AİHM, mitinge gidenlerin gözaltına alınmasına ilişkin hak ihlali kararı verdi
AİHM, 4+4+4 mitingine gitmek isterken gözaltına alınan Eğitim Sen üyelerinin yaptığı başvuruda hak ihlali kararı verdi.
Fotoğraf: CherryX per/Wikimedia Commons (CC-BY-SA 3.0 Poland)
4+4+4 mitingine gitmek isterken gözaltına alınan Eğitim Sen üyelerinin AİHM’e yaptığı hak ihlali başvurusu sonuçlandı. AİHM başvuruda bulunan eğitim emekçilerinin özgürlük ve güvenlik hakkı ile toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verdi.
KESK üyelerinin 4+4+4 Eğitim Yasa Tasarısı ile 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Tasarısı'nın geri çekilmesi talebiyle 28 Mart 2012’de Ankara’da gerçekleştireceği merkezi mitinge Adana’dan katılmak isteyen 22 Eğitim Sen üyesinin yolda gözaltına alınmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) yapılan hak ihlali başvurusu sonuçlandı. Mahkeme başvuruda bulunan eğitim emekçilerinin özgürlük ve güvenlik hakkı ile toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verdi.
Mahkeme, gözaltına alınanların kimlik tespitleri yapılmasına rağmen sabah 4.50'ye kadar gözaltında tutulduğuna dikkat çekerek kararında “Kimliklerinin belirlendiği saat 4.50'den sonra gözaltında tutulmalarını gerektirecek hiçbir şey yoktu. Böylece, kimlik tespiti sonrası başvuranların gözaltında tutulması, asıl amacın onların gösteriye katılmak için Ankara'ya gitmelerini engellemek olduğunu açıkça ortaya koymuştur” ifadelerine yer verdi. AİHM bu nedenle Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinin ihlal edildiğini belirtti.
Gözaltı yolu ile kamu makamlarının başvuruda bulunanların toplanma özgürlüğü haklarına müdahale ettiğine dikkat çeken AİHM, o dönem Ankara Valiliği tarafından kamu güvenliği gerekçe gösterilerek verilen eylem yasağı kararına ilişkin de “Söz konusu müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığına ilişkin olarak Mahkeme, halka açık bir yerde yapılacak herhangi bir gösterinin olağan yaşamda bir miktar aksamalara neden olabileceğini yinelemiştir ki bu, kendi başına özgürlük hakkının kullanılmasına müdahaleyi haklı çıkarmaz. Ayrıca yetkililerin, gösterilerin barışçıl bir şekilde yürütülmesini ve tüm vatandaşların güvenliğini sağlamak için yasal gösterilerle ilgili olarak uygun önlemleri alma görevi olduğunu da yinelemiştir. Ancak bu davada, başvuranlara ve diğer göstericilere karşı alınan tek önlemin, onların Ankara'ya gitmelerini doğrudan engellemek olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle, Sözleşme'nin 11. maddesi ihlal edilmiştir” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)