Cezaevinde hak ve hukuk katliamı
İzmir’de, Şakran 4 Nolu T Tipi Cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlüler, cezaevine sürgün edildikleri günden beri “hak ve hukuk katliamı ile karşı karşıya” kaldıklarına dikkat çekerek, “Cezaevindeki uygulamalar artık kabul edilemez noktaya gelmiştir. Her gün mutlaka bir gerginlik yaşanmaktadır. Doğabilecek büt&
Şakran 4 Nolu T Tipi Cezaevinde tutulan Seyfettin Yavuz isimli tutsak, cezaevi idaresinin keyfi uygulama ve hak ihlallerine ilişkin mektup gönderdi. 6 ay önce “kapasite yoğunluğu” gerekçesiyle Mardin E Tipi Cezaevinden 80 arkadaşıyla birlikte Şakran Cezaevine sürgün edildiklerini hatırlatan Yavuz, “Herhangi bir tebligat yapılmadan ailelerimize haber verilmeden ve bazı arkadaşlarımızın uçakta elleri kelepçeli bir şekilde, mevcut yürürlükteki yasalar ihlal edilerek bir nakil durumumuz gerçekleşti. Şu ana kadar telekonferans yöntemiyle yapılan duruşmalar sağlıklı yürütülmedi” Yavuz kendi yaşadığı hak ihlallerine de değinerek, “Tutukluluğumun on altıncı ayında, salı günü ilk duruşmam olacak” dedi.
MAHKUM AİLELERİNİ CEZALANDIRIYORLAR
Şakran Cezaevine getirildikleri günden beri sistematik bir tecritle karşı karşı kaldıklarına dikkat çeken Yavuz, “Cezaevinde sohbet hakkı, çeşitli atölyelerden faydalanma, kütüphaneden yararlanma ve sportif faaliyetler yapılmamaktadır. Psikolojik baskının had safhada olduğu belirtilebilir. Sayımlarda, revire, telefona ve görüşe giderken zaman zaman tahrik edici yaklaşımlar söz konusudur. Hastane sevkleri geç olmakta, revirdeki doktorun yaklaşımları olumsuz olur, zaman zaman sağlık kuruluşlarında kelepçeli muayene dayatılmaktadır. Sınırlı da olsa bazen görüşe gelebilmek için aileler araç kiralayıp gelebilmektedirler, ancak günlerin özellikle farklılaşmasından dolayı birbirlerini iki üç gün beklemek zorunda kalıyorlar. Bu durum ailelerimizin de cezalandırılması anlamına gelmektedir, bizlere gönderilen eşyalarımız ‘kantinde var ‘ gerekçesiyle depolara atılmaktadır” diye kaydetti.
‘İKİ GÜN YEMEK VERMEDİLER’
Mardin’den getirildikleri günden beri yaşamadıkları sorun kalmadığına vurgu yapan Yavuz, “En son Diyarbakır’daki duruşmaya götürülen arkadaşlarımız 2 gün boyunca yol eziyetine maruz kalıp, yemek ve dinlenmek için mola verilmemiş. Bu sorunların giderilmesi için duyarlı kamuoyunun oluşturulmasını bekliyoruz. Hem özgün hem de genel anlamda yaşanan sorunların çözülmesi için baro, İHD, ÇHD ile ilgili kurum ve kuruluşların duyarlı yaklaşmasını bekliyor, şimdiden duyarlılıklarından dolayı teşekkür ediyorum” diye yazdı.
İHLAL ÜSTÜNE İHLAL YAŞANIYOR
Şakran 4 Nolu T Tipi Cezaevinde kalan 108 tutuklu ve hükümlü, cezaevindeki uygulamalarla ilgili aileleri aracılığıyla açıklama yaptı. Cezaevinde yaşanan keyfi uygulama ve hak ihlalleri şöyle sıraladı:
* ”Sevkle gelen arkadaşlar çıplak aramaya çalışılıyor.
* Mardin’deki olayla ilişkisi olmadığı halde 30 arkadaşa 10 günlük hücre cezası verildi.
* Ailelerin getirdiği veya gönderdiği eşyaları verilmemektedir.
* Revir, görüş, avukat, idareyle görüşme, hastane, koli almaya giderken sürekli üst araması durumu var.
* Ortak etkinlik alanlarına çıkartılmıyoruz.
* Spor ve atölye faaliyetlerinden yararlandırılmıyoruz.
* Kütüphanede çalışma imkanı tanınmamaktadır.
* Ses cihazının sesi yükseltilerek bilinçli rahatsızlık verilmeye çalışılıyor.
* Görüş günleri özellikle dağınık planlanmış.
* Telekonferans ile duruşmalara katılmadan onlarca yıl ceza veriliyor.
* Son zamanlarda mahkemeye götürmek için 2-3 gün öncesinden ring ile yola çıkılıyor, mola verilmiyor. Dönüşte de yine aynı durum söz konusudur.
* Tekrar gelişte defalarca üst araması yapılıyor.
* Bazen tedavi için hastaneye giden arkadaşlara kelepçeli muayene dayatılıyor.
* Aramalarda provoke edici yaklaşımlar söz konusudur.
* Psikolojik baskı had safhada tutulmaktadır.
* Cezaevi doktorunun keyfiyetçi yaklaşımları ve tahrik edici tutumları oluyor.
* İdareyle görüşmelerimiz genelde sonuçsuz oluyor ve gergin bir ortam söz konusudur.
* Çocuk cezaevinde bulunan genç arkadaşlarımıza karşı kabul edilemez tutumlar söz konusudur, bu durum bize de yansımaktadır.
* Kadın cezaevinde bulunan arkadaşlarımıza yönelik olumsuz tutumlar kabul edilemez durumdadır.” (İzmir/DİHA)