Asya’da IPEF projesi: ABD’den Çin’i ‘çerçeveleme’ girişimi
ABD Başkanı Joe Biden, Japonya dahil 13 ülkeyle “Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi”ni başlattıklarını açıkladı.
Fotoğraf: AP Photo/Eugene Hoshiko/Pool / AA
ABD Başkanı Joe Biden, Japonya dahil 13 ülkeyle “Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi”ni (IPEF) başlattıklarını duyurdu. Biden’ın girişimi Çin’e karşı daha önce Trump’ın çekildiği kimi ekonomik ilişkileri yeniden yapılandırarak güçlendirmeyi ve bölgede Çin’in etkisini azaltmayı hedefliyor.
Çıktığı ilk Asya turunun ikinci durağı Japonya’da bulunan Biden, burada, ABD liderliğinde Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi IPEF’in oluşturulduğunu ilan etti. “Yeni kuralları yazıyoruz” diyen Biden, “Bugün bir amaç için buradayız. 21. yüzyılın ekonomisinin geleceği büyük oranda Hint-Pasifik’te yazılacak” ifadesini kullandı. Biden, IPEF’in yeni üyelerin katılımına açık olduğunu aktardı.
Beyaz Saray’dan konuyla ilgili yapılan açıklamada, “ABD bir Hint-Pasifik ekonomik gücüdür ve bölgedeki ABD ekonomik liderliğini genişletmek, Amerikalı işçiler ve işletmeler için olduğu kadar bölge halkı için de olumludur” denildi.
IPEF’TE HANGİ ÜLKELER VAR?
Beyaz Saray açıklamasına göre, başlangıçta IPEF’te ABD ve Japonya’nın yanı sıra Hindistan, Güney Kore, Avustralya, Endonezya, Tayland, Singapur, Malezya, Filipinler, Vietnam, Yeni Zelanda ve Brunei yer alıyor. Halihazırda üye hacmiyle IPEF, dünya gayrisafi milli hasılasının yüzde 40’ına denk geliyor.
Müzakerelerin ise 12 ila 18 ay sürmesi bekleniyor, Time’ın haberine göre bu, “küresel bir ticaret anlaşması için agresif bir zaman çizelgesi.” Ülkelerle müzakereleri ABD Ticaret Bakanlığı 4 konuda yürütecek: Ticaret-tedarik zincirleri, temiz enerji-altyapı, vergi ve yolsuzlukla mücadele.
ABD, İTTİFAK İLE NEYİ HEDEFLİYOR?
“Yeni partnerlik” şeklinde tanımlanan inisiyatif, yüksek standartlarda ticaret, ekonomilerin dijitalleşmesi, tedarik zincirlerinin geliştirilmesi ve altyapı yatırımlarının kolaylaştırılmasını kapsıyor.
New York Times’a göre, Biden’ın gezisinin amacı “ABD’nin, yönetimi Avrupa’da Rusya’ya karşı bir savaş yürütürken bile Çin’e karşı koymaya odaklanmaya devam ettiğini göstermek”.
Time’ın konuyla ilgili analizinde ise Joe Biden’ın, Asya’daki ticaret konusunda bir ikilemle karşı karşıya kaldığı, selefi Donald Trump’ın 2017’de ABD’de istihdamı azalttığı gerekçesiyle çıktığı Trans-Pasifik Ortaklığına geri dönemediği için yeni girişimleri gündeme getirdiğini yazdı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’a göre, IPEF, “Hint-Pasifik ekonomilerinin daha fazla entegrasyonuna, özellikle dijital ekonomi gibi yeni alanlarda standartlar ve kurallar belirlemeye ve ayrıca güvenli ve esnek tedarik zincirlerinin olmasını sağlamaya odaklanıyor”
ÇİN, BIDEN’IN GEZİSİNİ NASIL YORUMLUYOR?
Çin merkezli yayın yapan Global Times’ın konuyla ilgili makalesinde, IPEF’in başarısız olacağı ileri sürüldü. “ABD müttefikleri dışında, Singapur, Filipinler, Vietnam ve Malezya da dahil olmak üzere yalnızca bir avuç Güneydoğu Asya ülkesi katılmaya istekli olduğunu gösterdi. Reuters, bir Japon Maliye Bakanlığı yetkilisinin gümrük tarifeleri indirimleri gibi pratik teşviklerin olmaması nedeniyle birçok Güneydoğu Asya ülkesinin IPEF’e katılmayacağını söylediğini aktardı” ifadeleri kullanıldı.
Yazıda, Pakistan ziyaretinde konuyla ilgili konuşan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin “Çin’i tecrit etmeye çalışan herkesin eninde sonunda kendisini tecrit edilmiş bulacağı” sözlerine de yer verildi. Global Times’a konuşan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Liu Jiangyong da IPEF’in Çin üzerinde büyük bir etkisi olmayacağını ileri sürerek, Asya-Pasifik bölgesinin bir arada var olan birden fazla bölgesel iş birliği sistemine sahip olduğunu ve IPEF’in ne mevcut iş birliği mekanizmalarını değiştirecek ne de orijinal bölgesel ekonomik iş birliğini durduracak bir ittifak olmadığını savundu.
Planın, ABD’nin ekonomik teşviklerinden yoksun olduğuna dikkat çeken Liu Jiangyong, “Bu tür bir plan son derece özel ve ideolojiktir ve ekonomik kalkınmanın kurallarına ve küreselleşme eğilimine aykırıdır” yorumu yaptı.
BIDEN’IN GEZİSİNİN TEK HEDEFİ EKONOMİ Mİ?
Biden’ın Asya turundaki ilk durağı Güney Kore olmuştu. Ülkenin yeni seçilen Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol ile yaptığı görüşmede ekonomik iş birliğinin yanı sıra büyük ortak askeri tatbikatları yeniden başlatmak, Güney Kore’nin askeri yeteneklerini artırmak ve bölgedeki herhangi bir çatışma durumda sorun yaratmaması için ekonomik olarak Çin’e bağımlılığı azaltmak gibi konular gündeme gelmişti.
Güney Kore ve Japonya, ABD’nin nükleer savaşa yönelik stratejik hazırlıklarında kilit unsur olan antibalistik füze sistemlerine ev sahipliği yapıyor. Her iki ülkede de ABD orta menzilli nükleer füzelerinin kendi bölgelerine yerleştirilmesiyle ilgili tartışmalar da sürüyor.
GÜNEY ÇİN DENİZİ’NDE GERİLİM ARTACAK MI?
Öte yandan Biden gezisinde Çin’i doğrudan hedef almaktan da kaçınmadı. Biden, Japonya’da düzenlediği basın toplantısında, Çin’in, Tayvan’ı işgal etmesi veya ele geçirmeye çalışması durumunda “Tayvan’ı savunmak için askeri olarak müdahil olmaya istekli misiniz?” sorusuna, “Evet. Bu bizim vermiş olduğumuz taahhüt” yanıtını verdi.
Biden’ın bu açıklamasına Pekin yönetiminden tepki geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, yaptığı açıklamada, “ABD, Çin halkının (Tayvan’la ilgili) egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma kararlılığını hafife almamalıdır. Tayvan, Çin’in ayrılmaz bir parçasıdır ve Tayvan sorunu, tamamıyla Çin’in iç işidir, hiçbir dış müdahale kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesinin ardından Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintang) üyeleri, Tayvan’a yerleşerek Ada’da bağımsızlık ilan etmişti. Çin, Tayvan’ı kendi egemenlik alanı olarak görüyor ve ülkelerin Tayvan’la ilişki kurmasına karşı çıkıyor. ABD ise Tayvan’ı Çin’e karşı bir koz olarak kullanıyor.
ABD, Güney Çin Denizi’ndeki deniz provokasyonlarını “seyir özgürlüğü” adı altında sürdürüyor ve son olarak 10 Mayıs gibi yakın bir tarihte Tayvan ile Çin ana karası arasındaki dar boğazdan geçmek üzere bir savaş gemisi göndermişti.
AVUSTRALYA’NIN YENİ İKTİDARININ ÇİN POLİTİKASI NE?
ABD’nin bölgedeki müttefiklerinden Avustralya’da geçtiğimiz hafta sonu muhafazakar iktidarı yenilgiye uğratarak birinci parti olarak çıkan İşçi Partisinin, alacağı pozisyon da merak edilen konular arasında. Avustralya hem IPEF’in hem de ABD’nin bölgede Hindistan, Japonya ve Avustralya ile oluşturduğu bir “güvenlik ittifakı” olan Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’nun (Quad) da bir parçası. Bu dört ülkenin bugün yeni bir toplantıyla bir araya gelmeleri bekleniyor.
Yeni Avustralya Başbakanı ve İşçi Partisi Lideri Anthony Albanese, yemin eder etmez Japonya yoluna çıktı. Albanese’in ilk mesajları Çin ile ilişkilerde büyük değişiklik olmayacağına işaret etti. Reuters’a konuşan Albanese, Avustralya’nın Çin ile son yıllarda soğuyan ilişkisinin “Zor bir ilişki olmaya devam edeceğini” söyledi. Ancak hükümetinin Avustralya’nın ulusal çıkarlarını sürdürmek için daha az agresif bir yaklaşım izleyeceğinin sinyalini verdi. Albanese, “Değişen Avustralya değil Çin’dir ve Avustralya her zaman değerlerimiz için ayağa kalkmalıdır ve bunu liderliğimdeki bir hükümetle yapacağız” ifadelerini kullandı. (DIŞ HABERLER)