29 Mayıs 2022 13:01

Mor ve Ötesi konserinde Gezi mesajı: Mücella abla da Çiğdem de Can da yalnız değil

Beşiktaş Stadı’nda binlerce dinleyicisiyle buluşan Mor ve Ötesi grubu, konserde Gezi davasını hatırlattı, "Mücella abla da yalnız değil Çiğdem de yalnız değil Can da yalnız değil" dedi.

Mor ve Ötesi konserinde Gezi mesajı: Mücella abla da Çiğdem de Can da yalnız değil

Ekran görüntüsü, Sosyal Haklar Derneği'nin Twitter hesabından paylaşılan videodan alınmıştır.

Mor ve Ötesi grubu, dün akşam Beşiktaş Stadı’nda binlerce dinleyicisiyle buluştu. Konserde Gezi eylemlerini ve Gezi davasında verilen skandal kararları hatırlatan grup, "Mücella abla da yalnız değil Çiğdem de yalnız değil Can da yalnız değil" dedi.

Grubun vokali Harun Tekin, gece için "Hayatımda gördüğüm ikinci en güzel şey" deyip dinleyicilere teşekkür ettikten sonra, Gezi direnişini kastederek "Tesadüf bu ya, hayatımda gördüğüm en güzel şey de buralarda bir yerde olmuştu" ifadelerini kullandı.

Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şimdi biz ne kadar istesek de istemesek de, biz ne dersek diyelim, tarih bir şekilde insanların niyetini de yazacak. İnsanların neyi başardığını da yazacak. Biz burada yalnız olmadığımızı hissettik. Şimdi burada yalnız olmadığını hissetmesi gereken başka insanlar da olduğunu düşündük. Mücella abla da yalnız değil Çiğdem de yalnız değil Can da yalnız değil, hiçbiri yalnız değil. Çünkü o günlerde orada olan herkes biliyor ki çok barışçı inanılmaz bir hayal yaşadık."

Gezi davasında Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet; Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye 18’er yıl hapis cezası verilmişti. (KÜLTÜR SERVİSİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et