18 Mayıs 2022 17:26

Bitmeyen yürüyüş yolumuzu aydınlatıyor

Denizler, bir avuç egemene bırakılan geleceğimiz karşısında bu koşulları değiştirecek mücadele yolunu göstermeye devam ediyorlar.

Fotoğraf: Onur Kavak/Evrensel

Paylaş

Eğitim Fakültesi öğrencisi 

Hacettepe Üniversitesi 

 

6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilişlerinin 50. yılında anıldı. Mücadele ettikleri koşullar ve elli yıldır bıraktıkları mirasın sürüyor olması Denizler için yan yana gelinen her alanda dile getirildi. Tüm bunların yanı sıra bugün birçokgencin içerisinde bulunduğu koşullara baktığımızda Denizlerin mücadelesinin geçerliliği ve gerçekliği çözüm yolunu gösteren bir yol olarak benimle de buluştu. Elli yıldır Denizlerin idama giderken bıraktıkları sözlerin binlerce gencin sözü olmaya devam ettiğine tanık olmak aynı zamanda şunu da karışımızda koydu: onlar yalnızca tarihin yiğit evlatları değil, aynı zamanda bugün sömürü ve baskı sisteminin karşısında birbirine omuz veren, örgütlenen, talepleri için yan yana gelen gençlerin yolunu açmaya devam eden mücadele neferleri.

Denizlerin emperyalistlerin hedefleri karşısında durdukları taraf halkın bağımsızlığını savunan, anti emperyalist mücadeleye sarılmaları egemenlerin sözüne karşı halkın egemenliğini sağlamanın ihtiyacı içindi. Onlar, egemenlerin çıkarlarına göre konumlandırılan gençlik kesimleri için bir araya gelmenin, gelecekleri için mücadele etmenin yolunu açtılar. Türkiye’de gençlerin emekçilerle bir araya gelerek kendi gücünü gösterdiği en büyük deneyimlerden birini oluşturdular. Üniversite sıralarının eşit bir eğitim için gençliğin bir araya geldiği alanlara dönüştüğü, bir arada karar alan ve sözünü söyleyen öğrenci birliklerinin kurulduğu birçok örnek bıraktılar. Üniversite sıralarından başlayarak daha sonrasındaegemenlerin durdurabilmek için darbeye sarılmak zorunda kalacağı bir gücü inşa ettiler. Bugün hâlâ bilimsel eğitim ve diğer demokratik hak taleplerinin üniversite sıralarında dile getiriliyor olması, Denizlerin geride bıraktığı bu hafızanın birer sonucu olarak karşımıza çıkmaya devam ediyor. 

DENİZLERİN BIRAKTIĞI MİRAS HER GEÇEN YIL DAHA DA GÜÇLENİYOR

Denizlerin mücadele mirasının tüm gerçekliğiyle yankı bulduğu, aynı zamanda bıraktıkları deneyimin elli yıldır süren birikimin ışığında en çok büyümesi gerektiği dönemlerden birindeyiz. 6 Mayıs 1972’den bir yıl daha uzaklaştık ama Denizlerin sarf ettiği sözlerin veatıldıkları mücadelenin bir o kadar güncel hale geldiği bir döneme girdik. Sağımızın solumuzun birer savaş ortamına dönüştüğü, hükümetin baskı ve korku politikalarının her yerde hissedildiği koşullardayız. Hırsları ve kazançları büyüyor; ardı ardına kariyer fuarları, konferanslar, büyüyen iş adamları ödüllerini düzenleniyor. Büyüyen “devler” karşısında umutsuzluk içinde olan binlerce üniversiteliye Denizler hangi tarafın haklı ve büyük olduğunu göstererek umut olmaya devam ediyorlar. Tarih iyi ve özgür bir geleceği bizden başkasının getirmeyeceğini kanıtladıkça onlar da bir o kadar büyüyorlar. 

Denizlerin parasız ve demokratik bir eğitimi sağlamanın kürsüsüne dönüştürdükleri üniversite sıralarında şimdilerde bu talep daha yakıcı bir halde. Atanmış rektörlerin hükümetin politikalarına uygun kampüsler inşa etmeye çalıştığı, öğrencilerin bir araya geldiği alanların daraltıldığı bir yapı görüyoruz. Denizler, bir avuç egemenin sözüne bırakılan geleceğimiz karşısında kendi sıralarımızdan başlayarak özgür bir gelecek için mücadeleye çağırmaya, bu koşulları değiştirecek yolu göstermeye devam ediyorlar. 

ÖNCEKİ HABER

Bakan Nureddin Nebati 1 Haziran'da Mısır'a gidecek

SONRAKİ HABER

68’den bugüne kalan miras

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa