30 Mayıs 2022 10:38

Beyaz eylemler

Her eylemden sonra taleplerin yerine gelmemesi halinde, bir sonraki daha etkili eylem; sağlık çalışanları, halk ve bakanlığa bildirilmeliydi. Bunlar hiç yapılmadı.

Fotoğraf: Burcu Yıldırım

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Dün Ankara’da TTB ve SES başta olmak üzere sağlık meslek ve emek örgütlerinin “Beyaz Miting”i gerçekleşti. Ben sağlık engelim olmamasına rağmen Ankara’ya gitmedim.

Beyaz eylemler nereden nereye geldi? Ya da eylemler ne için yapılır oldu? Aklıma 13 Mart 2011 tarihinde yapılan, “Tek Ses, Çok Yürek” mitingi geldi. Aylarca süren hazırlık ile yapılan mitinge, on binlerce hekim ve sağlık çalışanı katılmış ve Ankara gerçekten beyaza boyanmıştı. Daha heyecanlıydık. İzmir’den yüzlerce hekim katılmıştı. Bu mitingin sonunda beklentiler ve bakanlığa mesajlar daha netti.

TTB bir eylem kararı almadan önce, bu karar ile ilgili örgütün tüm kademedeki aktivistlerinden, hatta alandan bilgi alınırdı. Sadece örgütlerdeki aktivistlerin değil, alandaki yani hastanedeki duyarlı olan her hekim, her sağlık çalışanının katılımı, heyecanı sağlanırdı. Böylece eylemlere katılım bir zorunluluk olmaktan çıkar, hepimizin isteyerek, heyecanlanarak yaptığı görev olurdu.

Bu anlamda, son mitingi değerlendirirsek, alınan miting kararının merkezi olduğu görülür. Bu nedenle katılımın sadece aktivistler ya da yöneticilerle sınırlı kalması da olağandır. Her ilden ancak yüzü geçmeyen sağlık çalışanı Ankara’ya gitmiştir. Kasım ayından bu yana yaptığımız Beyaz Yürüyüş ve iş bırakmaları hatırlayalım. 14-15 Mart iş bırakma eyleminde biz bakanlığa ne mesaj verdik? Bildirdiğimiz talepler yerine gelmezse yapmamız gereken daha etkili, sağlık bakanlığını zora sokacak ve masaya oturtacak bir eylem olmalıydı. Bu asla bir miting olmamalıydı. Miting yerine etkili ve daha uzun süreli bir eylem örneğin iş bırakma olabilirdi. Ancak bu eylemler, TTB ve sağlık örgütlerince ortaklaşılarak, aylar öncesinden planlanmalı ve alanla paylaşılmalıydı. Her eylemden sonra taleplerin yerine gelmemesi halinde, bir sonraki daha etkili eylem; sağlık çalışanları, halk ve bakanlığa bildirilmeliydi. Bunlar hiç yapılmadı.

Bu miting bittiğinde biz ne yapacağız? Bakanlık ne yapacak? Bakanlık taleplerimizi yerine getirmezse, örgütlerimiz ne zaman, hangi eylemi planladı? Bilmiyoruz. Son yıl içinde özellikle Aralık ayından itibaren yapılan “iş bırakma” eylemlerinde sadece TTB de değil, özellikle son aylarda alanda ismi geçen hekim sendikalarında da bu tavır dikkati çekmektedir. TTB tarafından alınan 14-15 Mart iş bırakma eylemine, 16 Mart gününü de eklemek, bir farklılık yaratmaya çalışmak, alanda akıl karışıklığı dışında hiçbir işe yaramamıştır. Hekim sendikalarının Mayıs ayı içinde merkezi olarak aldığı, üç ayrı “2 günlük iş bırakma eylemleri” hastanelerde hissedilmedi bile... Tüm bunları belki de yaşayarak, alanda sınıfsal bir karşılığı olmayan eylemlerin sonuç vermeyeceğini öğreneceğiz.

AKP faşizmine ve uyguladığı sağlıkta dönüşüm programının yıkımına karşı olan tüm sağlık çalışanları ile birlikte, omuz omuza mücadele etmeden başarılı olamayacağız kesin! TTB çatı örgütü olarak, tüm örgüt ve sendikaları bir araya getirmek ve daha etkili programlar yapmak zorundadır. Bu belki kısa zamanda sonuç vermese de uzun vadede sonuç getirecektir.

Bu yazının amacı dünkü mitingin değerini azaltmak ya da eleştirmek değildir. Her eylem gibi Beyaz Miting de kıymetli ve anlamlıdır. Emek veren, katılan her sağlık çalışanının eline ayağına yüreğine sağlık. Ancak ertesi güne muhataplarında etkisi olmayan eylemlerle zaten yorulmuş örgütü ve aktivistleri daha da yormamak gerekir. Yolumuz uzun. AKP karanlığı yırtılıncaya kadar daha mücadele edeceğimiz çok alan ve zaman var. Hep birlikte, omuz omuza. Umutla, çıkarsız, içtenlikle... Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI