19 Mayıs 2022 23:45

İnsanı, insana anlatma çabası

Yazar Tacim Çiçek, Turan Altuntaş’ın “Bütün Öyküleri” ve Kubilay Altuntaş’ın “Ötağçenin Sakinleri” isimli kitaplarına dair yazdı.

Görsel: Kitap kapakları 

Paylaş

Tacim ÇİÇEK

Eğitimci Yazar Turan Altuntaş (d:1932, ö: 14 Aralık 2005/Adana) kumaşı köy enstitüleri tedrisatında dokunmuş toplumcu gerçekçi özgün yazarlarımızdan biridir. M. İzgü, Orhan ve Yaşam Kemal’lerin damarından içine doğup büyüdüğü ve hayata göz yumduğu Adana merkezli Çukurova’nın kırsalına ve kentine yazarlık büyütecini tutmuştur.  Sadece 7 hikaye kitabında yer alan 84 hikaye yazmamıştır. Deneme türünde, Aydın Kime Denir, Bozkırın Eğitim Abideleri, Toplumsal Kocama adlarında 3 kitapta ülkemizin toplumsal, siyasal ve eğitimsel sorunları konusunda da düşüncelerini görünür yapmıştır. Kendisi de nüktedan olduğundan hikayelerinde bu yanı ağır basar. Ve bu yanıyla öteki Çukurovalı yazarlardan ayrılır dersem kimseye haksızlık yapmış olmam. Çünkü bu yanının yakın tanıklarından biriyim. Öncesinden isim olarak Yeni Adana gazetesinden biliyordum onu. Hikaye ve yazılarını severek okuduğum Turan Altuntaş’ı Aykırısanat dergisini çıkaracağım yıl (1992) Saydam Caddesi’ndeki Çağdaş Kitabevi’nde ziyaret etmiş ve derginin yazı işleri müdürü olmasını istemiştim.  Kabul etmişti… O günden sonra da kaybettiğimiz yıla kadar ara ara görüşmelerimiz olmuştu. Birbirimize sık sık mektup da yazardık. Çoğunlukla Sevgili Adnan Yücel, Turan abi ve ben buluşurduk… Rakı eşliğinde nüktedanlıklarını yarıştırırdı adeta ikisi de…

Turan Altuntaş’ın Bütün Öyküleri kitabını gönderen oğlu Kubilay Altuntaş beni hem şaşırttı hem de sevindirdi. Şaşırttı, çünkü onun otuz hikayeden oluşan Ötağçenin Sakinleri’ni o değil de babası yazmış gibi hissettim. Özellikle yazları babasıyla kitapevinde görüştüğümüzde Kubilay’ı görürdüm arada. Sonraları ilk gençliğinden bu yana amatör tiyatro grupları içinde yer alıp sanat yaptığını da bilirdim. Kimi dergilerde yazdıklarını da okuduğum oldu. Yalnız toplu hikayelerini okuyunca, yazarlığı babasının bıraktığı yerden sürdürdüğü sonucuna kapılıp sevindim doğrusu. Sanırım Dante, hafızam beni yanıltmıyorsa, İlahi Komedya’nın ikinci kitabı Araf’ta “Beşerin iyi huyları çocuklarına nadiren geçer” der. İşte Kubilay bu ‘nadir’lerden biri… Hikayelerine sinen, Çukurova’nın suyu, havası, toprağı, insanı…  Nüktedanlığı da dâhil birçok konuda babası gibi…  Yani babası gibi, Muzaffer İzgü’nün, Orhan ve Yaşar Kemal’lerin yazarlık pınarlarından içmiş. Ayrıca babasının yapıp eylediklerini görünür yapmak için gösterdiği çaba da sevindirdi beni, çünkü deneme kitapları ve belki hiçbir mecrada yayımlanmamış yazıları için de bunu yapacağını düşünüyorum.

İster sevgili ağabeyim ışık içinde olsun Turan Altuntaş’ın Bütün Öyküleri’ni, isterse Kubilay Altuntaş’ın Ötağçenin Sakinleri adlı hikaye kitabını okuyun, içerik anlamında birbirinin devamı gibi olduğunu duyumsarsanız, şaşırmayın. Çünkü ikisinin benzerliği tümüyle günlük hayatta rastlayacağınız insanların anlık yaşamlarına tanıklık etmelerinden dolayıdır. Sonlanmamışlık halleriyle hikaye kişilerinin Çehov hikaye kişileriyle benzerlik göstermeleri de bundandır. Okuyacağınız hallerin öncesi ve sonrası üzerinde düşünmek zorunda bırakmaları okuru pasif durumda bırakmak istememeleri yüzündendir.

Kubilay, babası gibi, sokaktan, çarşıdan, yaşadığı mahalleden, caddeden tanıdığı, gördüğü insanları kendince anlatmakla yetinmemiş. Başkalarından duyduklarını kurgularken de gülümsetmekle kalmamış acıtarak düşünmemizi, düşünüp sorgulamamızı da istemişler kelimelerden oluşturdukları hikayelerle. İkisinin de ortak dilimize serpiştirdikleri yerel ağız/dil öylesine bütünlük oluşturmuş ki… Ayrıksı durmuyor bu yaptıkları, aksine, bir dönemin hikayeleri açısından da özgünlük taşıdıklarını söyleyebiliriz. Her ikisinin hikayelerinin ortak bir yanı da insanı, insana anlatma çabasıdır. Bu yüzden hem yaşanmışlıklardan hem de tanıklıklardan, duyumlardan ve gözlemlerden oluşan bu hikayeleri okumak ve okutmak özgün bir hikayeciden ve ona sahip çıkan, mirasını görünür yapmaya çalışan bir oğlun yazın dünyasından kendi dünyamıza güzellikler akıtıp zenginleşmek olacaktır.  Çünkü baba, oğul bunu hak ediyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Tanju Özcan'ın mültecileri hedef alan afişleri "nefret ve ayrımcılık" gerekçesiyle kaldırıldı

SONRAKİ HABER

CHP’den miting çağrısı: Karanlıktan kurtulmak için bir arada olalım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa