23 Mayıs 2022 04:11

Dersim’de sağlık emekçisine tehdide tepki: Sağlıkta şiddet yasası bir an önce hayata geçirilsin

Dersim'de hekimlerin "İçeri girip doktoru dövsem haklı mıyım haksız mıyım" diye tehdit edilmesini, SES Dersim Şube Başkanı Kahraman Yürük ve TTB Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya ile konuştuk.

Arşiv fotoğraf: Orhan Kurul/Evrensel

Paylaş

Orhan KURUL
Dersim

Dersim’de 17 Mayıs tarihinde  SABİM’e (Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi) şikayet dilekçesi yazan bir kişinin hekimlerin hak arama mücadelesi nedeniyle eylemde olduğu gün, iş bırakma eylemine katılmadığı halde 1 KBB uzmanı doktor ile 1 cildiye uzmanı doktoru tehdit ettiği basına yansıdı. Askeri personel olduğu iddia edilen söz konusu kişinin SABİM’e yazdığı dilekçede “İçeri girip doktoru dövsem haklı mıyım haksız mıyım. Olay çıkarmamak için bekliyorum. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulamamak için araçta bekliyorum” beyanı tutanaklara geçti. Dilekçeye yansıyan durumu Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Dersim Şube Başkanı Kahraman Yürük ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya ile konuştuk. Yürük yaşananları doğrulayıp dilekçeyi yazan şahsın poliklinik muayenesi için sıra dahi almadığını belirtirken Yerlikaya, etkili ve caydırıcı bir sağlıkta şiddet yasasının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Tunceli Valiliği ise yaptığı açıklamada “Fiziki şiddet ve tehdit durumu söz konusu değildir” dedi.

POLİKLİNİK MUAYENESİ İÇİN SIRA ALINMAMIŞ

SES Şube Başkanı Yürük iddiaların doğru olduğunu belirterek, “Konu hakkında aldığım bilgi doğrultusunda medyaya da yansıdığı gibi 17 Mayıs tarihinde SABİM’e böyle bir şikayet yansımış. Şiddet dilinin kullanıldığı, sağlık emekçilerinin hak arama noktasında iş bıraktığı bir günde, iş bırakmayan poliklinik yapan KBB doktoru arkadaşımıza karşı, şiddet ve tehdit dilini kullanan askeri personelin, ne kendisi için ne de çocuğu için poliklinik muayenesi için sıra aldığı tespit edilmiştir” dedi.

‘BASINA KİMİN ‘SIZDIRDIĞININ’ PEŞİNE DÜŞÜLDÜ

Duruma dair daha üzücü olan noktayı “Şiddet dilini kullanan kişi hakkında tek kelime söylemeyen yetkililer, basına kim sızdırdığının peşine düşmüşlerdir” diye belirten Yürük “Bizler şiddet dilini kullanan şiddeti bir tür baskı, yaptırım aracı olarak gören herkese karşıyız. Bu durumlarla karşı karşıya kalan tüm sağlık emekçilerimizin her şartta yanında olacağımızı da ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

‘SAĞLIK EMEKÇİLERİ YALNIZ BIRAKILIYOR’

Sağlık emekçilerinin dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapmadan herkese eşit sağlık hizmeti vermeye devam ettiğini belirten Yürük, “Herkesin parasız, eşit, ulaşılabilir sağlık hizmeti alabilmesi için çok uzun yıllardır mücadele etmiş bir emek örgütü olarak, şiddetin politik bir araç olarak kullanıldığını, caydırıcı cezaların verilmediğini şiddete uğrayan sağlık emekçisinin kurumlar ve devlet tarafından yalnız bırakıldığını düşünmekteyiz” dedi.

‘G(Ö)REV ETKİNLİKLERİ BUNUN BİR PARÇASI’

TTB Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya, uzun süredir çalışma ortamlarının düzelmesi, daha iyi koşullarda çalışabilmek için hem emeklerinin karşılığını alabilecek bir ücret hem de etkili ve caydırıcı bir sağlıkta şiddet yasası için mücadele ettiklerini vurgulayarak “Bu mücadelenin bir parçasını da g(ö)revler olarak tanımlıyoruz. G(ö)rev etkinlikleri bunun bir parçası ve buna saygı duyulmasını istiyoruz. Zaten acil bir iş olduğunda vatandaşın hiçbir şekilde mağdur edilmeyeceği bir organizasyonla bu etkinlikleri gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

‘TIKANAN, İŞLEMEYEN BİR SAĞLIK SİSTEMİ VAR’

Toplumda kışkırtılmış bir sağlık talebinin olduğunu söyleyen Yerlikaya, “Her türlü sorunun her an, hızlı ve çok sonuç alıcı biçimde çözülmesi gerektiğine inandırılmış vatandaşlar. Böyle bir algı yaratılmış iktidar tarafından. Sanki sağlık sistemi güllük gülistanlık, sanki her şey çok tıkır işliyor ve bütün sorunlar da sonuç alıcı biçimde çözülüyor gibi bir algı yaratılmış durumda. Ancak yurttaş hastanelere geldiğinde bir gerçeklikle karşılaşıyor. Sağlık sisteminin böyle olmadığını biz biliyoruz. Sonuçta metalaştırılmış bir sağlık sistemi var. Tıkanan, işlemeyen bir sağlık sistemi var. Bu siyasal iktidarın sağlık politikaları nedeniyle böyle. Bu işlemeyen sağlık sistemiyle karşılaşan yurttaşlar da sanki bunun sorumlusu hekimler ve sağlık çalışanlarıymış gibi yanlış bir sonuca varıyorlar” dedi.

‘VAR OLAN ŞİDDET, GENEL ŞİDDET İKLİMİNDEN BAĞIMSIZ DEĞİL’

Sağlık çalışanlarına karşı oluşan şiddetin hiçbir şekilde kabul edilebilir yanının olmadığını söyleyen Yerlikaya, “Şiddetin bir çözüm yöntemi olarak toplumda algılanması büyük bir yanlış. Zaten sağlık alanında var olan şiddetin genel şiddet ikliminden bağımsız olmadığını düşünüyoruz. Bunu söyleyen kişinin bir güvenlik görevlisi olması da ayrı bir handikap. Böyle bir iklimde çalışıyoruz ne yazık ki!” diye konuştu.

İKTİDARIN SÖYLEMLERİ YAŞANAN DURUMLARIN SEBEPLERİNDEN

İşlemeyen sağlık sisteminin sorumlusunun hekimler ya da sağlık çalışanları olmadığını belirten Yerlikaya “İktidarın ‘Giderlese gitsinler’ gibi yaklaşımları da bu yaşanan durumların sebeplerinden biri. Etkili bir sağlıkta şiddet yasası da yok. Bu şiddet dilinin cezalandırılması gerekiyor.  Bunu ifade eden kişi kendinde bir hak olarak görebiliyor ve utanmadan bunu yazabiliyor. Bu tür sözlü şeyler de dahil olmak üzere her gün onlarca şiddet durumuyla karşı karşıya kalıyoruz sağlık kurumlarında. Sonuç olarak iktidarın bu sağlık politikalarından vazgeçmesi gerekiyor. Bütün sağlık sisteminde yaşanan sorunların, müsebbibi olarak sağlık çalışanlarının ve hekimlerin görülmesinden vazgeçilmesi, etkili ve caydırıcı bir sağlıkta şiddet yasasının da bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor” dedi.

VALİLİK: FİZİKİ ŞİDDET VE TEHDİT DURUMU SÖZ KONUSU DEĞİLDİR

Tunceli Valiliğinin yaptığı yazılı açıklamada da şunlar ifade edildi: “Basında ve sosyal medyada yer alan iş bırakma eylemi sebebiyle Tunceli Devlet Hastanesinde hastalara randevu verilmediği iddialarına ilişkin bu ve benzeri birkaç şikayet konusu yazılı ve sözlü olarak Valiliğimize iletilmiş ve konular hakkında derhal inceleme talimatı verilmiştir. İnceleme talimatı verilen konuların hiçbirisinde karşılıklı ve fiziki şiddet ve tehdit durumu söz konusu değildir. İncelemeler neticesinde herhangi kusur yahut olumsuzluk içeren bir durum tespit edilmesi halinde hukuki gereğinin yapılması zaten idarenin genel görevidir.”

ÖNCEKİ HABER

"Açlık isyanı" sürüyor: İran'da düşük ücretlere karşı 10 kentte eylem düzenledi

SONRAKİ HABER

Emniyette 39 kişi üst rütbeye terfi etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa