Bahar karşılama
"Dilimiz dönmediğinden farklı isimlerle adlandırmışız begonvili; kimimiz gelin duvağı demiş, kimimiz konsolos çiçeği, kimimiz Rodos sarmaşığı demiş, kimimiz de Bodrum sarmaşığı."
Fotoğraf: Pixabay
Havaya, suya derken mart ayında cemrenin toprağa düşmesiyle toprak ısınmaya başladı. Toprak ısınır da doğa durur mu? Otuyla, çiçeğiyle; ağacıyla, böceğiyle kolkola girip baharın gelişini müjdeledi. Önce tepeden tırnağa yeşiller boy verdi, ardından alı al, moru mor çiçekler çıktı ortaya. Kuşların cıvıltısı, böceklerin aşk nameleri de eklenince tekmil nebat bahar karşılamaya durdu.
Karşılamanın ilk akorunu hanımeli, yasemin ve melisanın sarhoş edici aksak ritim notaları oluşturdu. Ardından meşe yosununa omuz veren bergamot, portakal çiçeği, müge ve paçuli notalarının oluşturduğu şipre akoru karşılamanın kıpır kıpır kalbini coşturdu. Sedir ve sandal ağacı notalarından oluşan baz akoru da bir zeybeğin ağır hareketlerle dizini yere vurması ile karşılamanın bitişini haber verdi.
Doğa bize her gün bir parfümör hassaslığı ile nice karşılamayı, şarkıyı, türküyü ve senfoniyi buram buram sunar. Sunmakla da kalmaz bu kokunun müziğini görsel bir şiire çevirir. İşte alı al, moru mor olan bu görsel şiirin bence en nadide boncuğu begonvillerdir. Alınıp kem gözlerden korusun diye her evin duvarına asılası nazar boncuğu begonviller.
Dilimiz dönmediğinden farklı isimlerle adlandırmışız begonvili; kimimiz gelin duvağı demiş, kimimiz konsolos çiçeği, kimimiz Rodos sarmaşığı demiş, kimimiz de Bodrum sarmaşığı. En çok bembeyaz evlerine nazarlık gibi sarılmış dalları ve çiçekleri ile Bodrum’a yakışır begonviller. Begonviller Bodrum’a Halikarnas Balıkçısının armağanıdır. Bir tek begonvil mi? Elbette hayır. Balıkçı, Troçki’nin 1929-1933 yılları arasında sürgün yıllarını geçirdiği Büyükada’daki köşkün bahçesindeki palmiyeden bizzat tırmanıp tohum toplamaya çalışırken, belki de Troçki’ye suikast girişiminde bulunmaya çalıştığı için karakolluk olmuştur. Neyse ki konunun sadece palmiye tohumu olduğu anlaşılarak serbest bırakılmış ve böylece Bodrum palmiyelerine kavuşmuştur. Greyfurt dahil 45 bitkiyi Bodrum’a kazandırdığı söylenir Balıkçı'nın. Ama mimozayı Bodrum’a kazandırmasının gönlümdeki yeri bambaşkadır. Balıkçı, Prosper Merimee’nin Carmen’ini Türkçe’ye çevirirken Carmen’in saçına taktığı mimoza çiçeklerinin büyüsüne kapılır ve belki de biraz kıskanır. Böylece Bodrum’un bir çingene kızı gibi saçlarına mimoza çiçekleri takabilmesi için tohumlarını Paris’ten getirtir ve bizzat bahçıvanlığını yaparak yetiştirir.
Begonvile dilimiz dönmediğinden farklı isimlerle adlandırdığımızdan bahsederken Balıkçının Bodrumunda biraz nefeslendikten sonra konumuza geri dönelim. Dilimiz nasıl dönsün ki. Begonvil adını XVIII. yüzyılda yaşamış bir Fransız’dan almıştır. Asker, diplomat, matematikçi, denizci ve kâşif olan bu çok yönlü kişinin adı Louis Antoine de Bougainville’dir.
Yaşamı savaşlarla geçen Bougainville ömrünün bir döneminde askeri üniformasını çıkarır ve kâşif kimliği ile neredeyse üç yıl sürecek bir dünya turuna çıkar. La Boudeuse fırkateyni ve L’Etoile yük gemisiyle 15 Kasım 1766 tarihinde Fransa’dan başlanan tur 24 Nisan 1769 günü Saint Malo’da son bulur. Bilimsel keşifleri hedefleyen bu dünya turunun elbette bilim insanları da davet edilmiştir. Bu bilim insanlarından biri de doğa bilimci ve hekim Philibert Commerson’dur. Commerson bu dünya turuna gemi kayıtlarına asistanı ve uşağı olarak kaydedilen 26 yaşındaki Jean Barret ile katılmıştır.
Gemi kayıtlarına erkek olarak kaydedilen Jean Barret aslında bir kadındır ve adı da Jeanne Barret’tir. Dönemin yasalarına göre bir kadının gemi ile yolculuk yapması yasak olduğu için Jeanne’nin dış görünüşü bir erkeğe benzetilerek gemiye sokulmuştur. Commerson’un asistanı olması nedeniyle ortak kamarayı kullanmaları ve kamaralarında ayrı bir tuvalet olması bu oyunun yaklaşık bir buçuk yıl oynanabilmesine olanak tanımıştır. Jean’ın aslında Jeanne olduğu Tahiti’de fark edilir. Jean karaya çıktığında Tahitililer Jean’nın etrafını sarar ve kadınlığını ifşa eden “ayenene, ayenene” çığlıklarını dünya âleme duyurur. Bu olay sonrası geminin seyir defterine “18 Temmuz 1768’de, hekim M. Comerson’un şimdiye kadar erkek olarak geçen uşağının bir kız olduğu keşfedilmiştir.” yazılır.
Jeanne Barret’le Commerson’nun tanışıklığı aslında yolculuktan iki yıl öncesine dayanmaktadır. Karısının ölümünden sonra Commerson evin idaresini sağlamak için Jeanne Barret’i hizmetçi olarak işe alır. Barret oldukça meraklı ve akıllı bir kadındır. Hizmetçiliğin yanı sıra botanik, doğa bilimleri ve sınıflandırma ile ilgilenir ve Commerson’a yardımcı olmaya başlar. Böylece hizmetçiliğin yanı sıra Commerson’un asistanlığını da yapmaya başlar. Barret ve Commerson arasında güçlü bir bağ kurulur hatta bu bağın asistanlığın da çok ötesine geçtiği rivayet edilir.
Commerson’un bu seyahat sırasında dünyanın dört bir yanından binlerce yeni bitki, böcek, balık ve kuş türü topladığı belirtilir. Her ne kadar bilgi kaynakları bize böyle aktarsa da, seyahatin hemen başında Commerson’un ayağında ortaya çıkan bir ülserin onun hareketliliğini kısıtladığı bilinmektedir. Bu noktada karaya çıkıp bitkileri toplayıp, onları sınıflandırıp gemiye getiren kişinin aslında Jeanne Barret olduğunu söylemek çok da kurgusal olmaz sanırım.
Brezilya dünya turunun duraklarından biridir. Bu durakta Commerson ve Barret çarpıcı mor renkli çiçekleri ile tırmanıcı bir sarmaşıkla karşılaşırlar. Commerson bu çiçeğe aydınlanma ruhuna sahip olduğunu düşündüğü, doğa bilimleri ve matematiğe meraklı olan kaptanları Louis Antoine de Bougainville’e atfen Bougainvillea spectabilis adını verir. Oysa bu çiçeğin adı elbette Barret spectabilis de olabilirdi ama olmadı.
Commerson yaşamı boyunca keşfettiği bitkilerin çoğuna kendinin ya da arkadaşlarının adını vermiştir. Günümüzde yetmişten fazla bitki türü Commerson’un adını taşımaktadır. Commerson aslında Jeanne Barret’i de unutmamıştır. Madagaskar'da bulduğu koyu yeşil yapraklı ve beyaz çiçekli uzun bir fundaya Baretia bonafidia adını vermiştir. Ancak Commerson'un bu bitki cinsinin adı için düzenlediği rapor Paris’e ulaştığında bu bitki başka bilim insanları tarafından Turraea olarak adlandırılmış olduğu Jeanne Barret’in adı bu fundaya verilememiştir.
Jeanne Barret dünyayı deniz yoluyla turlamış ilk kadın olarak bilinmesine karşın doğa bilimlerine sunmuş olduğu katkılar 2012 yılına kadar çok da görülüp onurlandırılmamıştır. Ölümünden 205 yıl sonra 2012 yılında 3 bilim insanı yayınladıkları bir makale ile buldukları bir bitki türünün adını Jeanne Barret’in adına atfen Solanum baretiae koyarak görmezden gelinen katkılarını onurlandırmışlardır.
Yaşadığımız ve yaşayacağımız baharları karşılamamıza katkı sağlayanlara saygıyla…
- Vadedilmiş harfler 10 Ekim 2024 10:21
- Umut ayracı 26 Eylül 2024 10:24
- Fenike’den Marsilya’ya, uzodan rakıya… 12 Eylül 2024 12:41
- Bütün yollar Rom’a çıkar 29 Ağustos 2024 10:33
- Bitiş çizgisi 15 Ağustos 2024 04:54
- Çayın yolculuğu 01 Ağustos 2024 08:30
- Kafatası çağı 18 Temmuz 2024 10:00
- Çok kapılı oda 08 Temmuz 2024 10:44
- Yoldan sonra 28 Haziran 2024 09:23
- Bir “Yol” Hikayesi II 13 Haziran 2024 13:49
- Bir “Yol” Hikayesi 30 Mayıs 2024 13:20
- İçimizdeki İrlandalı 16 Mayıs 2024 12:53
- İşçiler marş söyleyerek sahneye girerler… 01 Mayıs 2024 10:10
- Emek bizim, söz bizim… 26 Nisan 2024 04:30
- Sol açık 18 Nisan 2024 11:30
- Kader kapıyı çalınca… 04 Nisan 2024 12:45
- Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin 21 Mart 2024 04:30
- İkiyüzlü ahlak kumkumalığı 07 Mart 2024 13:48
- Elde kaldı hüzün… 22 Şubat 2024 13:32
- Tüfenk üçlemesi: Mavzer 01 Şubat 2024 10:47
- Tüfenk üçlemesi: Aynalı Martin 18 Ocak 2024 11:50
- Tüfenk üçlemesi: Filinta 04 Ocak 2024 13:45
- Gayrı döner oldum 21 Aralık 2023 14:58
- Kayyum rejimi 07 Aralık 2023 12:54
- Kimdi giden kimdi kalan 23 Kasım 2023 11:01
- Eni vici vokke 02 Kasım 2023 13:04
- Şeytanın ışıltısından insanlığın karanlığına 19 Ekim 2023 09:52
- Dayanışma ezilenlerin inceliği midir? 28 Eylül 2023 12:20
- Amerikan İç Savaşı'ndan İngiltere'ye gariptos ağaçlarının hışırtısı 14 Eylül 2023 11:12
- Cehennemin kapısından Bakırköy’ün avlusuna… 31 Ağustos 2023 10:22
- Irgatın Türküsü 17 Ağustos 2023 11:32
- Yüksek Kaldırım’dan Leningrad’a bir şehrin faşizme karşı direniş senfonisi 03 Ağustos 2023 11:46
- Mississipi’den Feshane’ye derinlik ve güvenlik meselesi 20 Temmuz 2023 04:07
- Birimize bir şey olursa ne yaparız? 06 Temmuz 2023 11:31
- Mordan öte 22 Haziran 2023 12:22
- Hakikat bükücülüğü 08 Haziran 2023 11:11
- Umut yorgunluğu 25 Mayıs 2023 10:44
- “Winner” ceket mütevazı mutfağa karşı 11 Mayıs 2023 11:11
- Savaş naraları 27 Nisan 2023 10:10
- Bellek oyunları 13 Nisan 2023 10:50
- Maraş, bahtı gara Maraş 23 Mart 2023 10:48
- Aradığınız devlet bulunamadı 02 Mart 2023 12:22
- Deprem değil, binalar öldürürmüş (!) 16 Şubat 2023 08:42
- Katil uşak 02 Şubat 2023 11:01
- Suyun kokusu 19 Ocak 2023 13:45
- Timsah armudu 05 Ocak 2023 10:27
- Yılın sözcükleri 22 Aralık 2022 11:09
- Franco’dan bugüne Dünya Kupalarından elimizde kalanlar 08 Aralık 2022 11:45
- Şah mat 24 Kasım 2022 09:19
- “Gördük biz bu filmi” 10 Kasım 2022 10:54
- Hakikat yolcusu 30 Ekim 2022 11:20
- Anlatılamamış masallar 27 Ekim 2022 10:14
- "In vino veritas" diğer bir deyişle "Hakikat şaraptadır" 13 Ekim 2022 11:07
- Suskun notalar 29 Eylül 2022 11:12
- Güney Kutbunun yeniden keşfinin hüzünlü hikâyesi 15 Eylül 2022 11:09
- “Sen ben Lenin” Bir de Ahmet Abi. 01 Eylül 2022 10:39
- Börklüce’den günümüze Eyyamı Bahur ya da namı diğer Köpek Günleri 18 Ağustos 2022 10:59
- Dünyanın eksenini kaydıran Hindistan’ın küçük cevizi 04 Ağustos 2022 10:39
- Dünyanın tadı baharı 21 Temmuz 2022 08:40
- Menekşe kokusu 07 Temmuz 2022 04:24
- İnsan kokusu 23 Haziran 2022 04:12
- Tiryak-i 02 Haziran 2022 11:37
- Hıdırellez ateşi 05 Mayıs 2022 01:05
- Yelkenler fora 21 Nisan 2022 05:20
- Sözün gücü 07 Nisan 2022 06:05
- Lombardiya’dan Ukrayna’ya kemanın tınısı 24 Mart 2022 05:34
- Zeytinin hükmü 10 Mart 2022 05:55
- Geççek 24 Şubat 2022 05:15
- Allasen söyle nedir aşkın aslı astarı! 09 Şubat 2022 23:45
- Erguvan kokusu 27 Ocak 2022 05:49
- (N)isyan 13 Ocak 2022 04:53
- Yaşamın ağırlığı 30 Aralık 2021 05:42
- Kuşaklar boyu insan hakları 16 Aralık 2021 05:03
- Savaşı Durduran Kadınlar: Lili ve Marlen 02 Aralık 2021 04:23
- Herkesin bir Ahmet Kaya’sı vardır 18 Kasım 2021 04:00
- Şaka mı, şeker mi, yoksa patates mi? 04 Kasım 2021 05:43
- Memeli Zeus 21 Ekim 2021 06:51
- Son Bakış 07 Ekim 2021 05:30
- Kırmızı 22 Eylül 2021 23:43
- Asuman’dan Antonis’e Ege’nin iki yakası 09 Eylül 2021 04:46
- Her ekalliyeti düşünüyorum 26 Ağustos 2021 04:04
- Dezenfektan aşkı 12 Ağustos 2021 06:12
- Nomadland’den Rosetta’ya Göçebe Ruhlar 29 Temmuz 2021 06:35
- Lavinia 14 Temmuz 2021 23:08
- Ruhumda Sızı* 01 Temmuz 2021 06:46
- “Y” 17 Haziran 2021 06:06
- Vurmayın öldüm 03 Haziran 2021 03:56
- Gözümün nuru 20 Mayıs 2021 06:11
- İmgenin suskunluğu 06 Mayıs 2021 05:56
- Ruhlar Mezbahası İyi Günler 22 Nisan 2021 03:34
- Şiirci Geldi Haaanıım… 08 Nisan 2021 00:00
- Ata Abi 25 Mart 2021 05:08
- “Yurtsama”dan “gündedün”e “nostalji”nin çağrıştırdıkları 10 Mart 2021 23:20
- Gönülçelen kelimeler atlasım 25 Şubat 2021 05:00
- Harfiyat 10 Şubat 2021 22:41
- Utanç ne yana düşer usta... 28 Ocak 2021 04:20
- “... Ve Herkes için Adalet” 13 Ocak 2021 23:15
- Yattığınız yer incitmesin… 31 Aralık 2020 04:38
- San(a)saryan’dan Su’ya Mahsus Mahaller 09 Aralık 2020 22:44
- Ölüm, adın kalleş olsun… 26 Kasım 2020 04:03
- Depremin ruhsal sarsıntısı 12 Kasım 2020 04:59
- Notaların savaşla hesaplaşması 29 Ekim 2020 05:11
- Hırsızlar mağarası 15 Ekim 2020 00:00
- İyi ki TTB var! 01 Ekim 2020 06:30
- Heybeliada Sanatoryumundaki Hayalet 17 Eylül 2020 00:02
- Otokinetik etki ve norm oluşturma 03 Eylül 2020 05:06
- Ödemişli Muzaffer’den Amerikalı Sherif’e 20 Ağustos 2020 00:51
- Uygun adım marş!… 06 Ağustos 2020 05:18
- ERK-EK 23 Temmuz 2020 04:57
- İçimdeki yangın 09 Temmuz 2020 05:18
- Dededen toruna “Barış”ın inşası 25 Haziran 2020 01:00
- Esaretten kaçan köleden hasta, kamçıdan tedavi üretmek 11 Haziran 2020 00:00
- Kerli ferli yalanlar ve sosyal uyum 28 Mayıs 2020 00:00
- Elma dersem çık… 14 Mayıs 2020 00:30
- Yaşam için ölüme yatanlar 30 Nisan 2020 02:08
- Bastırılan geri döner 16 Nisan 2020 00:00
- Miasmadan Covid-19’a sağlıkçıların salgından korunma önlemleri 02 Nisan 2020 02:49
- Şimdiki zamanda bir distopya: Covid-19 18 Mart 2020 20:30
- Şehitler tepesi 05 Mart 2020 00:30
- Özlerimize kıymayın efendiler! 20 Şubat 2020 00:30
- Acının tonu 06 Şubat 2020 00:00
- Başlarken… 29 Ocak 2020 23:20