Bakanlardan konser yasaklarına ilişkin açıklama
Kültür Bakanı Ersoy, “Bizim için en önemli şey kültür ve sanatın desteklenmesidir” diye iddia ederken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da “Bu olaylar benim dışımda” dedi.
![Bakanlardan konser yasaklarına ilişkin açıklama](https://www.evrensel.net/upload/dosya/210871.jpg)
Fotoğraf: Pixabay
Aynur Doğan, Metin Kemal Kahraman, Niyazi Koyuncu, Apolas Lermi, Melek Mosso gibi sanatçıların konserlerinin iptal edilmesine tepkiler sürerken, Bakan Mehmet Nuri Ersoy'dan açıklama geldi.
FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan Ersoy, "Bizim için en önemli şey, bakanlık olarak kültür ve sanatın desteklenmesidir. Hükümetimizin de ortak politikasıdır” diye iddia etti.
Ersoy, Melek Mosso'nun bu hafta Beyoğlu Kültür Yolu Festivali'nde sahne alacağını da belirterek, şöyle devam etti:
"Her zaman söylüyorum, lütfen ön yargılarımızı bir tarafa bırakalım. Ön yargılarla hareket edersek sonuç alamayız. Geniş resme bakmaya çalışalım. Kültür ve Turizm Bakanı olarak diyorum ki, 'Sanatın ve kültürün destekçisiyiz.' Özellikle vurgulayarak söylüyorum, bu bizim hükümet politikamız. Bakanlık, hiç olmadığı kadar festivallere yer açıyor, yoğun bir şekilde, sanatçı kitleleriyle yüzlerce, binlerce etkinlik gerçekleştiriyor. Beyoğlu ve Başkent Kültür Yolu festivalleriyle sınırlı kalmıyoruz. Son baharda Diyarbakır'ı da dahil ediyoruz. Önümüzdeki sene İzmir'i dahil ediyoruz. Arada Adana Portakal Çiçeği Festivali var, onu da sahiplendik. Şu anda çok geniş bir festival de Konya'da yapıyoruz, mistik müzikle ilgili."
SOYLU: BU OLAYLAR BENİM DIŞIMDA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, Diyarbakır ziyareti sırasında TRT Kurdî’de konuk olduğu canlı yayında, konuya ilişkin açıklama yaptı.
Bakan Soylu, iptal kararlarının kendisiyle ilgili olmadığını öne sürdü ve şunları söyledi:
"Şimdi son günlerde 'İşte sanatçılara engel konuluyor.' Bu olan olaylar benim dışımda bir kere. Şöyle bir şey var, şunu ayırmamız lazım. Elbette ki kimsenin şarkısının dili sebebiyle, Arapça söyleyebiliyor mu, Kürtçe de söylüyor, söylemeye devam ediyor. Orada terörden kaynaklanan bir irtibat görülmüşse birtakım hassasiyetlerin oluşmasını yok görmemek lazım. Kimse Kürtçe şarkı söylüyor, sanatını icra ediyor diye engelleniyor değil bu ülkede, engellenemez ama şu var. Bakın, bunu dönem dönem mahalli meselelerde de yaşıyoruz. Kürtçe yerel şarkıcılar var. Çalıyorlar mı düğünlerde? Çalıyorlar mı? Ne zaman bir reaksiyon söz konusu oluyor bazen kamu tarafından bazen de insanlar tarafından? Bu şarkılar teröre evrildiği zaman, terör propagandasına döndüğü andan itibaren, 'Bir dakika dur' diyor. Bu, bir siyasal istismardır.
Burada dilin ve sanatın bir kusuru yok. Bunu böyle görmek çok yanlıştır. Bunu Türkçe de söylese, Kürtçe de İngilizce de Arapça da söylese aynısıdır. Arapça DEAŞ propagandası yapsa ben müsaade mi edeceğim veya vatandaş müsaade mi edecek? Allah rızası için böyle bir şey söz konusu değil. Kimse dilinden, sanatından dolayı ötekileştirilemez ama teröre karşı geçmişte bir irtibat, iltisak görülmüşse burada halkın, vatandaşın veya kurum ve kuruluşların, birtakım ticari müesseselerin, 'Ben buna izin vermiyorum' endişesini yaşamasının da terörle alakaları yok. Şimdi yarın öbür gün diyelim ki bir yerde çıkarmadılar veya engellediler veya 'Ben izin vermiyorum' dedi ama şunu düşünün, bu, sadece terörle ilgili de değil, başka bir saikle de buna bir kişi kendi arzusuyla izin vermiyor olabilir ama terörle ilgili izin vermemesi meselesini de ortaya koyabilir." (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et