01 Haziran 2022 05:00

Kapitalizm ve gençliğin spora erişim sorunu

Bugün tenis turnuvalarının sponsoru Oppo’nun işten attığı 20’li yaşlarındaki arkadaşlarımız geleceksizlik kaygısı ile cebelleşirken spora nasıl erişebilsin?

Kaynak: Unsplash

Paylaş

Zeynep Beril ÖZDİN

Tuzla/İstanbul

 

Türkiye, geçtiğimiz 19 Mayıs sürecinde uluslararası spor müsabakalarında birçok başarı elde etti.19 Mayıs’ta Dünya Boks Şampiyonası’nın kadın kategorilerinde bütün altın madalyalar kazanıldı. Taekwondo Avrupa Şampiyonası’nda toplam 19 madalya kazanıldı. 21 Mayıs’ta Anadolu Efes Euroleague şampiyonu oldu ve ardından Vakıfbank Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu. Bu birbirinden değerli başarıların ışığında Türkiye’de sporun konumu, spora ulaşılabilirlik ve “nasıl bir spor?​” başlıklarını açmak istiyorum. 

ÜLKEMİZDE SPORUN BULUNDUĞU KONUM

Hayatımızın her alanında olduğu gibi spor da bir kesimin siyasi ve ticari çıkarlarını beslemekte. Bu kesim, izlediğimiz müsabakalardaki sporcuların sayısından fazla olan markalar ve onları temsil eden, her cümlesi “Biz Türkiye’yi spor ülkesi yapacağız” olan takım elbiseli abiler. Abilerden kastım sen ben değil tabii, amatör branşların önde gelen kapitalist şirketlerinden Vakıfbank, Eczacıbaşı, Anadolu Efes, Arkas, Enka, Halkbank, Tofaş, Türk Telekom gibi kulüpler. Futbolda kulüp başkanlıklarını yürüten kapitalistler. Hayal dahi edemeyeceğimiz sermayelere sahip olan şirketlerin, kapitalistlerin köşe başlarını kapıp sporun içini boşaltması ya da bunu desteklemesi söyledikleri bütün iddiaları çökertiyor. Ülkece spor adına gördüğümüz yukarıda bahsettiğim şirketlerin elindeki sermaye ile sporculara para yatırıp bir ekip kurması ve yine eldeki sermayeyi besleyecek şirketler ile anlaşıp, elit olarak adlandırılan turnuvalarda kupaya uzanması. Sporun bulunduğu konum burası. 

GENÇLİK KESİMLERİNİN SPORA ULAŞILABİLİRLİĞİ

Gerçekten spor ülkesi miyiz? Bugün Türkiye’de gençlik kesimleri spora ulaşabiliyor mu? Ülkemizdeki ekonomik krizin bize yansımalarına bakacak olursak sıra spora gelesiye kadar temel ihtiyaçlarımızı nasıl alacağımızı düşünüyoruz. Hayatında öyle ya da böyle sporu bulunduran insanlar da maddi sıkıntılardan kafayı kaldıramıyor, ekipman fiyatları uçmuş gitmiş. Örneğin canın arkadaşlarınla tenis mi oynamak istiyor? Hadi diyelim tenis sahasını gecenin bir vaktine alarm kurup belediye tesislerinden 30 TL’ye kiraladın, en ucuz tenis raketi 400 TL. Ya da halı saha kira fiyatları, en ucuzu 200 TL. Profesyonel sporcular için de bu durum geçerli. Çok uzağa gitmeye gerek yok, gazetemiz Evrensel’de yeterli maddi destek alamayan, Spor Bakanlığından destek alamadığı için şampiyonalara gidemeyen, bir şekilde gidip derece elde edenlerin ise bakanlığın kendilerini çiçekler ile karşıladığını anlatan birkaç tane yazı mevcut. Erivan Barut “ödenek yok” diye geri çevrildi, sponsor bulup gittiği turnuvada şampiyon oldu. Şampiyonken alkışlayanlar, sakatlanınca “Geçmiş olsun” bile demedi. “Profesyonel Boksör Muhammed Dursun: ‘Sporda gelmeyen başarılar, tesadüf değil’ gibi” başlıklar, bu yazılara kolaylıkla örnek verilebilecek türden.

SPORA ERİŞİM SORUNU KAPİTALİZMİN SORUNUDUR

Peki bu koşullara rağmen, şirketlerin spot ışıkları altında tütsülenen spora karşılık biz ne istiyoruz? Spor, kuşkusuz toplumsal canlı olan bizlerin özgürlük araçlarından birisi. Belki de atalarımızın Mezopotamya’da verdiği yaşam mücadelesinin günümüze bedensel, zihinsel yansıması. Takım çalışması, kas gücü, zihin gücü, el-göz koordinasyonu ile gerek insan gerekse toplum olarak sınırlarımızı zorlayabileceğimiz, kendimizi var edebileceğimiz, mutlu olabileceğimiz maddi bir ihtiyaç. İşte bu noktada spora herkes ulaşabilmeli. Bugün tenis turnuvalarının kamera sponsoru Oppo’nun fabrikalarında çalışan, üstüne işten atılan 20’li yaşlarındaki arkadaşlarımız geleceksizlik kaygısı ile cebelleşmek yerine spora duyduğu isteğini giderebilmeli. Hatta bu isteğinin farkına varmalı. Kurye arkadaşlarımız, mahallesinde paket yetiştirmek için cirit atmak yerine aynı mahallenin spor imkanlarını kullanabilmeli, yoksa kendi var edebilmeli. Bahsettiklerim imkânsız değil tabii. Nitelikli eğitim, güvenceli yaşam, beslenme taleplerimizle sıkı sıkıya bağlı. Taleplerimiz adına turnuvalar düzenlemek, parklarda bir araya gelip spor talebimizi tartışıp paten sürmek, voleybol oynamak atabileceğimiz ilk adımlar. Bütün toplumların tarih boyunca kendilerine var ettiği sporları tekrar kendimiz için var etmek bizimle, gençlik kesimleriyle mümkün.

ÖNCEKİ HABER

Petkim işçileri: TÜPRAŞ işçisinin yalnız kalacağını düşünenlere inat bir aradayız!

SONRAKİ HABER

Yalan istilasına karşı sessiz kalmayalım 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa