TMMOB, Kadıköy'den seslendi: Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz
TMMOB tarafından Kadıköy İskele Meydanı'nda düzenlenen açıklamada, “Mahkumiyet kararları iktidarın çaresizliğinin dışavurumudur” denildi.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Gezi davasında verilen mahkumiyet kararlarına dair Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Kadıköy İskele Meydan’ında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Gezi’de hayatını kaybedenlerin aileleri ve Gezi davasında tutuklananların yakınlarının da katıldığı açıklamada, “Gezi'ye, emeğimize ve mesleğimize sahip çıkıyoruz” pankartı açıldı.
Sık sık "Her yer taksim her yer direniş", "Gezi tutsakları onurumuzdur", "Gezi'de düşüne dövüşene bin selam", “Bu daha başlangıç mücadaleye devam”, “Gezi halktır, yargılanamaz” sloganları atıldı.
"GEZİ BU ÜLKENİN SÖNMEYECEK UMUDUDUR"
Bakırköy Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mücella Yapıcı’nın mesajını kızı Cansu Yapıcı okudu. Yapıcı'nın mesajında şu ifadeler yer aldı:
"Bu karanlıkta yükseltmemiz gereken, adalet talebidir. Kentlerimiz, doğamız, geleceğimiz için emeğimiz için adalet talep ediyoruz. Sadece bizler için değil, hukuksuzca cezaevine atılmış hak savunucuları için, çocuklarımız Ethem, Medeni, Ali İsmail, Abdocan, Ahmet, Mehmet Hasan Ferit ve Berkin’in özgür düşleri için adalet istiyoruz. Umutluyuz. Biz umudu TMMOB örgütlülüğümüzde görüyoruz. Dayanışmayı, umudu Gezi’de birlikte gördük. İktidarın üstümüze atmaya çalıştığı karanlığa inat, hukuksuzca atıldığımız cezaevlerinden tekrar söylüyoruz. Biliyoruz ve inanıyoruz ki Gezi; eşitlik, özgürlük adalet ve demokrasi için bu ülkenin sönmeyecek umududur."
"UMUDUNUZU KAYBETMEYİN"
Tayfun Kahraman'ın mesajını ise eşi Meriç Demir Kahraman okudu. "Bizler kentimize, doğamıza, ülkemize sahip çıktığımız için bugün sizlerin yanında değiliz" diyen Kahraman mesajında şunları söyledi:
"Tecritte, Silivri ve Bakırköy'de cezaevlerindeyiz. Fakat haklılığımıza olan inancımız, dışarıdan her yurttaş ve sizlerden gelen destek sonucu yükselen gücümüzle dik duruyoruz.TMMOB'un tüm bileşenleri ile sürdürdüğü adalet nöbetleri; bizlerin adaletsizliğe karşı mücadelesini yükseltiyor, güzel günlere ilişkin umudumuza umut katıyor. Siz de umudunuzu asla kaybetmeyin, elbette bu karanlığı hep birlikte yan yana durarak, mücadelemizi yükselterek durduracağız."
"KARANLIK GİDECEK, GEZİ KALACAK"
Can Atalay'ın mesajını ise kuzeni Önder Çetin Bilginer okudu. Atalay'ın mesajinda şu ifadeler yer aldı:
"Gezi direnişi bu 'doğru' geleneğin bir mekanda somutlaşması, bu geleneğin memleketin milyonlarca insanı tarafından sahiplenilmesi halidir. Gezi, memleketimizin ve coğrafyamızın eşitlik, özgürlük, kardeşlik umudu; bu umudun somut bir imkan olduğunun nişanesidir. Ve mutlu mimarlara, mühendislere ve şehir plancılarına; Gezi'ye onlar ebelik ettiler. Gezi, memleketten ve insanımızdan umut kesenlerin değil, bizim haklı olduğumuzun en büyük kanıtıdır. Biz; bir mimar, bir şehir plancısı ve bir avukat daha önce yüzlerce defa yaptığımız gibi tüm anayasal hakları kullandığımız, demokratik itirazımızı zulümle ezmeye çalışanlara boyun eğmediğimiz için şu an orada değiliz. Size, mücadele geleneğine ve onu bugün kullananlara sırtlananlara güvenimiz tamdır. Hep birlikte mücadele edeceğiz, hep birlikte kazanacağız! Karanlık gidecek Gezi kalacak."
"MAHKUMİYET KARARI İKTİDARIN ÇARESİZLİĞİNİN DIŞAVURUMU"
Gezi davasında tutuklanan Yapıcı, Atalay, Kahraman'ın mesajlarının ardından TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz konuştu.
Koramaz, "Ülkemiz ekonomiden siyasete kadar her alanda büyük bir kriz içerisinde. Krizin sorumlusu olan iktidar, halkın acil sorunlarına çözüm üretmek yerine toplumsal muhalefeti susturarak başarısızlığının üstünü örtmeye çalışıyor. Son günlerde birbiri ardına yaşanan hezeyanların altında, iktidarın bu çözümsüzlüğünün telaşı yatıyor. Ülke tarihimizin en kitlesel ve uzun süreli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi ve Canan Kaftancıoğlu davalarında birbiri ardına verilen mahkumiyet kararları iktidarın çaresizliğinin dışavurumudur" dedi.
"BU CEZALARIN HUKUKİ DAYANAĞI VE MEŞRUTİYETİ YOKTUR"
Koramaz, aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesinin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu 8 kişiye verilen cezaların, hukukun gereği olarak değil, iktidarın toplumsal muhalefeti cezalandırma ve sindirme siyasetinin sonucu olduğunu belirtti.
Koramaz, "İktidar güdümündeki mahkemenin verdiği bu cezaların hiçbir hukuki dayanağı ve toplumsal meşruiyeti bulunmamaktadır. Gezi direnişi ve bu direnişin parçası olmuş herkes, tarih karşısında ve toplum vicdanında tertemiz ve lekesizdir. Siyasi iktidarın arkadaşlarımız nezdinde cezalandırmak istediği Gezi direnişi olduğu kadar, parkına, şehrine, doğasına, tarihine sahip çıkan mühendis, mimar ve şehir plancılarıdır. Siyasi iktidarın cezalandırmak istediği, mesleki bilgisini halktan yanan kullanan kamucu mühendis, mimar, şehir plancılarının mücadelesidir; TMMOB ve bağlı odalarının onurlu mücadele geleneğidir" diye konuştu.
"İKTİDARIN ZORBALIĞINA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"
İktidara seslenen Koramaz, "Hukuku ve yargı organlarını siyasal çıkarlarınız doğrultusunda kullanmaya çalışmayın. Buradan aynı zamanda yargı organlarına ve yargıçlara sesleniyoruz: Kararlarınızı iktidarın ihtiyaçlarına göre değil, hukukun evrensel ilkelerine göre verin. Hiç kimsenin bu ülkeye, bu halka bu denli kötülük yapmaya, bu denli acı çektirmeye hakkı yok. Ama bilin ki, iktidar zorbalığına bugüne kadar hiç boyun eğmedik, bundan sonra da asla boyun eğmeyeceğiz. Gezi direnişini, Gezi davasında ceza alan arkadaşlarımızı, uğruna bedeller ödediğimiz değerlerimizi, kamusal faydayı ve meslektaşlarımızın haklarını savunmaya devam edeceğiz" dedi.
Koramaz, son olarak şunları söyledi: "Tek adam rejimine karşı halk egemenliği anlayışının, neoliberal politikalara karşı kamucu politikaların, toplumsal kutuplaşmaya karşı bir arada yaşamın, baskı ve zorbalığa karşı demokratik hak ve özgürlüklerin savulması ve geliştirilmesi hepimizin ortak ihtiyacıdır. Ülkemizin geleceğini kurtarabilmek, daha iyi koşullarda yaşayabilmek ve çocuklarımızın geleceğini güvenceye alabilmek için mücadelemizi ortaklaştırmak ve büyütmek zorundayız."
TALEPLER
Bu ülkenin imarından sanayisine, tarımından enerjisine kadar tüm süreçlerinde yer alan, hayatı yaşanabilir kılan mühendislerin, mimarların, şehir plancıların acil taleplerini şöyle sıraladı:
- Nitelikli işgücümüzün heba olmasına neden olan işsizlik sorunu derhal çözülmelidir.
- Tüm meslektaşlarımıza güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
- SGK ile TMMOB arasında ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının “Asgari Ücret Denetim Protokolü” ivedilikle yürürlüğe konulmalıdır.
- Kamuda mühendis, mimar ve şehir plancılarının istihdamı artırılmalıdır.
- Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ücretleri ve özlük hakları iyileştirilmelidir, ek göstergeler 4800-6400 aralığına yükseltilmelidir.
- KHK ile haksız ve hukuksuz biçimde kamu görevinden ihraç edilen meslektaşlarımız tüm haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmelidir
- Özelleştirme uygulamalarına son verilmeli, yeniden kamulaştırma yapılmalıdır. Ülkenin yaşanabilir hale gelmesi için tüm alanlarda kamucu politikalar benimsenmelidir.
- Ülkemizin doğal kaynaklarını, ormanlarını, tarım alanlarını ve tarihi mirasını yağmalamayı amaçlayan tüm düzenlemeler geri çekilmelidir.
- Kamusal ve mesleki denetimler toplum güvenliğinin sağlanması açısından zorunludur, serbestleştirme uygulamalarına son verilmelidir.
- Gezi tutsakları bir an önce serbest bırakılmalıdır. Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Direnişi Davasında yargılanan tüm arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.
(İstanbul/EVRENSEL)