Bizler açlık çekerken, Özçelik-İş show peşinde!
Özçelik-İş'in pazar günü gerçekleştirmiş olduğu 9. Olağan Genel Kurulu’nun ardından sendikaya üye bir işçi yazdı: ‘Sendikacının asli görevi işçileri enflasyon karsısında ezdirmemek değil midir?
Fotoğraf, Özçelik-İş Sendikası'nın internet sitesinden alınmıştır
Özçelik-İş üyesi bir işçi
Kayseri
Sizlerle üyesi olduğum Özçelik-İş Sendikasının pazar günü gerçekleştirmiş olduğu 9. Olağan Genel Kurulu’na ilişkin düşüncelerimi paylaşmak istedim. Sendikamız Genel Kurul’a giderken delegeler hariç kimsenin haberi yoktu. Zaten delegeleri de sandık koyarak değil de atama yaparak belirlediler. Zaten bizim sendikanın Genel Kurulu’nda Kayseri Şubesi’nde şimdiye kadar muhalif aday falan duymadım. Genel Kurul’da konuşan Genel Başkan Yunus Değirmenci şunları söyledi: “Biz bugüne kadar sizin iş yerlerinize gözümüz gibi baktık, sizin servetinize servet kattık, şirketlerin her yıl milyonlarca lira kâr açıklamasına en büyük katkıyı verdik. Alın terimizin bir damlasını bile yere düşürmenize tahammülümüz kalmamıştır. Fedakârlık sırası sizlere geçmiştir aksi takdirde kirayı, elektrik ve doğal gaz faturasını düşünürken, markette fiyat etiketleri aklımızdan çıkmazken kimse bizden verimlilik adına bir şey beklemesin. Ayın sonunu nasıl getireceğiz diye tasalanmak istemiyoruz. Biz emekçiler, geçim sıkıntısıyla ömrümüzü tüketmek istemiyoruz. Emeğimizin hakkını sonuna kadar talep etmekten geri durmayacağız.“ Genel başkan ne kadar gerçekçi ve samimi önümüzdeki günlerde göreceğiz. Özçelik-İş üyesi binlerce metal işçisi Genel Başkan’ın samimi olmadığını biliyor. Genel Başkan ve diğerlerinin oturdukları lüks evlerden pandemi döneminde “Evde kalın” çağrısı yaparken biz işçiler fabrikalarımızda çalıştık. Ben daha bir gün sözleşme öncesinde ya da ekonomik kriz dönemlerinde bizim yanımıza gelip de işçinin talebini aldıklarını bilmem. Genel Başkan’ın söylediklerinin lafta değil de eylemde mi olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Sözleşme sürecinde Celalettin Başkan “Asgari ücrete zam yapılırsa ikinci altı ayda sizin ücretlerinize de zammı konuşuruz” demişti. Ama biliyoruz ki birçok fabrikada bu söylem kâğıt üzerinde olmayıp sadece sözlü olmuştur. İmza altına alınmayan bu söylemi biz işçiler unutmadık. Çünkü hayat pahalılığı her gün daha da artıyor. Zam istenmelidir. Bunun için ikinci altı ay geldiğinde sendikamız gerekeni yapmalı. Ben buradan sendikamızın Kayseri yöneticilerine sesleniyorum; Genel Başkanı’mızın söylediklerini duydunuz ve gerekeni yapacak mısınız?
‘BİZ BİRLİK OLURSAK PATRONLAR ZAM YAPMAK ZORUNDA KALIR’
Dahası 1 Mayıs konuşmasında Hak-İş Genel Başkanı “Asgari ücrete yapılacak zam, sendikamızın toplu sözleşme imzaladığı fabrikalardaki işçileri kapsasın” demişti. Sendikacılar kendi yapamadığını iktidardan ister halde, bu da büyük bir soru işareti. Bir sendikacı “Bugün fedakârlık yapma sırası siz patronlarda” derken neyi ifade ediyor? Resmen, “Biz sendikacılar bir şey yapamıyoruz” diyor. Gerçek sendikacılık öngörülerle olur, bu günleri sözleşme süreçlerinde süzerek görmek gerekir. Sendikacının asli görevi işçileri enflasyon karsısında ezdirmemek değil midir? İşçiler olarak biliyorduk, başımıza gelecek olanları, sözleşme sürecinde dile getirdik. Sözleşme döneminde patron karşısında tavır sergilemeyen bir sendikacı şimdi ne yapabilir ki? Ancak biz isçiler birlik olup tavır sergilersek patronalar da o zaman zam yapmak zorunda kalırlar. Dünyanın birçok ülkesine ihracat yapıldığını biliyoruz. Bizim yaptığımız işin karşılığının da Dolar ve Euro olarak alındığını biliyoruz. Patronların kârlarına kâr kattıklarını çok iyi biliyoruz. Patronlar servetleriyle bolluk içinde yaşarken bizim mutfaklarımızda tencere tava boş kaynıyor. Sendikacılar bizim neler yaşadığımızı bilmezler. Sendikacılar şunu bilmeli ki; patronların servetlerini büyüten isçinin emeğinden başka bir şey değildir. Ukrayna-Rusya Savaşı halen devam ediyor. Bu savaşın faturasını biz isçiler zamların artmasıyla, yoksullaşmayla ödüyoruz. Savaş ve pandemiyle birlikte daha da derinleşen ekonomik krizin yarattığı koşulları sendikacılar daha iyi bilmeli ve ona göre hareket etmeli.
SENDİKA VE PATRON İSTEDİĞİ GİBİ AT KOŞTURMASIN DİYE…
Buradan sesleniyorum Özçelik-İş Genel Başkanı’na; Bizlerden aldığınız aidatları enflasyon yüzdelik dilimi sıfırlanıncaya kadar almayın da görelim! Bizlerin aidatlarıyla lüks villada oturarak, lüks otellerde konaklayarak, son model milyonluk arabalara binerek sendikacılık yapılmaz. Sizin yaptığınız sadece AKP etkinliklerinde boy göstererek bürokratlık yapmaktır.
İşçiler olarak üstümüze düşeni vakti zamanı gelecek biçimde biriktirmeye devam ediyoruz. Sizlerin de sonu gelecek. Bizler o biriktirdiğiniz sıkıntıların sizlerden kaynaklı olan taraflarını da sermayeden olan taraflarını da iktidardan olan taraflarını da çok iyi biliyoruz. Buradan Özçelik-İş üyesi metal isçisi arkadaşlarıma sesleniyorum; Biz işçilerin birlik olmaktan başka çaresi yoktur. İşçiler birlik olursa sendikacılar da patronlar da istediği gibi at koşturamazlar.