak her şeyimizi onlara teslim etmemizi bekliyorlar" diye tepki gösterdiler.
"BÜTÜN YETKİYİ BİZE VERİN" DİYORLAR
Mahallede yaşayan ve soyadını vermek istemeyen Avukat Ömer süreci anlattı. 6306 sayılı kanuna göre, kentsel dönüşüm için 2/3 bir çoğunluk sağlanması gerektiğini belirten Ömer şunları söyledi:
"Okmeydanı Kentsel dönüşüm alanı, sit alanı olarak belirtiliyor ve 3550 ada 'Riskli' alan olarak ilan edilmiştir. Sit alanı olan arazi parçasında gerçekleştirilecek imar uygulamaları, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine tabi olacak. Bu alanda 1/1000 ve 1/5000 planların mevcudiyeti aranmaktır. Bu planlar Danıştay 6. Dairesi tarafından iptal edildi. Kentsel dönüşüm yapmak isteyen Beyoğlu Belediyesinin elinde 3550 ada için herhangi bir proje mevcut değil. Kanuna aykırı olarak gönderilen 15 gün içinde tahliye edilmesi ibaresinin içeren ve bu dayanağını yönetmelikten alan tebligatları ada sakinlerine gönderiyorlar. Aynı tebligatı şu an üçüncü kez gönderdiler. Bizler ada sakinleri olarak idare mahkemesinde dava açtığımız için bazı yerlerde yürütmeyi durdurma kararı aldık. Beyoğlu Belediyesi Anayasal hakkımız olan elektriğimizi, suyumuzu ve doğal gazımızı tahliye edilmemesi durumunda keseceğini belirtiyor. Bu duruma karşı bir yürütmeyi durdurma kararı aldık. Henüz 3'te 2'lik çoğunluğu sağlayamamışlar. Kentsel dönüşüm rızaya dayanır ve bu yüzden de burada kentsel dönüşüme 3550 ada rıza göstermiyor. Lakin yolu keserek, elektriği ve doğal gazı kesmekle tehdit ederek bu dönüşümü yapmaya çalışıyorlar. Biz kış aylarında bunlar yüzünden çok çektik. Burada binlerce insan, iş yerleri var ve bu insanlar tek tek mağdur ediliyor. Fatih Sultan Mehmet Caddesi'ni boydan boya yürüyüp 'sizin ruhsatınız var mı?' diye sorun. Burası sit alanı olduğu için Beyoğlu Belediyesi kimseye ruhsat vermez ama 3550 adada sokak sokak gezip insanlara ‘ruhsatı var mı?’ diye soruyorlar. Aynı şekilde kiracılara, maliklere baskı yapıyorlar. Bu sebepler yüzünden biz rızayla dönüşüm istiyoruz çünkü idare bunu yapabilir.
Kentsel dönüşümün amacında halkı mağdur etmeyecek bir eylem vardır ama bunu gerçekleştirmiyorlar. Buradaki herkes temiz ve yaşanabilir bir ev istiyor. Bayındırlık Bakanlığının sitesine girdiğinizde bir evin inşaat metrekare fiyatı bellidir. Bunu bakanlık yapar. İdare birçok yerde kentsel dönüşüm yapmaya çalışıyor. Aynı binayı aynı maliyetle aynı gider tablosuyla farklı yerde 50.000-100.000 bandında borçlandırma yaparken Okmeydanı’nda 300.000 gibi rakamlarda borçlandırma yapılıyor. Okmeydanı’nda yapılacak bina ile orda yapılan bina aynı değil mi? Biz neden bu kadar borçlanıyoruz. Daireye daire dükkana dükkan verilmiyor. Arsa sahipleri mağdur ediliyor. İnsanlar borçlandırılıyor. Gayrimenkul satış sözleşmesi yok sadece kendilerinin düzenledikleri muvafakatname ile 'Bütün yetkiyi bize verin' deniyor. Bunun yanı sıra 20 yıl bu borcu ödetiyor ve bu borcu TEFE TÜFE’ye değil, her 6 ayda bir zam gelecek şekilde memur maaşına endeksliyor. Bunların hepsi bir sorun. Buradaki insanların gelir düzeyi belli ve devletin bu gelir düzeyine göre hareket etmesi gerekiyor. Tapuda korunan kendi mülkiyet hakkımız için mücadele ediyoruz. Muvafakatnameye imza attıktan sonra mülkiyet belediyenin olmaktadır. Zaten yapılan evlerin aidatını bile ödeyemeyecekleri için o evi satmak zorunda kalacak bir halk var burada. Hangi dairede oturacağımızdan, 42 bin metrekarelik alana nasıl bir proje yapacağına, fayansından kullandığı musluğa, kat, otopark, yeşil alan gibi her şeyin belli olduğu bir gayrimenkul satış sözleşmesi önümüze koyulacak, bir anlaşmaya varacağız. İdare kamu gücüne sahip bir erktir ve bizler halk olarak idareden şeffaf, adil, kamuyu gözeten bir kentsel dönüşüm istiyoruz."