ODTÜ’de Medya Günleri: Medya holdinglerin elinde yozlaşıyor

Pandeminin ardından bu yıl yüzyüze gerçekleşien 6. ODTÜ Medya Günlerinde kadın gazetecilerin yaşadığı sorunlar ve dijital medya konuları gibi pek çok konu ele alındı. İlgiyle izlenen Kutsal Motor ekibinin söyleşisinde, medyanın holdinglerin elinde olduğu sürece her zaman yozlaşmaya mahkum olduğu ifade edildi.

İki günde toplam 7 oturumun gerçekleştiği ODTÜ Medya Günlerinin açılış konuşması ODTÜ Medya Topluluğu üyeleri tarafından yapıldı. Geçen yıl pandemi nedeniyle online düzenlenen Medya Günleri, bu yıl yüz yüze yapıldı. İlk oturumda söz alan Evrim Kepenek, gazeteciliğe başlama sebebinin üniversitede okurken şahit olduğu polis şiddeti olduğunu anlattı. Öğrencilerin seslerinin bastırılmasına kayıtsız kalamayarak sorumluluk alması gerektiğini hissettiğini söyleyen Kepenek, medya sektöründe bir kadın olarak varolmanın eskiden çok daha zor olduğundan dile getirdi. Kadınların eve erken girmesinin istenmesi ya da bir yerlerde uzun beklemeler yapamayacakları düşüncesiyle polisiye ya da adliye haberlerine hep erkeklerin gittiğini ifade eden Kepenek, kadınlara sadece sağlık haberlerinin bırakıldığını söyledi. Kepenek, bu durumun hem kadın gazetecilerin talepleriyle hem de kamuoyundan yükselen talep ile yavaşça değiştiğini dile getirdi.

KADINLARIN SES ÇIKARMASI HABER DİLİNİ DEĞİŞTİRDİ

Haber dili açısından ise kadınları her zaman geri plana atan, onların durumlarını ve yaşadıklarını gözardı eden yahut kadını sadece toplumun ona biçtiği annelik gibi roller üstünden değerlendiren bir habercilik anlayışının eskiden daha yaygın olduğunu ancak kadın gazetecilerin bu konuda sesini çıkarması ile en büyük medya kuruluşlarının bile yaptıkları bazı haberler hakkında özür dilediğini anlatan Kepenek, birçok haberin doğrudan polis tutanaklarından yazılmasının bu sorunun ortaya çıkmasını sağladığını söyledi.

Sistematik erkek şiddetinin bu habercilik anlayışı ile sistematik ve kasıtlı olarak gözardı edilmeye, kamuoyunun yanlış tartışmalara itilmeye çabalandığından bahseden Kepenek, İstanbul Sözleşmesi'nin hukuksuzca kaldırıldığına dair tüm hukukçuların ortaklaştığını ve kadınların hâlâ anayasal haklarının peşinde olması gerektiğini söyledi.

AKKURT DİJİTAL MEDYAYI ELE ALDI

İkinci oturumda konuşan Timur Akkurt ise  haberciliğin sürekli bir şeyleri kovalama, havayı koklama işi olduğunu, kendisinin dijital medyaya adım atmasının da bu şekilde başladığını söyledi. Kendi şirketini kurmasının piyasadaki kurumsal video çözüm üretim şirketi eksikliği üstüne geliştiğinden anlatan Akkurt, başlarda kurumları video üretmeye teşvik ettikleri, kendilerinin de dijital yayıncılık, canlı basın toplantısı gibi medya araçları ortaya çıkmamışken kendi internet siteleri üstünden bunları üretmeye çalıştığını söyledi.

Metaverse üzerine de konuşan Akkurt, günümüzde çocukların ve gençlerin dijital dünya ile çok içli dışlı olduklarını, dijital dinamiklere çok hızlı adapte olduklarını söyledi. Metaverse dünyası aracılığı ile bu gençlerin  kendilerine alternatif bir gerçeklik ve duygusal bağ kurup oraya haddinden fazla bağlanabileceklerini söyleyen Akkurt, çocukların ve gençlerin gerçek dünyadan iyice kopmaya başlayabileceğinden endişelendiğini belirtti.

‘MEDYA HOLDİNGLERİN ELİNDE OLDUKÇA YOZLAŞMAYA MAHKUM’

Kanallarının farklı ve gündeme dair içerikler üretimine dair konuşan Kutsal Motor ekibi, popülerleşirken insanlara üstüne tartışılacak rasyonel konular vermek istediklerinden bahsetti. Aslında konuştukları konuların sinema, dizi sektöründe hep kamera arkalarında konuşulduğundan bahseden Kutsal Motor ekibi, onların kendi yaşamlarında durmaksızın konuştukları bu konuları sadece kamera önüne taşıdıklarını söyledi.

İçeriklerinde yürüttükleri tartışmalarda en önemli kaygılarının kitlelerini hayal kırıklığına uğratmamak olduğunu söyleyen Kutsal Motor ekibi, 3 yıldır yürüttükleri kanalın onların da bu tartışmalar açısından izleyici kitlelerinden beslendiği bir şekilde ilerlediğini söyledi. Bu tartışmalar sebebiyle iktidarın farklı mecralarından tehditler ve saldırılarla karşılaştıklarını söyleyen Kutsal Motor ekibi, medyanın holdinglerin elinde olduğu sürece her zaman yozlaşmaya mahkum olduğunu belirtti. (Ankara/EVRENSEL)