Erkan Baş’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt: Halk iradesinin yarattığı korkuyla hesaplaşmaya çalışıyor
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TİP'li milletvekillerine dair sarf ettiği sözlere yanıt verdi, "Bunlar düşman hukuku uygulamaya çalışan iktidarın son adımları" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın, Gezi Parkı eylemlerinin 9. yıl dönümünde Boğaziçi Köprüsü’ne pankart asmak isteyen ancak polis engeli ile karşılaşan Türkiye İşçi Partili (TİP) milletvekillerinin "parlamentodan atılma adımlarının atılması için" yaptığı çağrıya TİP Genel Başkanı Erkan Baş’tan yanıt geldi. Baş, iktidarın Gezi korkusunun büyük olduğunu ifade ederek Erdoğan’ın kuvvetli bir halk iradesinin yarattığı korkuyla hesaplaşmaya çalıştığını söyledi. Erkan Baş Erdoğan’ın bu sert çıkışları ile “hâlâ güçlüyüm” mesajı vermeye çalıştığını ifade ederek “Aslında, güçlü olduğu için değil, zayıfladığı için ve güçlüymüş gibi görünmek için bu sertliğe baş vuruyor” dedi.
"DÜŞMAN HUKUKU UYGULAMA ÇALIŞAN İKTİDARIN SON ADIMLARI"
Ankara'da düzenlenen "Geleceğin Türkiye’si için Hafıza, Hakikat, Hesaplaşma” konulu konferansta Evrensel'in sorularını yanıtlayan TİP Genel Başkanı Erkan Baş şu ifadeleri kullandı:
"Bu sözler klasik bir Erdoğan yaklaşımı. Babasının çiftliği zannediyor Meclisi. İstediğini alabileceği, istediğini silip atabileceği bir mekan olarak tarif ediyor. Bir kere bunu esastan reddediyoruz. İkincisi zaten toplumun çok büyük bir bölümünü hedef haline getirmiş, düşmanlaştırmış, düşman hukuku uygulama çalışmış bir iktidarın son adımlarından bir tanesi.
Erdoğan’ın Türkiye İşçi Partisi’ni hedef almasını Gezi düşmanlığının yansıması olarak görüyorum. Türkiye'de milyonlarca insanın, tek adam zihniyetine karşı yan yana, omuz omuza, hep birlikte karşı duruşunun acısını hâlâ unutamadığını düşünüyorum. Dudağından çıkan her şeyin kanun, hatta anayasa hükmünde olmasını isteyen bir tek adama karşı bu ülkede kadınlar, gençler, İşçiler, Kürtler, Aleviler milyonlar bir araya gelip Gezi’de “Bu ülke senin istediğin gibi olmayacak, bu ülke halkları sana rağmen, istedikleri gibi barış içinde, kardeşçe yaşamaya devam edecek” demişti. Erdoğan, kuvvetli bir halk iradesinin yarattığı korkuyla hesaplaşmaya çalışıyor. Gezi’de teslim olmadığımız gibi bundan sonra da bu anlayışa teslim olmayacağız. Erdoğan, biliyorsunuz halka küfür etti. Gezi ile ilgili yaptığı konuşmanın suç duyurusunu yaptık. Takipçisi olacağız. Belki bugünkü mahkemeler bir iktidar aygıtına dönüşmüş olduğu için rahatlıkla diyor bu sözleri ama biz bunları kayıt altına almaya ve önümüzdeki dönemde de işlenen tüm suçlarda olduğu gibi, 'halka karşı hakaret' suçlarından cezasız kalmaması için elimizden geleni yapacağız."
"ZAYIFLADIĞI İÇİN BU SERTLİĞE BAŞ VURUYOR"
"İktidar çaresiz. Bunu sizin aracınızla bir kere daha ifade etmiş olayım. Ben iktidarın gittikçe kaybettiğinin farkında olduğunu, hatta kendi saflarındaki bir çözülmeyi belirgin olarak hissettiğini, temel kaygısının şu anda 'hala güçlüyüm' mesajı vermek olduğunu düşünüyorum. Güçlü olduğu için değil zayıfladığı için ve güçlüymüş gibi görünmek için bu sertliğe baş vuruyor. Ama sanıyorum artık geri dönülmez bir yola girdi. Adalet ve Kalkınma Partisi ve bu saray rejimine karşı Türkiye halkı ağır biçimde kararını gösterecek ve bu iktidardan hep birlikte kurtulacağız diye umuyorum.
NE OLMUŞTU?
Gezi direnişinin yıl dönümünde Türkiye İşçi Partili (TİP) milletvekilleri, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne "Her yer Taksim her yer direniş" yazılı bir pankart astığı sırada polisin müdahalesiyle karşılaştı. TİP'li milletvekilleri ve polis arasında gerginlik yaşandı. TİP milletvekili Ahmet Şık’ın sosyal medya hesabından paylaşılan 6 dakika 27 saniyelik görüntüde, TİP’lilerin pankart açtıkları, ardından gelen polislerin pankartı kaldırmaya çalıştığı esnada TİP Genel Başkanı Erkan Baş, İstanbul Milletvekilleri Ahmet Şık ile Sera Kadıgil'in engel olmaya çalıştığı görüldü. Partisinin 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİP'li milletvekillerinin kendilerine müdahale eden "polislere el kaldırdıklarını" iddia ederek "Bu milletin polisine el kaldırandan milletvekili olmaz. Bunların parlamentoda da yeri olmaz. Bunların da bir an önce parlamentodan silinip atılmasının adımlarının atılması lazım" dedi.