04 Haziran 2022 22:39

Bandırmalı kadınlardan Erdoğan'a tepki: Nefret dili bilinçli bir siyasi tercih

Bandırma Emekçi Kadınlar Platformu, Gezi eylemlerine katılanlara 'sürtük' diyerek hakaret eden AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tepki gösterdi.

Fotoğraf: Evrensel

GÜNCEL

Paylaş

Bandırma Emekçi Kadınlar Platformu, Gezi eylemlerine katılanlara 'sürtük' diyerek haaret eden AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi "Bizim ülkemiz, kıyıya vuranların ülkesi olmayacak. Bu hususla ilgilenecek merci: Cumhuriyet Savcılarıdır" dedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Haziran'da Meclis kürsüsünden Gezi eylemlerine katılanlar için kullandığı “çürük”, "sürtük" ifadelerine tepki gösteren Bandırma Emekçi Kadınlar Platformu, basın açıklaması gerçekleştridi.

Erdoğan'ın yurttaşlara yönelik hakaret içeren sözlerinin kabul edilemez bulunduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bugün geldiğimiz nokta, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve sosyal erozyon ortadayken hala '2023 hedeflerinden' ve bilinmeyen bir '2053 vizyonundan' bahsederken Erdoğan, insanlarımızı kutuplaştırmaya ve nefret dilini bilinçli olarak kullanmaya devam etmektedir.

Biz ülke olarak, toplum olarak anılarından beslenen, anılarına sahip çıkıp değer veren insanlardan oluşuyoruz. Geçmiş bizi besleyendir ve bizim nazarımızda en çok özlenendir. Ama sanırım son yıllarda en çok hasretini çektiğimiz saf gerçeklik olgusu.

Yalan söylemeyen, doğruluktan yana olan insanları o kadar arıyoruz, özlüyoruz ki onlardan biri de toplumu nefret biliyle bölerek siyasi güç elde etmek isteyenlerin camide içki içildi yalanını yüzlerine vuran caminin müezzini 'Fuat Yıldırım'dır.

İktidarın ekonomik çöküşe, tarihin en yüksek cari açığının oluştuğu bir mali yönetime, hak ve özgürlüklerin bu denli ayaklar altına alınmasına, liyakatsizliğe, işsizliğe, yoksulluğa dair en küçük bir izahı kalmamıştır. Hesap verme günü yaklaştıkça ülkeyi bu hale getirenlerin, halkın hassas duygularını hedeflerine malzeme etmeleri, çekinmeden hakaret ve nefret dilini tercih etmeleri bilinçli bir siyasi tercihtir. İktidarda kalmak adına yapılan aymazlığın kürsüye yansımış halidir.

Mevlana’nın dediği gibi 'Kalp deniz, dil kıyıdır' denizde ne varsa kıyıya o vurur.

Bizim ülkemiz, kıyıya vuranların ülkesi olmayacak. Bu hususla ilgilenecek merci: Cumhuriyet Savcılarıdır. Gereğini yapacak namuslu, cesur ve adaletin temsilcisi sayısız savcımız bulunmaktadır." (HABER MERKEZİ)