Fatih Polat'ın 'Milletin Sesi' mitinginden izlenimleri | "Abi Marmaray 16 lira bastı ya!"
"... İktidarın tabanı dahil farklı partilere oy vermiş kesimler içinde, ‘ekonomi’ birincil mesele çıktığını da düşünürsek Maltepe’deki bu tablo dönemi kristalize eden yön olarak not edilmeli."
Fotoğraf: İsa Terli / AA
Fatih POLAT
Partilerin kritik dönemlerde gerçekleşen kitlesel mitinglerini alandan izlemek, basın ve protokol bölümünde sıkışıp kalmamak alanın ruhunu anlayabilmek açısından önemli. Tam da bu nedenle son yirmi yıldır AKP ve CHP’nin mitinglerini doğrudan kitlenin içinde izliyorum.
Mitingin genelinde kurgulanış biçiminin bize ne söylediğine de gelmek üzere, metronun Maltepe durağında inerek alana doğru birlikte yürüyelim.
"KAOS ÇIKARILMAZSA..."
Metronun çıkışından itibaren 50’li yaşların ortalarında gösteren, 4-5 yıl önce emekli olmuş bir CHP’li ile birlikte geldim. Beykoz’da oturuyor, Atatürkçü Düşünce Derneğinde faaliyet gösteriyor. Orta ve liseyi Edirne’de yatılı okumuş. "O dönemde sosyal devlet az çok vardı. Başarılı yoksul çocukları yatılı okuyabiliyordu. Ben de öyle okudum" diyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Millet İttifakı’ formülü ile birleştirici bir çizgi izlediğini düşünüyor. Mitinge katılımın CHP ile sınırlı tutulmasına dair görüşünü sordum, "Henüz bizim demokrasimizin kumaşı bu kadar. Elbette ‘Millet İttifakı’ içinde ya da dışında olanların da katılabildiği bir miting olmalıydı” diyor. Kaos çıkarılmazsa, iktidarın önümüzdeki seçimlerde değişeceğine inanıyor ama kaos endişesini de dile getiriyor, “Eğer böyle bir yönteme başvururlarsa ülke için çok yazık olur.” Miting alanına yaklaşırken artık tanışıyoruz, adının Taylan olduğunu söylüyor.
Maltepe sahile yaklaşırken kontrol noktaları miting alanının karşı tarafından başlıyor. Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan başlattığı Adalet Yürüyüşü’nü de izlemiş biri olarak, coşku açısından bir ton farklı olduğu hissine kapıldım ama bu mitingde de önemli bir katılım ile birlikte döneme ve gerçekleşme biçimine bağlı özgünlük ve özellikler var.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na ilişkin hapis cezası kararına karşı hem il başkanlarını savunma hem de partiye yönelik siyasi bir kuşatmaya yanıt verme istediği. İkinci olarak ve alanda tek tek insanlarla yaptığım sohbetlerde gördüğüm diğer önemli nokta ise, art arta gelen zamlar, enflasyonun hali ve ücretlerin erimesi karşısında bu ülkenin yoksullarının hayatlarında somut olarak yaşadıkları tablo.
Kürsüden yapılan konuşmalarda bunun yansımasının da dışında, alanda kiminle konuşsanız en önemli gündemin ekonomi olduğunu söylüyor ve yanına da adalet ihtiyacını koyuyor. Sonra diğer meselelere geliyor.
EKONOMİ TEMEL MESELE
Alanda konuştuklarımdan biri olan İmam Bağ (67) memur emeklisi. Mitinge Bursa’dan gelmiş. CHP’nin Bursa’dan 20 otobüs ile mitinge katılım sağladığını söylüyor. 4 çocuğu varmış, ikisi okuyor. 4 bin 200 lira emekli maaşı var İmam Bağ’ın. O en öncelikle meselenin ekonomi ve geçinememe derdi olduğunu söylerken, bir başkası söze giriyor: “Gençler bu ülkede gelecek göremedikleri için yurtdışına gidiyor.”
Fatma Tekbıyık (70) ise öğretmen emeklisi. Mitinge Balıkesir’den gelmiş. “Ben sürekli çarşıdayım. Esnaf kan ağlıyor. Halk, en alttakiler sürekli eziliyor. En önemli sorun ekonomi” diyor. Seçimlerin normal gerçekleşmesi halinde muhalefetin kazanacağına inandığını söylüyor ama eklemeden de edemiyor; “Ama bunun oyunlarına aklım ermiyor. Umarım normal bir seçim olur.” O arada yanındaki biri söze giriyor: “Kaos çıkarmayı deneyebilirler. Ama 7 Haziran seçimleri ile 1 Kasım seçimleri arasındaki gibi olmaz bu sefer.”
Ben yine ‘En önemli sorun şu an sizce ne?’ diyerek bir başkasına yönelirken 20’li yaşların ortasında gösteren bir genç araya giriyor; “Marmaray 16 lira bastı.” Bu söz üzerine ona dönüyorum: “Abi bindiğim yerden bu mitinge gelmek için Marmaray 16 lira bastı.” Bir de geri dönecek mecburen, Marmaray bir 16 lira daha basacak. Sadece mitinge gidiş dönüş kaç ekmek parası düşünün artık.
Epey bir zamandır yapılan kamuoyu araştırmalarında iktidarın tabanı dahil farklı partilere oy vermiş kesimler içinde, ‘ekonomi’nin birincil mesele çıktığını da düşünürsek Maltepe’deki bu tablo dönemi kristalize eden yön olarak not edilmeli. Mitingde dikkati çeken pankartlardan birinde, “Bu ülkede İçişleri Bakanı değil, suç işleri bakanı var” yazıyordu.
KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞININ ADI KOYMADAN İLANI
Mitingin bize kurgulanışı bakımından ne söylediğine gelince. Eğer normal zamanında, normal bir biçimde yapılırsa, CHP’nin 2023 seçimleri açısından bu seçimle bir başlangıç yapma niyetini ifade ettiğini söyleyebiliriz. Hem sahnenin görsel dengesi ve hiyerarşisi hem de Kılıçdaroğlu’nun konuşması bakımından ise, bu mitingin Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığının gayri resmi ilanı olduğunu not etmek gerekiyor. Canan Kaftancıoğlu’na güçlü bir sahip çıkma mitinge çeşitli biçimlerde yansırken, daha büyük fotoğrafta ise Kılıçdaroğlu’nun kelime olarak zikredilmeden cumhurbaşkanlığı adaylığının ilan edilmiş olduğunu rahatlıkla söylemek mümkün. Yarın CHP Genel Merkezi başka bir süreçte farklı bir karar verirse bu yine o dönemin gerçekliği içinde bir yere oturur. Ama bugün fotoğraf böyle gözüküyor.