Kültür sanat yasağına tepkiler sürüyor: Sanatçılar ve işçiler birbirlerine destek vermeli
Yasak kararlarını Kültür Sanat-Sen İzmir Şube Başkanı Nesin Tatlıoğlu, İzmir Müzisyenler Derneğinden Ayşegül Kuru ve Sanatçı-Müzisyen/Yel Değirmeni Grubundan Erkan Çabuk ile konuştuk.
Nesin Tatlıoğlu, Erkan Çabuk, Ayşegül Kuru (Fotoğraf: İnanç Babacanoğlu / Evrensel)
Eda AKTAŞ
Ramis SAĞLAM
İzmir
Geçtiğimiz hafta içerisinde birçok ilde farklı bahanelerle konserler, kültür-sanat etkinlikleri yerel idareler tarafından yasaklandı. Özellikle Kürt ve iktidarın politikalarını eleştiren sanatçılara yapılan bu yasaklamaları Kültür Sanat-Sen İzmir Şube Başkanı Nesin Tatlıoğlu, İzmir Müzisyenler Derneğinden Ayşegül Kuru ve Sanatçı-Müzisyen/Yel Değirmeni Grubundan Erkan Çabuk ile konuştuk.
"ALINAN KARARLAR POLİTİK"
Kültür Sanat-Sen İzmir Şube Başkanı Nesin Tatlıoğlu, “Bu alınan kararlar kesinlikle politik. Muhafazakarlaşmaya yönelik bir karar. Renklerin ortadan kaldırılması ve yaşam şekline müdahaledir. Genel anlamda muhaliflere yönelik bir baskı var. Bu faşistçe bir baskıdır. Buna birlikte mücadele ederek karşı gelebiliriz” diye konuştu. Sanatın her zaman muhalif olduğunu ifade eden Tatlıoğlu, “Bunu susturmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunu bir şekilde engellememiz gerek. Sanatçıların da örgütlü ses çıkarması gerek” dedi.‘TAMAMEN BASKICI BİR YÖNETİM’
İzmir Müzisyenler Derneğinden Ayşegül Kuru, müziğin çok güçlü bir ifade ediş şekli olduğunu söyleyerek, “İktidarı eleştiren sesin duyulmasını istemiyorlar. Bu yeni başlayan bir şey değil. Daha önce de yapılan uygulamalar vardı, pandemide de bunu daha fazla yaşadık. İktidarı onaylamayan tüm sanatçılara karşı bu anlayış var. Tamamen baskıcı bir yönetim” dedi. Kuru son olarak, sadece müzisyenlerin değil tüm sanat kollarının bu konuda bir arada durması gerektiğini sözlerine ekledi.
"TEPKİLER ORTAKLAŞMALI"
Sanatçı-Müzisyen/Yel Değirmeni Grubundan Erkan Çabuk ise yasakların artık herkese dokunur bir noktaya geldiğini söyledi. Çabuk, “Yasaklara karşı mücadele ortaklaştırıldığı zaman tepkiler bir vücut bulacak. Biz de Yeldeğirmeni Müzik Grubu olarak TÜPRAŞ’ta işten atılan işçilere müziğimizle destek verdik. Sanatla ilgilenen tüm dostların yeri geldiğinde işçi havzalarında da yer alması onlarla birlikte mücadele etmesi, işçilerin de yeri geldiğinde sanatçıların yanında durarak onların mücadelesine destek vermesi gerekli. Ancak bu çalışmaları bir araya getirirsek sesimizi yüksek bir şekilde karşı tarafa duyurabiliriz. Üretkenliğin olduğu yerde birleştirici özellik vardır. Onun için bütün sanatçıların bir araya gelerek önce kendi aralarında daha sonra işçisiyle, emekçisiyle birlikte bir araya gelip birbirlerine destek veren bir sürece girmeleri gerekiyor” diye konuştu.