Sürüyor, sürecek mücadelemiz!
Buca Emek Gençliği, 7 Mayıs’ta gerçekleşen Denizleri anma etkinliklerine katılan gençlerin görüş ve değerlendirmelerini aldı.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
Birlikteliğimiz gücümüzdür
Yusuf
Dokuz Eylül Üniversitesi
Ülkenin zorlu süreçler yaşadığı günümüz ve geçmişimizde gerçek ve doğru yolu hep Deniz Gezmişler, Yusuf Aslanlar göstermişlerdir. Tam bağımsız Türkiye hedefi ve bu doğrultuda atılacak her adım doğruya ulaşmak için bir devrim niteliğindedir. Şüphesiz ne bizler ne de tutkuyla yanan genç kardeşlerimiz bu amaçlarından vazgeçmeyecektir. Bu mücadelede rehberimiz olan 68 kuşağının hedefleri elbette gerçekleşecektir. Bu mücadelede en önemli gücümüz de şüphesiz proleterlerdir. Biz gençlik olarak her zaman proletaryanın yanında bulunacağız. Bu arzular ve hedefler doğrultusunda günümüzde yapılan etkinlikler halkın birlikteliklerini sağlamlaştıracaktır. Biz bu etkinlikleri düzenleyerek bu etkinliklere katılarak emekçinin, öğrencinin yanında olduğumuzu onlardan biri olduğumuzu gösteririz. Bu etkinliklerde halk için değerli isimlerin bulunması halkın uyanışı için gereklidir. Biz bu yüzden kazanacağız. Çünkü biz şerefiyle yaşayan şerefiyle mücadele eden şerefiyle ölen önderlerin arkasından yürüyoruz.
1 Mayıs da 6 Mayıs da bizim mücadelemiz
Berkay SERT
Dokuz Eylül Üniversitesi
Bilindiği gibi mayısın ilk haftası, hem işçilerin en büyük gövde gösterisi olan 1 Mayıs’ı hem de sosyalizmin bu topraklardaki en önemli önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın katledilişinin yıl dönümü olan 6 Mayıs’ı içinde bulundurması açısından çok kritiktir. Bu iki değerli gün, her sene kutlanma alışkanlığı olan ve zaten her şartta ve koşulda kutlanacak günler olarak düşünülebilir ve öyledir de. Ancak bu günler, her sene toplumun bulunduğu koşullar çerçevesinde yeni anlamlar kazanıp toplumsal tartışmalar yarattığı için günün anlamı da bu koşullarda belirlenir ve mana kazanır. Bu yüzden içinde bulunduğumuz bazı toplumsal çerçevelere değinmek istiyorum. İşçilerin, öğrencilerin sabrının git gide tükendiği dönemlerden geçiyoruz. İnsanlar kiralarını, yaşama masraflarını ödemekte zorlanıyor. İşçi sınıfına dayatılan ve kısa süre içinde korkunç enflasyon sebebiyle eriyen asgari ücret sebebiyle insanlar sağlıklı beslenemiyor, eğlenemiyor, hatta öğrenciler okullarına ara vermek zorunda kalıyorlar. Böyle bir dönemde dahi iktidar ve düzen muhalefeti insanların sokaklardaki tepkisinden korkuyor ve insanların dayanma gücü kalmamışken dahi aylar sonra yapılacak sandığı işaret ediyor. İktidar ve düzen muhalefeti bizi gerçek sorunlarımızı tartışmanın aksine birçok saçma tartışmanın içine sürükleyerek gerçek çözüm önerilerimizin ya üstünü kapatıyor ya da bunları çok uzak tarihlere erteliyor.
KAPİTALİZMİN BİR GETİRİSİ OLARAK: IRKÇILIK
Bunun yanında, göçmenlere karşı yükseltilen ırkçılık da işçiler için sorunun asıl müsebbibi olan kapitalizmi saklayıp nefretin rezil koşullarda üç kuruşa çalışan göçmenlere yönelmesine neden oluyor. Burjuvazinin bile isteye çıkardığı savaşlar, insanları yerinden yurdundan ediyor, onların yükselen ırkçılık sebebiyle her gün sokaklardan korkuyla geçmelerine neden oluyor. İşte 1 Mayıs ve 6 Mayıs bu ve bahsedemediğim daha birçok koşul içinde gerçekleşti. İnsanların, medya ve hegemonyalarla her anlamda bireyselliğe, yani toplumsal olandan, birlikte yapılandan uzaklaştırıldığı bu dönemde alanlara çıkmak ve birlikte, en ufağından bile olsa politik eylemlerin ve tartışmaların içinde bulunmak zaten başlı başına bir kazanımdır. Bu kazanımların yanında asıl orda bulunulma amacı ise, taleplerin tam anlamıyla bu taleplerin öznesi olan bizler tarafından dile getirilmesidir.
MÜCADELEYİ BÜTÜNÜYLE KAVRAMAK
6 Mayıs etkinliği ise, birçok ünlü sanatçının sahne aldığı bir etkinliğin düzenlenmesinde baştan sona yer alınması açısından tüm arkadaşlarımıza zaten büyük bir tecrübe olmuştur. Bunun yanında Denizleri anmaya gelen öğrenci, işçi ve işçi dostlarıyla sohbetler edilmiş, fikir paylaşımları yapılmış. Anma sırasında yapılacağı gibi de baskılara karşı yılmama ve Denizler gibi dimdik ayakta olma vurgusu bu konuşmaların başlıca meselesi olmuştur. Sonrasında bu coşkulu toplulukla yer yer duygusal, yer yer coşkulu geçen bir etkinlik gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, taleplerimizi yüksek sesle dile getirdiğimiz ve Denizlerin mirasını ve günümüzdeki anlamını konuştuğumuz günler olarak bu iki günün her anı çok değerliydi. Sokağın bu kadar kriminalize edildiği ve Gezi’nin mahkûm edilmek istendiği bu günlerde binlerce insanla birlikte işçi sınıfının yanında ve alanlarda olmak, sloganlar atmak, şarkılarla, türkülerle 50. yıl dönümünde Denizlerin mücadelesini anmak paha biçilemez bir deneyim ve kazanım olmuştur. Bu iki gün çokça söylediğimiz bir sloganla sözlerimi bitireyim: Denizlerden Erdal’a gençlik emeğin saflarında!
Yaşanacak güzel yarınlar için
Buse ŞENGÜL
İzmir’den bir lise öğrencisi
Örgütlü olarak ilk 1 Mayısımı bu yıl gerçekleştirdim. Bizlerin sorunlarımız ve taleplerimiz için bir arada toplanmamız yalnız olmadığımı ve kendimi daha güçlü hissettiğimi fark ettirdi. İnsanın özgür bir şekilde taleplerini haykırarak alana doğru koşması çok güzel bir his. Alana toplandığımızda 1 Mayıs ile ilgili yapılan konuşmalar söylenen şarkılar ve atılan sloganlar 1 Mayıs kutlamasını daha da zenginleştirdi. İlk 1 Mayısım bu şekilde çok güzel ve eğlenceli geçti. Örgütlü olarak 1 Mayıs’a katılmak da kendimi ait olduğum yerde hissettirdi. 7 Mayıs’ta yapılan Denizleri anma konserine çocuk, genç, yaşlı fark etmeksizin birçok kişi katıldı. Emek Gençliği’nin birer parçası olarak bizlerin farklı farklı görevler üstlenmesi dayanışmamızın bir örneğiydi. El ele vererek sorumluluklarımızın üstesinden gelmemiz beni çok mutlu etti ve aynı zamanda bir kez daha Emek Gençliği’nin iyi ki bir parçasıyım dedirtti. Konser alanına asılan afişler ortamı renklendirerek taleplerimizi hatırlattı. Konserin başlama saati yaklaştıkça insanlar Denizleri anmak adına yerlerine oturmaya başladılar. Konser saati geldiğinde gördüğüm manzara beni çok mutlu etti. Bu kadar insan Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i anmak için bir araya toplanmıştı. Pankartlarla slogan atılarak konser alanına girişler yapıldı. Konser başladı şarkılar türküler söylendi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamı adına konuşmalar yapıldı. Daha sonralarda da halaylar çekildi. Bu sürelerde de ara ara slogan atarak taleplerimizi ve söylemek istediklerimizi haykırdık. Konser boyunca çok eğlendim ve Denizlerin bizlere bırakmış oldukları mücadeleyi sürdürdüğümüz için kendimle birlikte herkesle gurur duydum. Son olarak da “Yusuf, Hüseyin, Deniz; sürüyor sürecek mücadelemiz!” diyerek her 6 Mayıs’ta aynı şekilde birlik beraberlik ve dayanışma içinde denizleri anmaya devam edeceğiz.