Akşener: Bir ana muhalefet partisi liderine gelen bilginin, belgenin mutlaka ciddiye alınması lazım
Meral Akşener, Kılçdaroğlu'nun SADAT ile ilgili açıklamasına dair "Bir ana muhalefet partisi liderine gelen bilginin, belgenin mutlaka ciddiye alınması lazım" dedi.

Fotoğraf: İYİ Parti
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Halk Tv'de Suat Toktaş'ın sorularını yanıtladı. Akşener, Kılıçdaroğlu'nun SADAT ile ilgili açıklamalarına dair "Bir ana muhalefet partisi liderine gelen bilginin, belgenin mutlaka ciddiye alınması lazım" diye konuştu.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ya erken ya 2023 Haziran'ında olmak üzere seçime 1 yıllık bir süre var. 2020 Ocak’tan beri il il, ilçe ilçe, sokak sokak gezmeme rağmen o atmosferin ileteceği çok fazla mesaj oluyor. Özellikle 19 Mayıs 1919’un çağrıştırdığı bir günde ilk adımı attık. Biz temalı mitingler düşünmüştük Denizli’de yaptık sonra kış geldi derken onları askıya aldık. Şimdi yeniden planlama yapacağız."
"Seçim oldu bu arkadaşlar gitmez diye bir kavram yok, bu netlikte söyleyeyim"
"6’lı masadaki bütün siyasi partiler çalışıyor, ortak bir komisyon kurduk genel başkan yardımcılarından oluşan seçim güvenliği için, en önemlisi insan unsurumuzu bir araya getirebileceğimiz, sandık başkanları açısından eksiğimiz var ama öyle ‘hurra’ diye bir şey diye anlatmayım eksiğimiz var, ama özellikle büyükşehirleri hızla tamamlıyoruz. Mesela İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de çok yüksek orandayız. İnsan unsurumuzun eksik kaldığı yerlerde diğer siyasi partilerin de insan unsurları bir arada olacak. Biz her sandığa tek kişi yerine 3 kişi koyacağız. Dolayısıyla bu sözü kendi partim adına ve sandık güvenliği komisyonu adına bu sözü verebilirim."
"Sığınmacılar, göçmenler, dış politikadaki her türlü problemin iç politikaya malzeme olması gibi bütün bunları bir araya koyduğunuzda İç Anadolu’nun, Doğu Anadolu’nun, Karadeniz’in tarifiyle baktığınız milliyetçi muhafazakar dindar bir seçmenin bize doğru geldiğini görüyoruz."
“O MASADAN BİR ADAYIN ÇIKMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUM”
"(Cumhurbaşkanı adayı) Tek adayla gideceğinin doğru olduğuna inanıyorum, o masadan bir adayın çıkması gerektiğine inanıyorum. Bunu zaten aleni söylüyorum. Ama biz o masada herhangi bir Cumhurbaşkanı adayı konuşmadık. Önce güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerinde uzlaştık. Daha sonra bu sistemin yarın nasıl uygulanacağına dair bazı konu başlıklarına yönelik; mesela yargı, yasama ayağı gibi onlarla ilgili bir komisyon kurduk, seçim güvenliğine dair bir komisyon kurduk. Son toplantımızda kamuoyuna duyurduğumuz 4 maddelik bir şey var. Bir başka komisyon daha kurduk; Merkez Bankası’nın, Varlık Fonu’nun sorumlukları ne olacak gibi… 29 Mayıs’ta da Sayın Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığında bir yemek yiyeceğiz. Haziran’da biz ondan, sonra da Temel Beyler’de…"
"(Ortak aday çıkaramama ihtimali görüyor musunuz?) Görmüyorum, ortak aday çıkar diye düşünüyorum."
"(İmamoğlu’na bir siyasi yasak bekler misiniz?) Ben beklemiyorum, bu kadar kafa yenemez. Her şeye rağmen; seçim tekrarlandı, 13 bin 500 farkı, bir şekilde yiyemediler… Sonra ne oldu? 805 bin. 350 bin AK Partili seçmen birinci turda (İBB seçimleri) sandığa gitmedi bunların yüzde 75’i dindar Kürt, HDP seçmeni değil; AK Parti’ye oy veren seçmen. Buna karşı 248 bin CHP seçmeni de sandığa gitmedi, İstanbul’u zaten alamayız duygusuyla. Ama ikinci turda bunların tamamı gitti. 805 bin. Bu Osmanlı tokadının çift elle atılması demek. Bunu yaşamış bir siyasetçiden feraset beklerim ben. Böyle bir noktada Sayın İmamoğlu’na ya da Sayın Yavaş’a bu manada bir adım atılması Tayyip Erdoğan’ın oyunu sıfırın altına düşürür."
“BİR ANA MUHALEFET PARTİSİ LİDERİNE GELEN BİLGİNİN, BELGENİN MUTLAKA SORULMASI LAZIM GELDİĞİNİ SÖYLÜYORUM”
"(Seçim güvenliği endişeniz var mı? SADAT mevzusu şu; 2018 Ocak gibiydi, ben eski İçişleri Bakanıyım, bir fotoğraflar dizisi geldi, Konya ve Tokat’la ilgili oradaki kamplara dair fotoğraflar geldi, eğitim yaptırılan kamplar, SADAT’a ait. Ben bunu sayın Saygı Öztürk üzerinden paylaştım. Savcı konuyla ilgili soruşturma açtı. Benim söylediğim, bahsettiğime dair savcılık bir soruşturma açtı, beni davet etti uzunca bir süre konuştuk. Ben kendisine o fotoğrafları gördüğümü, ama o fotoğrafları şahsıma almadığımı… Yani elimde tuttuğum takdirde, kendisine verdiğim takdirde hangi kurumun içinden geldiğini anlayabileceklerini düşündüğüm için vermediğimi, ama bu fotoğrafların gerçek olduğunu gördüğümü ve ona inandığımı söyledim. Ben gördüm almadım, kaynağına bıraktım. Gerçek olduğuna inandığım için bir ön alma amaçlı ifşa ettim. Sonuçta bu SADAT’ın başkanı olan arkadaş başdanışmanlıktan ayrıldı, kamuoyundan düştü. 2018 seçimi yaptık o seçimde herhangi bir SADAT iddiası ile karşılaşmadık. Kemal Bey’in elindeki bilgi nedir, bilmiyorum. Dolayısıyla bir ana muhalefet partisi liderine gelen bilginin, belgenin mutlaka sorulması lazım geldiğini ve bunun ciddiye alınması lazım geldiğini söylüyorum."
"Eğitim yaptırılıyordu (kamp fotoğrafları), muhtemel sivil, saç başı dağınık insanlar. Kamuoyuyla paylaştım, Saygı Bey de yazdı sonuç itibariyle o gündem dışına çıktı."
"Cumhur İttifakı’nın adayını, AK Partililerin ağzından da Erdoğan'dan da duymadık. Sadece MHP'den duyduk. Erdoğan 'ben adayım' diye bir cümle sarf etmedi. Bunlara ön almak lazım bu SADAT vesaire durumlarına, biz o sandığı koruyacağız. Seçmenimiz rahat olsun. Samimiyetle söylüyorum." (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et