Fazıl Say, Serenad Bağcan ve Munzur düeti

Elif ESER

Dersim Ovacık’ta “Munzur Temiz ve Özgür Aksın” şiarı ile düzenlenen Fazıl Say konseri, on binlerce insanın katılımıyla gerçekleşti. Daha duyulduğu andan itibaren Dersim’de heyecan yaratan konser, Dersim’in her yerinden ve çevre illerden gelenler için eşsiz bir konser oldu. Zira açık havada, Munzur Dağlarının eteklerinde ve Munzur Suyu’nun coşkusunda gerçekleşen konser sanıyorum her yönüyle unutulmaz bir deneyimdi. Konserin eşsizliği insanların çevreye karşı duyarlılığıyla birlikte Fazıl Say’ın sanatına duyulan saygıdan da kaynaklanıyordu.

Akça bulutların gölgesi, uzakta “Mor bir katar gibi dizilen” Munzur Dağları, meşelerin huş ve söğüt ağaçlarının dallarına çarpan rüzgar, türlü kuşların cıvıltısı arasında Fazıl Say’ın piyanosu ve Seranad Bağcan’ın alıcı bir kuş gibi süzülen eşsiz sesiyle her yaştan, her izandan insanın buluşmasıydı bu.

Sanat ve doğanın bu birlikteliğinin es geçemeyeceğimiz bir yönü var. Uzun bir süredir Dersim ve Ovacık’ın doğal alanlarının turizm adı altında talan ve sömürüye açılmış olması, neredeyse her evin pansiyona, otele dönüşmesi, Munzur gözelerindeki yapılaşma ve ticari faaliyetler, belediyenin buradaki duhulü bu kuşkuya kapılmamızda belirleyici bir yön. Konser Dersim’in doğasının korunmasına dikkat çekilmesi bakımından da bir vesileye dönüşür umarım.

SAY’IN PİYANOSUNDAN ‘DERSİM DÖRT DAĞ İÇİNDE’

Konserde, Nâzım Hikmet, Metin Altıok, Cemal Süreya ve Hayyam’ın şiirlerinin can bulduğu notalar, Fazıl Say’ın dediği gibi “Rüzgara kapılıp dağıldı”, Dersim’in dağlarına, kasaba ve köylerine oradan arşa kadar ulaşan bir sese dönüştü. Fazıl Say ayrıca babası Ahmet Say için bestelediği ancak kendisine dinletme fırsatı bulamadığı bestesini de icra etti.

Dersim’de, dağların ardında saklanan bu şehirde, müziğin apayrı bir yeri de var. Belki de Dersim, yeryüzünde üzerine en çok şarkı söylenen şehirlerinden biridir. Hele de Zazaca, Kürtçe, Türkçe, Ermenice şarkıları, türküleri, bir de şiirleri düşününce… Hal böyle olunca buraya gelip de bir iki Dersim türküsü seslendirmek işten bile değildi. Fazıl Say’ın düzenleme ve uyarlamaları ile “Dersim Dört Dağ İçinde” ve çocuk yaşta evlendirilen bir kadının ağıtı olan “Oy Fadike” de konserde kendine yer buldu. Fazıl Say, Dersimlilere, Dersimlilerin sözleriyle de seslenmiş oldu.

SAY VE BAĞCAN’IN BIRAKTIĞI ‘HOŞ SADA’

Melek Mosso, Aynur Doğan, Mem Ararat ve Metin-Kemal Kahraman’ın konserlerinin yasaklandığı Türkiye ortamında orada yakalanan atmosfer bir cevap niteliğinde olabilirdi. Bir ihtimal anın heyecanıyla yapılan konuşmalara yansımamış olabilir ancak yasaklar ülkesi haline gelmiş bir coğrafyada, gericiliğin, baskı ve inkar odaklarının teşhir edilmesi de oldukça mühim.

Onca insanı bir araya toplayan, insanda müziğe, doğaya, cana, canlıya dair “hoş bir sada” bırakan Piyanist Fazıl Say ve Seranad Bağcan’ın bu çabası Dersim’in turizm adı altında ranta açılmadan, “Cümle canlının, ormanın, suyun, dağın, kurdun, kuşun hakkına” katkı sunmasına vesile olsun; geleceğe yaşanılabilir bir dünya bırakmak adına “Munzur özgür aksın...”