5 Haziran katliamının yıl dönümü | Dava cezasızlığa itildi!
5 Haziran mitingine yönelik saldırının yıl dönümünde konuştuğumuz dava avukatlarından Özgür Erol, cezasızlık politikası doğrultusunda bir yargılama yoluna gidildiğini belirtti.
Fotoğraf: MA
Fırat TOPAL
Diyarbakır
7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP’nin final mitingi Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda yapıldı. 5 Haziran'da yüz binlerin katıldığı mitinge IŞİD’in saldırısı sonucunda 5 kişi yaşamını yitirirken, yüzlerce kişi yaralandı. Avukat Özgür Erol, dava ile ilgili gazetemize konuştu. Ankara’da yapılan ilk yargılamanın üzerinden 3 yıl geçtiğini belirten Erol, “Burada 4 IŞİD mensubu yargılandı, 3 kişi ceza aldı, biri beraat etti” dedi. Yargılama sürecinde katliamla ilgili bağlantılarının ortaya çıkarılması, IŞİD’lilerin Türkiye rahat giriş çıkış yapmaları katliamın yaşandığı sırada kamu görevlilerinin ihmali ve sorumluluklarının açığa çıkarılması yönündeki taleplerinin yanıtsız kaldığına dikkat çeken Erol, “İkinci yönü de bu saldırının sonrasında Suruç, 10 Ekim Ankara, Antep Katliamlarıyla devam eden sistematik saldırılar olması nedeniyle insanlığa karşı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğiydi, bu taleplerimiz de yanıt bulmamıştı. Bu gerekçelerle istinaftaki dosya, istinaf aşamasında onandı ve dosya artık temyizde, işin bir yönü bu” dedi.
ARANAN ŞAHIS YAKALAMA İŞLEMİ YAPILMADI
Görevi ihmalden yargılanan polisler hakkında verilen beraat kararına dikkat çeken Erol, polislerin ihmaller zinciri sonrası katliamın yaşandığını söyledi. Erol, “Diyarbakır saldırısını gerçekleştiren Orhan Gönder, “Terör nitelikli aranan şahıs” kaydıyla Türkiye’ye tekrar giriş yapıp Diyarbakır’da otelde kalmıştı. Kaldığı otelde polisler tarafından askerlik araması olduğu sebebiyle otel lobisine çağrılıp eline askerlik kağıdı verilip tekrar odasına gönderilmiş. Aranan bir şahsın odasına bir yakalama işlemi ya da arama işlemi yapılmış olsa Diyarbakır’da insanların ölümüne yol açan bombalar odasındaydı. Buna benzer pek çok sorumluluk olduğu halde Diyarbakır’daki yargılamada da beraat kararı çıktı” ifadelerini kullandı.
KATLİAM BİRKAÇ IŞİDLİ’DEN İBARET DEĞİL
Katliama dair soruşturmanın eksik yürütülerek bir cezasızlık yoluna gidildiğini ifade eden Erol, “Birkaç IŞİD’li hakkında hak ettikleri bir ceza verildi Ankara’daki mahkemede fakat durum bundan ibaret değil. Suçun tanımını doğru yapmazsınız ceza kanununa “İnsanlığa karşı suç” maddesini neden koydunuz? Tam da buna tekabül eden suçlarda işlenmeyecekse neden konuldu?” diye sordu.
Suçun tanımının doğru yapılmadığını ve işlenen suçun kapsamının soruşturmanın başından beri eksik yürütüldüğünü söyleyen Erol, “Bir yıl soruşturmaya gizlilik kararı kondu, bu bir yıl içerisinde Orhan Gönder’in geriye doğru bağlantılarının neler olacağına dair hiçbir araştırma yapılmadı. Bizim bu araştırmaların yapılıp yapılmadığını denetleme imkanımız olmadı. Dosya yargılanan 2-3 kişiyle sınırlı kalacak şekilde daraltıldı. Bu da tabii ki etkili bir soruşturma, kovuşturma yürütmeme itibarıyla cezasızlık politikasına hizmet eder” dedi.
DAVA ANKARA’YA TAŞINDI
Katliam davasının gerçekleştiği yerden güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya taşındığına vurgu yapan Erol, “Katliama müşteki olması gereken yüzlerce kişi dava Ankara’ya taşındığı için bu davaya dahil olamadılar. Fakat kamu görevlilerinin yargılandığı dava da Diyarbakır’dan çıkarılmadı. Demek ki bir güvenlik sorunu yokmuş bu davada. Polislere verilen beraat kararı istinaf edilecek, buna itiraz edeceğiz” dedi. Erol, beraat kararların onanması durumunda itiraz aşamasında katliamda yaşamını yitirenlerin yaşam hakkının usul açısından korunup korunmadığı tartışması yürütmek üzere Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacaklarını söyledi.