01 Haziran 2022 13:44
Son Güncellenme Tarihi: 01 Haziran 2022 15:59

Yargılandığı davayla ilgili konuşan İmamoğlu: Yapılanların yegane sebebi toplumu germek

Ekrem İmamoğlu bugün yargılandığı ve duruşması 21 Eylül'e ertelenen davayla ilgili "Alıştılar ağlamaya, önümüzdeki ilk seçimde de bu kez onları hep beraber hıçkıra hıçkıra ağlatacağız" dedi.

Ekrem İmamoğlu fotoğrafı: İBB, Mahkeme koridoru fotoğrafı: Şerif Karataş/Evrensel

Paylaş

Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, davanın ertelenmesinin ardından detaylı bir açıklama yaptı.

Dikkatleri dağıtmak, toplumu suni gündemlerle yormak, seçmen kayıplarını durdurmak için bu davanın açıldığını söyleyen İmamoğlu, Süleyman Soylu'nun ''Ben İstanbul seçimini kaybettiğimizde ağladım'' ifadelerini hatırlatarak, "İstanbul’un kendi malı mülkü olduğu duygusuna kapıldılar, böyle bir rüyadalar. Bu rüyadan uyanacaklar, alıştılar ağlamaya, önümüzdeki ilk seçimde de bu kez onları hep beraber hıçkıra hıçkıra ağlatacağız" dedi.

İmamoğlu, "Uzun zamandır muhalefeti bastırmak için yargıyı silah gibi kullanma geleneği oluştu. Kullanıldığı tek kişi elbette ben değilim. Son bir ayda Gezi'de yıllarca hapis cezası verilmiş yol arkadaşlarım, hemşehlerim var içinde. Yine Kaftancıoğlu davası var... Dikkatleri dağıtmak, toplumu suni gündemlerle yormak, seçmen kayıplarını durdurmak istiyorlar. Bunu bir intikam aygıtına çevirerek mahkemelerle yapma çabasıdalar" ifadelerini kullandı.

CHP heyetiyle birlikte gerçekleştirdiği açıklamada İmamoğlu konuşmasıdan önce sözü CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek ve CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'a verdi.

"BAŞARI ARTTIKÇA SARAYDAKİLER RAHATSIZ OLUYOR"

CHP ve Millet İttifakı ailesi olarak İmamolu'nun yanında olduklarını söyleyen Seyit Torun şu ifadeleri kullandı:

"Bugün bir yargı sopası kullanılarak bir şekilde İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu'na karşı bir hukuk mücadelesi başlatıldı. Bu aslında İstanbul'da her geçen gün artan hizmetlerin, bugüne kadar 25 yıldır çözülemeyen sorunların çözülmesinin, yaşanılabilir bir İstanbul'un ortaya koyduğu başarıyla maalesef cezalandırılmak istenen bir belediye başkanımız. Bunların hepsi boş işler. Bugün İBB'de 100'ün üzerinde müfettiş var. Yaklaşık 3 yıldır inceliyorlar. Sayın başkanımız her geçen gün daha da fazla hizmetlerini arttırarak 16 milyon İstanbullunun hakkını 16 milyon İstanbulluya veriyor. Bu başarı arttıkça saraydakiler rahatsız oluyor ve sudan bahanelerle, çok komik gerekçelerle bir suç araması içinde oluyor. Ekrem İmamoğlu dimdik ayaktadır. Arkasında 84 milyon vardır. Yaşanılabilir bir İstanbul'u ortaya koyacak. Biz de CHP ve Millet İttifakı ailesi olarak Ekrem İmamoğlu'nun yanındayız."

"İSTANBUL YARGILANIYOR"

İmamoğlu'nun değil İstanbul seçmeninin iradesinin yargılandığını belirten Muharrem Erkek de şu ifadeleri kullandı:

"Son dönemde bu kadar hukuksuzluk, bu kadar adaletsizlik neden büyüdü? Otoriter popülist tek adam rejimleri çatışmadan, kutuplaşmadan beslenir. Onun için bizler bu tuzaklara asla düşmeyeceğiz.

Bir rejim halkın artık adalete inanmadığı bir noktaya gelmişse o rejim mahkum olmuştur. Bu haksız, hukuksuz temelsiz davalarla hiçbir sonuca varamayacaklarını görmeleri artık gerekiyor. Yargının üzerinden ellerinizi çekin. Başta sayın İmamoğlu olmak üzere belediye başkanlarımızla mücadeleyi bırakın asli görevinize dönün."

"BU BİR KAVGAYSA SONUNA KADAR KAVGA"

Feda edecek tek bir üyelerinin olmadığını belirten CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise şöyle konuştu:

"Hak arama yerleri, hak yeme yerlerine döndüyse bu tablo kötüdür. Türkiye'de şu an yapılan terzi dükkanında yemek pişirmektir. Mahkemeleri hak yeme yerine çeviren bir yönetim ile karşı karşıyayız. Feda edilecek bir tek Ekrem İmamoğlu'muz bir tek Canan Kaftancıoğlu'muz, bir tek yalın CHP üyemiz yoktur. Bu bir kavgaysa sonuna kadar kavga.

İktidarın militanı gibi çalışan hakimler, savcılar var. Benim bugün gördüğüm yargının saray basıncıyla vicdanı ve hukuk normları arasına sıkışmış halidir. Yargı üzerinden elini çek bir hesabın varsa biz meydanlardayız gel bizle hesaplaş."

"MAHKEMENİN AÇILMASI BİLE TALİHSİZLİK"

CHP heyeti ile İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde konuşan İmamoğlu'nun konuşması ise şöyleydi:

"Bu davada 4 yıla kadar hapsim ve siyasi yasaklı olmam istendi. Bu süreçte hukukun bu şekilde bir mahkemeyi açıyor olması bile talihsizlik. Bu talihsizliğin yaşanması hepimizi üzmüştür.

Uzun zamandır muhalefeti bastırmak için yargıyı silah gibi kullanma geleneği oluştu. Kullanıldığı tek kişi elbette ben değilim. Son bir ayda Gezi'de yıllarca hapis cezası verilmiş yol arkadaşlarım, hemşehlerim var içinde. Yine Kaftancıoğlu davası var. Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu'na, ana muhalefet partisinin genel başkanına yapılan linç girişiminde bulunan cezalarla kıyaslıyoruz. Bu yapılanların yegane sebebi var, toplumu germek istiyorlar. Geçmişte samimi duygularla bu siyasilere oy veren vatandaşlarımız, kendi siyasi kadroları bile yaptıklarını anlamakta güçlük çekiyorlar.

Dikkatleri dağıtmak, toplumu suni gündemlerle yormak, seçmen kayıplarını durdurmak istiyorlar. Bunu bir intikam aygıtına çevirerek mahkemelerle yapma çabasıdalar. Bu sadece bir siyasi kazanımla tanımlanamaz, milletimizin en önemli, bir arada oluşunu var eden adalet duygusu noktasında hepimizin başını öne eğen bir durum. Yargıyı tahakküm altına alıyorlar, almaya devam edecekler gibi gözüküyor. Her yol mübah gibi hareket ediyorlar. İktidar ne derse desin, muhalefet herhangi bir şey söylese hemen suç kavramıyla karşı karşıya kalıyor.

İçişleri Bakanının bana ahmak demesine yanıt verdiğim halde, ki buna siyasi kavramla yanıt verdim, kendisine iade ettim, sanki YSK'ya demişim gibi 4 yıl hapis ve siyasi yasak istenen davada yargılanıyorum."

"SÖZLERİ İADE ETMEK ZORUNDA KALIYORUZ"

"Meclis çatısı altında Cumhurbaşkanın milyonlarca insana dönüp konuşmasında, benim burada ifade edemeyeceğim bir hakareti gördük, bunlar çok ağır hakaretler... Böyle olunca o bir avuç insanın içinde bulunan kişilik de aynı ifadeyi kullanmakta kendinde hak görüyor. Biz toplumu temsil eden insanlar olarak vatandaşı ya da kendimizi savunurken bu sözleri iade etmek zorunda kalıyoruz. Yaptığımız iş bu. Sözünü iade ettim o gün, söze bakarım söz mü diye, adama bakarım adam mı diye dedim... Allah'a havale ettim. Bizim ahlakımız ancak buna müsaade ediyor. Türkiye'de hukuk şu anda herkese eşit değil, birilerine küfür de hakaret de serbest! Kaos yaratma çabasındalar, ellerinden geleni yapıyorlar, ülkeyi korku sürecine sürükleme çabasındalar. Muhalif her sesi kısmak, kendilerine karşı olanları bertaraf etme çabasındalar ama buradaki heyet, sadece milyonlarca insanın bir sesi, boş beklerler, çok beklerler, böyle bir şeyi asla başaramayacaklar. Bu halk çok zeki, kaos yaratma çabalarınıza, masum insanları sokağa dökerek gerginlik ortamı yaratmanıza geçit vermeyecek. Bu millet güle oynaya, bayram havasında, kardeşçe sandığa gidecek, bu ülkeden esirgediğiniz adaleti, tekrar tesis edecekler, az kaldı. Bu milletin o iktidardaki bir avuç insana, bu ülkenin sade vatandaşlarına onların da vatandaş olduğunu öğretecek.

Hala üzerinde tepindiğiniz, acısını hissettiğiniz İstanbul seçimlerinin üzerinden 3 yıl geçmiş, kendi içinizdeki insanlar bile seçimi iptal etmenin yanlış olduğunu söylemelerine rağmen aynı akla devam ediyorsunuz, bu çok şaşırtıcı. Bugün artık İstanbul seçimlerini iptal ettik, ne doğru yaptık, hukuk adına ne güzel iş olduğunu söyleyecek bir tane AK Partili yönetici çıksın konuşsun, Allah'ın kulunu bulamazsınız.

"HIÇKIRA HIÇKIRA AĞLATACAĞIZ"

Bir kişi var, o da İçişleri Bakanı. Seçim güvenliğinden en sorumlu birinci kişi... Seçim akşamı bile görevini ihmal edip rakibimle toplantı yapacak kadar görevini ihmal eden bir kişiydi. Halkın iradesini gasp etmek için İstanbul'un bazı ilçelerinde elini geleni ardında koymadı. Hüngür hüngür ağladım dedi. Hırslı, sinirli, sulugöz biriymiş. Bir İçişleri Bakanı dünyanın en normal süreçlerinden biri gerçekleşince neden ağlar? Neyi kaybetti, bunu anlamamız lazım... İstanbul’un kendi malı mülkü olduğu duygusuna kapıldılar, böyle bir rüyadalar. Bu rüyadan uyanacaklar, alıştılar ağlamaya, önümüzdeki ilk seçimde de bu kez onları hep beraber hıçkıra hıçkıra ağlatacağız.

Bu davanın açılması bile talihsizliktir. Ama bu mahkeme, benimle, bana hakaret eden İçişleri Bakanı arasındadır. YSK'yı ve yargıyı istismar etmeyi bıraksınlar. O bir avuç insan YSK ve yargının itibarı ile yeterince oynadı. Rahat bırakın onları. Sizlerin de hukuka ihtiyaç duyduğunuzu hatırlatmak isterim. Vazgeçmeyeceğiz... Yapılan hamleler bizim dayanma gücümüzü büyütüyor. Bizimle toplum arasındaki bağlarımızı güçlendiriyor, sizin gerçek yüzünüzü ortaya çıkarıyor. Gönül; ahlaklı, etik kuralları olan bir mücadele ister ama siz bunu istemiyorsunuz. Keşke öyle bir alan oluşsa ve gerçekten doğru düzgün süreçleri konuşuyor olabilsek. Tek derdiniz ekonomiyi, yolsuzlukları, eğitim kalitesizliğini unutturmak, gelecek kaygısını unutturmak adına kaos yaratmak... Bize verdiğiniz tek duygu, birlikte çalışacağız, seferberlik duygusu ile genel seçime her birimiz bir nefer olarak, bu memleketin demokrasi ile, adalet ile, daha güzel bir süreçle her vatandaşın eşit olduğu bir süreçle buluşması için huzur ver refah gelmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Yeni elitler, yeni bir avuç insanlar yaratmadan, adil bir süreci var etmek için milletimizi kucaklayarak bunu yapacağız."

"BÖYLE BİR DAVA UTANÇ VERİCİ"

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla hakkında açılan davanın ertelenmesiyle ilgili ilk açıklamayı, metro şantiyesinde yapmıştı.

“Tırnak içinde bir ‘ahmak davası’ var; sürüyor” diyen İmamoğlu, “Türkiye'de böyle bir davanın dahi olması, yapılması, sürdürülmesi ve iddia makamının daha önce ortaya koyduğu cezayla ilgili tarif, gerçekten utanç verici. Bugün beni destekleyen, yanımda olan bütün İstanbullulara, o alana gelip yürekli desteğini benden esirgemeyen bütün yol arkadaşlarıma, yoldaşlarıma, siyasi dostlarıma, herkese yürekten teşekkür ediyorum” ifadelerini kullanmıştı.

İmamoğlu, davanın 21 Eylül’e ertelendiği bilgisini, yapımı devam eden Dudullu-Bostancı Metro Hattı’nın Bostancı İstasyonu’ndaki incelemeleri sırasında almıştı. Erteleme kararı sonrası ilk açıklamasını metro şantiyesinden yapan İmamoğlu, şunları söylemişti:

“Metro şantiyesindeydim ve arkadaşlarımla inceleme yapıyoruz burada. Malum bugün bir dava var. Tırnak içinde bir ‘ahmak davası’ var; sürüyor. Eylül'e ertelendi. Tanıklar dinlenecek. Sürece dair kararların verileceği noktasında bir tarif yapıldı mahkeme tarafından. Türkiye'de böyle bir davanın dahi olması, yapılması, sürdürülmesi ve iddia makamının daha önce ortaya koyduğu cezayla ilgili tarif, gerçekten utanç verici; ifade etmek isterim. Ama her şeye rağmen umudumuz, yargının aklı selim, adaletin kurallarına uygun bir biçimde, sürdürülebilir bir zemine oturması. Dileğimiz bu."

KENDİSİNE DESTEK VEREN İSTANBULLULARA TEŞEKKÜR ETTİ

"Bugün beni destekleyen, yanımda olan bütün İstanbullulara, o alana gelip yürekli desteğini benden esirgemeyen bütün yol arkadaşlarıma, yoldaşlarıma, siyasi dostlarıma, herkese yürekten teşekkür ediyorum. Saat 15.00’te kamuoyunu ve basını Saraçhane'de, İstanbullunun evinden, İstanbullunun makamından… Bize ait değil, bana ait değil. Bakın tekrar ediyorum: Zaten bütün sorun burada başlıyor. ‘Benim makamım, benim devletim’ anlayışına sahip bir avuç insanın tavrından başlıyor. Tekrar ifade edeyim: Bana ait değil, İstanbulluya ait olan Saraçhane'deki makamdan, Saraçhane’deki o, İstanbul'un evinden saat 15.00’te basını ve kamuoyunu bilgilendireceğim. Orada görüşmek dileğiyle, sevgiyle, saygıyla kalın.”

NE OLMUŞTU?

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, 13 bin oy fark ile kazandığı 31 Mart seçimlerinin iptal edilmesinin ardından yaptığı basın açıklamasında dönemin YSK başkanı ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın duruşması, Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü. Duruşmada YSK üyelerine yönelik herhangi bir söylemin olmadığına dair uzman görüşünün yer aldığı ek belge sunuldu. Raporun incelenmesi için dosyanın savcılığa gönderilmesine hükmeden mahkeme, duruşmayı 21 Eylül’e erteledi. (HABER MERKEZİ)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Antep'te yaşanan iş cinayetinde bir işçi hayatını kaybetti, bir işçi ağır yaralandı

SONRAKİ HABER

4500 yaşında 180 kilometre uzunluğunda bitki bulundu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa