Biden’ın Tayvan gafının rahatsız edici yansımaları
ABD merkezli “think tank” Carnegie Endowment’ın sitesinde yayımlanan makalede, Tayvan konusunda tekrarlanan “gaflar”ın “dünyanın önde gelen iki gücü arasındaki barışa zarar vereceği” uyarısı yapıldı.

Fotoğraf: AP Photo/Eugene Hoshiko/Pool / AA
Stephen WERTHEIM
carnegieendowment.org
Başkan Joe Biden pazartesi günü tehlikeli potansiyeli içeren bir açıklama yaptı. Tokyo’da bir muhabirin “Tayvan’ı savunmak için askeri olarak müdahil olmaya” istekli olup olmadığı sorusuna düz bir “evet” yanıtı verdi. Başkan, “Bu bizim verdiğimiz bir taahhüttür” dedi. Aslında ABD, 1979 yılında Tayvan’ı savunmak için verdiği resmi taahhüdü bir kenara bırakarak, bir ittifak anlaşmasının yerine ABD’yi Tayvan’ın kendisini savunması için donatılmasına yardımcı olmaya mecbur eden Tayvan İlişkileri Yasası’nı getirmişti.
Biden bir yıldan kısa bir süre içinde üçüncü kez ABD’nin Pekin’in adayı ele geçirmesini engellemek için güç kullanacağını açıkça ilan etti. Beyaz Saray bir kez daha ABD’nin pozisyonunun aslında değişmediğini, ABD’nin Tek Çin politikasına bağlı kalmaya devam ettiğini ve Tayvan’ı savunup savunmayacağı konusunda netlikten ziyade “stratejik belirsizliği” sürdürdüğünü anlatmak için çabaladı. Bu yaklaşım, yönetimdeki birçok yetkilinin de kabul ettiği gibi, ABD’ye iyi hizmet etmiş akıllıca bir yaklaşım.
Ancak tekrarlanan gaflar politikada değişiklik olarak yorumlanma riski taşıyor. Bu da dünyanın önde gelen iki gücü arasındaki barış ve istikrara zarar verme ihtimalini arttırıyor.
Çin on yıllardır Tayvan’ı güç kullanarak ele geçirmeye çalışmaktan kaçındı ama bunu yapma tehdidini de sürdürdü. Pek çok analist Pekin’in ani bir fetih için maliyetli ve riskli bir kampanya yürütmektense “yeniden birleşme” yönünde kademeli baskı uygulamayı tercih edeceğine inanıyor.
Çin’in tam ölçekli saldırı ihtimali, özellikle de ülkenin artan askeri kabiliyetleri ve uluslararası hırsları göz önünde bulundurulduğunda, asla göz ardı edilemez. Ancak Pekin’in hesaplarının değişmesinin bir nedeni de Washington’da yatıyor.
Eğer ABD Tayvan’ı asla anakarayla birleşemeyecek geri dönülmez bir stratejik varlık olarak görmeye başlarsa, Çin B planına başvurabilir: Ya hemen harekete geçmesi gerektiği korkusuyla bir işgal başlatır ya da Tayvan’ın sonsuza dek kaybedildiğini kabul eder.
Başkanlık düzeyinde tek bir konuşmasının Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in muazzam sonuçlar doğuracak bir politika kararı almasına neden olması muhtemel değil. Şi ve Biden birbirlerini doğrudan ve sürekli görüşmelerden tanıyorlar. (Çin) Halk Kurtuluş Ordusu, ABD’nin Tayvan’ı savunmak için askeri müdahalede bulunma ihtimalini zaten ciddiye alıyor. Dolayısıyla Biden’ın yorumunun kendi başına çok az etkisi olabilir.
Ancak daha endişe verici olan, bu gafın da katkıda bulunduğu Washington’daki daha büyük politika sapmasıdır.
Geçtiğimiz birkaç yıl içinde Kongre üyeleri Tayvan’ı savunmak için güç kullanma konusunda giderek daha fazla stratejik netlik çağrısında bulundu ve Washington ile Taipei arasında diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesine yönelik diğer adımları destekledi.
Donald Trump’ın yönetimi altında ABD, Tayvanlı yetkililerle üst düzey temaslar üzerindeki kısıtlamaları gevşetti ve Biden yönetimi “derinleşen gayri resmi ilişkimizi” yansıtmak için yeni yönergeler yayınladı. En önemlisi de bu önlemler, dünyanın önde gelen iki ülkesinin giderek yoğunlaşan ekonomik, teknolojik ve güvenlik rekabetine girmesiyle ABD-Çin ilişkilerinde artan düşmanlığa eşlik etti.
Biden’ın Tayvan’ı savunma sözü, ABD’nin ikili ilişkilerin temelini oluşturan ve Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarı koruyan uzun süredir devam eden politikaları aşağıladığı mesajını verme riski taşıyor. Çinli yetkililer Beyaz Saray’ın ABD politikasının değişmediği yönündeki açıklamasını kabul etseler bile, ABD’nin zaman geçtikçe Tayvan’ı savunma konusunda daha da kararlı hale geleceği ve Çin’in mevcut tehditlerinin Taipei’nin bağımsızlığa sürüklenmesini engellemek için artık yeterli olmadığı sonucuna varabilirler.
Bu durumda Çin, “yeniden birleşme” için zaman çizelgesini öne çekebilir ve ABD ile askeri ve ekonomik çatışmayı göze almaya daha istekli hale gelebilir.
Nitekim bazı etkili senatörler Biden’ın yanlış ifadesini alkışlayarak Pekin’e tam da bu istikrarsızlaştırıcı mesajı gönderdiler. Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin Demokrat başkanı Senatör Bob Menendez attığı tweet’te “Başkan Biden haklı. Güvenilir caydırıcılık hem cesaret hem de açıklık gerektirir ve Tayvan’ın canlı demokrasisi tam desteğimizi hak ediyor.”
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ise partiler üstü bir yaklaşım sergiledi: “Başkan Biden’ın, ABD’nin zorda kalması halinde Tayvan’ı komünist Çin’e karşı savunacağı yönündeki açıklaması söylenecek ve yapılacak en doğru şeydi.”
Aynı şekilde Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton da bu anı değerlendirerek Biden’ı “yeni stratejik netlik politikamızı hazırlanmış bir metinden net ve bilinçli ifadelerle yeniden ifade etmeye” çağırdı.
Bu gafın Pekin’deki etkisi ne olursa olsun, Washington’daki statükoya saldırmak için alan açıyor.
Ukrayna’daki savaş, kırmızı çizgilerin tam olarak nerede olduğunu ayırt etmenin zor olabileceğini gösteriyor. Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya katılması konusunda uzun zamandır net bir kırmızı çizgi çiziyordu, ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, diğer şikayetlerin yanı sıra Kiev ile NATO arasında artan iş birliğini gerekçe göstererek şubat ayında Ukrayna’ya tam ölçekli bir işgal başlattı. ABD, Rusya’nın savaşa girmesine neyin sebep olacağını önceden bilmiyordu ve Putin’in işgal kararı karşısında şaşkına dönen pek çok Moskova eliti de bilmiyordu.
Tayvan Boğazı’ndaki koşullar çok farklı, ancak Pekin’in kırmızı çizgisinin aşıldığına karar vermeden önce ABD’nin Tek Çin politikasında ne kadar özgür olabileceğini kimsenin bilmediğini göz önünde bulundurmakta fayda var. Şi bile bunu bilmiyor olabilir. İlgili herkes için bunu öğrenmemek daha iyi olacaktır. Riskler çok yüksek.
Çeviri: Evrensel Dış Haberler
Evrensel'i Takip Et