Sarsıcı bir hareket tiyatrosu - Maguy Marin’in kültleşmiş dans tiyatrosu ‘May B’

Özlem ERTAN

Konuşmadan da anlatabilir insan. Hareketleriyle, mimikleriyle, tavrıyla, yüzünün ifadesiyle… Dans etmeden de dans edebilir insan. Hayatın devinimlerini, trajedilerini, iniş çıkışlarını vücuduna yansıtarak… Bana kalırsa 27 Mayıs Cuma akşamı Cemal Reşit Rey’de (CRR) izlediğimiz, dünyaca tanınmış koreograf Maguy Marin’in kültleşmiş dans tiyatrosu ‘May B’ tam da böyle bir eserdi. Hayatın envaiçeşit rengini ortaya koyan, harekete ve mimiklere odaklanmış bir dans tiyatrosu…

‘May B’yle ilgili izlenimlerimi aktarmadan önce Maguy Marin ve bu eseriyle ilgili genel bilgilerden bahsedeyim. ‘May B’ ilk kez sahnelendiği 1981 yılından beri dünyanın dört bir yanında izleyicilerle buluşmayı sürdürüyor. Maguy Marin’in, hazırlarken Samuel Beckett’in metinlerinden ilham aldığı ‘May B’, yenilikçi ve öncü diliyle 40 yıldan fazladır sanatseverlerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Fransa’da yeni akım dansın öncülerinden olan Maguy Marin, 2003 American Dance Festival ve 2016 Venedik Bienali Altın Aslan Hayat Boyu Başarı Ödülleri’nin sahibi. Koreografilerinde danstan ziyade harekete ve mimiklere önem vermesiyle tanınıyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse Türkiye’de ilk kez sahnelenen ‘May B’ tam olarak bu tanımlara uyuyor: Değişik, sıra dışı, çarpıcı, danstan ziyade harekete ve mimiğe yüklenen bir dans tiyatrosu… Oyuncular devinimleriyle, mimikleriyle yaşama ayna tutuyorlar. Sefillere öykünen kostümleriyle ve müzik eşliğinde sahnede dövüşüyorlar, birilerinin peşinde koşuyorlar, yemek yiyorlar, sevişiyorlar, birbirlerinin ayağını kaydırıyorlar… Uzun lafın kısası insan doğasında her ne varsa sahnede yeniden yaratıyorlar. Mimikler de çok önemli bu gösteride. En az hareketler kadar hem de…

Uzun lafın kestirmesi, ‘May B’ sarsıcı ve devrimci yanından hiçbir şey kaybetmeden İstanbul’u, CRR’yi şöyle bir sarstı. İyi ki sarstı.