Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat
18 Mayıs 2022 17:56
/
Güncelleme: 20:59

Meslek lisesi sıralarından 6 Mayıs’a

Ya tüm bu sıkıntılarımızı göz ardı edip sisteme boyun eğeceğiz ya da tüm bunların ortadan kalkması için mücadele edip güzel ve umutlu yarınları kuracağız.

Meslek lisesi sıralarından 6 Mayıs’a

Fotoğraf: Onur Kavak/Evrensel

Yasin ÖZKAN

İstanbul/Sancaktepe

Bu 6 Mayıs’ta, Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in idam edilişlerinden tam 50 yıl sonra, ben de Dolmabahçe’deydim. Yalnızca onlar için değil; bütün devrimciler, gençler, işçiler, öğrenciler ve tüm ezilen halklar için de oradaydım. 6 Mayıs, bu sene 1 Mayıs sonrası ikinci eylemimdi.İlk katıldığım eylem olduğu için 1 Mayıs’ta daha çekingendim. Yani alanda bir katılımcıdan ziyade daha çok gözlemci konumundaydım. Açıkçası aidiyet sorunu yaşadığımı söyleyebilirim. 6 Mayıs’ta hissettiklerim ise çok daha farklıydı. Ortamı yabancılayan kişi gitmiş, yerine orada ne için bulunduğunun bilincinde olan, mücadeleci bir kişi gelmişti. Eylemleri daha önce yalnızca kargaşa, şiddet ve kaos ortamı gibi görüyordum. 6 Mayıs’tan sonra bunun asla öyle olmadığını, aksine eylemlerin ortak istek ve taleplerimizihaykırabileceğimiz en önemli yerlerden biri olduğunu anladım. Ellerimizde sadece Yusuf, Hüseyin ve Deniz’in değil, yitirdiğimiz diğer genç komünistlerin de fotoğrafları vardı. Ben de en önde fotoğrafları tutan gençlerden biriydim. Orada Deniz Gezmiş’in fotoğrafının, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın fotoğraflarına göre biraz daha öne çıkarıldığına şahit oldum. Çok geçmeden arka taraflardan bir arkadaş duruma müdahale etti. Bence yerinde bir müdahaleydi.Fotoğraflar aynı hizaya getirildi. Birinin ötekinden daha ön planda olması ya da daha popüler hale getirilmesi bence de çok doğru bir şey değildi. Zaten onların istedikleri de “beraber anılmak, beraber hatırlanmak” değil miydi? Birlikte göğüslememişler miydi o yağlı urganı? 

TALEPLER ETRAFINDA ÖRGÜTLENİP SİSTEME KARŞI MÜCADELEYE

Yusuf, Hüseyin ve Deniz’in vermiş olduğu bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm yolundaki mücadelenin izinden giderken bu uğurda bir şeyler yapabilme hissi, sistemin bir meslek liseli genç olarak beni sürüklediği umutsuzluğa, geleceksizliğe karşı ayakta durmamı sağlayan en büyük etkenlerden biridir. Benim gibi bu düşüncelere sahip olan ama ne yapacağı konusunda hiçbir fikri olmayan çok sayıda genç var. Her neredeysek orada; işte, okulda, sokaklarda en küçük taleplerimiz ve sıkıntılarımız etrafında bile örgütlenip sisteme karşı mücadele etmenin bilincine varmamız gerekiyor. Peki, nedir bu talep ve sıkıntılar? Örneğin; liseli gençlerin sosyalleşme konusunda sıkıntı yaşamaları, herhangi bir sosyal faaliyet imkanına ulaşamamaları, okurken çalışmak zorunda kalmaları, staj adı altında ağır şartlarda çalıştırılıp sömürülmeleri gibi şeyler. Bence tüm bunlara karşı çaresiz değiliz. Etrafta ezilenden yana olan, kendini sosyalist olarak tanımlasa da ne yapacağını bilemeyen bir sürü liseli genç var. Bir şeylerin düzelmesi için çabalıyoruz; ülkemizi, halkımızı, bu yaşamı seviyoruz. Ha,sosyalizm fikrine ne kadar hakimiz, tartışılır. Ama şunu biliyoruz: “Ortada bir haksızlık var! Büyük bir haksızlık bu.”

“HAKSIZLIKLARA KARŞI BİR SEÇİM YAPMAK ZORUNDAYIZ”

Biz liseli gençler olarak üzerimizdeki ölü toprağından kurtulup bu haksızlıklara karşı bir seçim yapmak zorundayız. Ya tüm bu sıkıntılarımızı göz ardı edip sisteme boyun eğeceğiz ve bu umutsuzlukla yaşayıp gideceğiz ya da tüm bunların ortadan kalkması için mücadele edip güzel ve umutlu yarınları “Yarın değil şimdi, yalnız değil hep beraber!” diyerek yeniden kuracağız.

Evrensel'i Takip Et